|

Kutlu bir davanın 'Öncüler'i

Önden gidenlerin yurtdışındaki okul açma maceraları şöyle böyle kulağımıza çalınmış ve zaman zaman gözyaşları içinde dinlemişizdir. Dünyanın dört bir yanında açılan Türk okullarına eğitmen olarak gidenlerin anılarının derlendiği Öncüler kitabı Işık Yayınları arasında çıktı.

Hafza Hafızoğlu
00:00 - 14/02/2013 Perşembe
Güncelleme: 17:55 - 13/02/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Kutlu bir davanın 'Öncüler'i
Kutlu bir davanın 'Öncüler'i

İnsanın hayatını anlamlı kılan, ona şuur kazandıran en önemli sebeplerden biri de kutlu bir davasının olmasıdır şüphesiz. Önden gidenlerin yurtdışındaki okul açma maceraları şöyle böyle kulağımıza çalınmış ve zaman zaman gözyaşları içinde dinlemişizdir. Işık Yayınları'ndan çıkan ve Zeynep Kamez Kaya'nın yazarlığını üstlendiği 'Öncüler' adlı çalışma, Hizmet'in cefakar sevdalıların, ablaların Türk okullarının açılış serüvenindeki hayatlarına ışık tutuyor. Bilenler hatırlayacaktır bu güzide ablaların hikayesi Burç FM'de Öncüler programında konuşulmuştu. Kaya, bu tarihe not düşen anıları derlemiş ve iki kapak arasında okuyucuların dikkatine yeniden sunmuş.

KIZIM GİTTİ GELMEDİ

Kitapta, 14 hikaye anlatıyor ki hepsi birbirinden hüzünlü. Sevgi Fadime Karyağdı'nın maruz kaldığı sert cümleler bu gönül işinin hiç de kolay olmadığına bir örnek: 'Kayınvalidemler, 'Türkiye'de iş mi bitti? Ne işiniz var oralarda? İnsanları siz mi adam edeceksiniz?'diyorlardı.' Sevgi Hanım, zor şartlar altında Tataristan'a hicretlerini anlatırken; Özbekistan'dan gelen bir ağabeyin getirdiği makarna süzgecine son model araba hediye edilmiş gibi sevindiklerini söylüyor. Oralardaki Sovyet zulmü altındaki dindaşlarımızın 'Ne olur bize de Kur'an öğretin. Yağmur da yağsa, kar da yağsa hatta taş da yağsa biz geliriz' diye feryat etmeleri, bu nurlu davanın ehemmiyetini telmih ediyor. Sevgi Hanım'ın alzheimer hastası olan babasının Türkiye'ye döndüğünde kendisini tanımadığını anlattığı yer ise bir filmin ağlanacak sahnesi gibi: 'Zaman zaman babamla dışarı çıktığımızda babam uçaklara bakıp ağlardı. 'Neden ağlıyorsun babacığım? diye sorunca 'Kızım gelmedi' diyordu. 'Ben buradayım babacığım' dediğimde yüzüme bakıp gülümsüyordu.' Sevgi Hanım son olarak Tatar teyzenin rüyasında Peygamber Efendimiz'i (SAV) görüp; 'Buraya Türkler gelecek, çok üşüyecekler' demesi üzerine ördüğü ve kaybettiği çoraplara kavuşmanın dileğiyle noktalıyor sözlerini, şimdilik.. Ülkü Bayrak ise oğlu Muhammed Erkam'ı hizmet vatanları Mozambik'te 'cennet kuşu' olduğunu anlatıyor bir yerde. Küçük Erkam'ın küçük mezarında bugün Türk ve Mozambik bayrakları dalgalanıyor. Kamez'in derlediği hikayeler, okundukça insanı başka göklerin altına götürüyor. Ablaların çilesi, İslam davası ve dünya barışına mütevazı gibi görünse de hayatî dokunuşlar, ulvî katkılar... Bu Hizmet, kitapta geçtiği gibi Rusya'dan Nijerya'ya, Mozambik'ten Türkmenistan'a oradan Kazakistan ve Zimbabwe'ye değin devam ediyor hâlâ. Şair Ziya Faruk Aksakal'a kulak verelim mi? 'Renklerin solmadığı, seslerin örselemediği, güneşlerin batmadığı, gemilerin eskimediği bir senfoniler dünyasına gidiyoruz.'

Öncüler
Zeynep Kamez Kaya
Işık Yayınları
2013
168 sayfa
11 yıl önce