Erol Erdoğan, yıllardır yayıncı, siyasetçi ve kendine özgü yaklaşımlarıyla düşünce dünyamızın üretken 'sivil & bağımsız' isimlerinden biri. Metinleriyle ruh dünyamıza küçük dokunuşlar yapan Erdoğan'ın, o bilindik üslubunu yansıttığı ilk kitabı İnsan Mevsimi geçtiğimiz ay İz Yayıncılık tarafından yayınlandı. Erdoğan, mevsim denince akla gelen güz, kış, bahar ve yaz'a yeni eklemelerde bulunmuş ve güzel de olmuş. Fark edemediğimiz ve sayesinde ayrımına vardığımız mevsimler ise 'çocuk, kedi, oruç, İstanbul, insan'. Erdoğan, 'İnsanın fıtrat üzerine yaratılışı dünyanın farklılıklar üzerine kurulduğu anlamına gelir. Onun için insan mevsimler gibi rengârenktir. Küçükken yakın çevresinin terbiyesi, büyürken edindiği korkular, yanlış eğitim, taraf olduğu ideolojiler sebebiyle farklılıklarını birer birer azaltır…' cümlesiyle kitaba koyduğu ismi de açıklıyor.
İddialı olmayan, okuyucuyu da birlikte düşünmeye davet eden metinler, bu saflığıyla insanı hemen cezbediyor. Hatta bazen insan, yazarın kaleme alırken muhtemelen kast etmediği bir şeyi bile kendi ruh ve düşünce dünyasında tahayyül edebiliyor.
İnsan Mevsimi'nin 'ters köşeye yatıran' bir tarafı var. Öyle sorular soruyor ve şaşırtıcı açıklamalar yapıyor ki.... Örneğin kedileri hem çok sevip hem de onlara nankör yakıştırması yapmamızdaki çelişkiyi; yaz okullarının çayırlarda yapılması yerine beton, taş binalarda yapılmasındaki anlamsızlığı; 'haber' dendiğinde niye hep 'kötü' şeyleri konuştuğumuzu… ve daha nice ezberimizi ortaya koyuyor. Bu yazdıklarımızdan, kitapta 'optimist' dozun yüksek miktarda bulunduğu akla gelmesin. Kötülüğün varlığına da dikkat çekiliyor ve her zaman dikkatli ve uyanık olunması gerektiği, gafletin sonuçlarının onarılamaz olacağı hatırlatılıyor.
İnsan Mevsimi
Erol Erdoğan
İz Yayıncılık
Mayıs 2013
172 sayfa