|

Mengene ile sıkıştırılmış şiirler

Hale Kaplan Öz
00:00 - 6/02/2008 Çarşamba
Güncelleme: 13:24 - 13/02/2008 Çarşamba
Yeni Şafak
Mengene ile sıkıştırılmış şiirler
Mengene ile sıkıştırılmış şiirler

Vakitler İncelikler Hüseyin Alemdar'ın yedinci şiir kitabı. Alemdar "Vakitler ve İncelikler"le, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından düzenlenen Attila İlhan Şiir Ödülü'nün sahibi oldu. Gerek biçimi gerekse içeriğiyle dikkat çeken şiirlerinde, Alemdar'ın, dili kullanmadaki becerisi ve üslubu da etkileyici. "Yalan", "vakitler", "incelikler" ve "güzel yalan" bölümlerinden oluşan kitapta, 42'si vakit şiiri olmak üzere toplam 64 şiir bulunuyor. Vakit şiirlerinin hepsi 21 dize. Kitaptaki her vakit bir şaire işaret ediyor, onun dizeleriyle açılıp sonlanıyor. Nilüfer Vakti Behçet Necatigil'i, Şefkat Vakti Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı, İnfilak Vakti Edip Cansever'i anlatıyor... Alemdar bu yöntemle, şairler üzerinden Türk şiirinin 15 yılını özetlemeye çalıştığını söylüyor.

Vakitler İncelikler, sizde ilk ne zaman oluştu, mayalanma süreci nasıl gelişti?

On yıldır yazdığım şiirlerden oluşuyor bu kitap. Milliyet Sanat, Varlık gibi dergilerde yayınlanan şiirler bunlar aslında. 41 vakit olarak tasarlamıştım kitabı, 41 yaşında da yayınlayacaktım. Vakitlere ilaveten 'Kün' şiiri olacaktı kitapta. Düzyazı bir şiirdi bu. Fakat o şiiri bir türlü yazamadım. Ama vakitleri 41'den 45'e çıkardım. İncelikler de bununla eş zamanlı olarak ilerliyordu ama bambaşka bir dosya olacaktı. Sonra ayrı ayrı yazdığım bu iki dosyadan bir kitap çıkardım.

'Kün' neden yarım kaldı?

Kün, az önce de söylediğim gibi uzun bir şiir olacaktı. Tek tek dize üzerinde çalışıp sonra düzyazı olarak kurguladığım bir şiirdi. Biraz da biçimi zorlayan bir şiir düşünmüştüm. Aldığım notlar epey birikti ama sanki şiir kendi içinde bir zaman aşımına uğradı. Belki ileride yine üzerine çalışıp tamamlarım.

n Kitabı kapattıktan sonra, 'vakitler'in tebessümle yazıldığı izlenimi oluşuyor zihinde. Kalan kısım içinse hayal kırıklığı çok belirgin...

Lirizm var şiirlerimde ama daha çok keder hakim galiba. Bunda yaslandığım geleneğin de etkisi var. Okuduğum şairler bana ölümleriyle ve yaşamdaki son dönemleriyle hüzün bıraktılar. Vakitlerin bir çoğu, şu anda hayatta olmayan şairlere yazıldı. Bu nedenle yazarken hüznün bu tuzağından kurtulamadım. Dikkat ettiyseniz her vakit belli bir dize sayısıyla yazılmıştır. Bir anlamda mengeneyle sıkıştırılmış şiirler bunlar. Belli bir dize sayısı ve belli bir disiplinle yazıyorsun. Bazen şiir bitiyor ama sanki bir iki dize açıkta kalıyor. Onları ister istemez yedirme yaparak 21 dizeye sığdırmaya çalıştım. Açıkçası bunda epey zorlandım.

Özü, biçime feda etmiş olmuyor musunuz o zaman?

Belli bir dize anlayışıyla yazdığınız zaman onu zaten göze alıyorsunuz. Daha önce Öküz ve Hayvan dergilerinde yedi dizeyle yazılmış sinema şiirlerim yayınlanmıştı. Bende dize takıntısı hep vardır. Anahtar dizelerele yazdığım da olmuştur.

Vakitlerin tümü, inceliklerin büyük çoğunluğu epigraf ile başlayıp bitiyor. Bu dizeler sizin şiirinizde çıkış noktası mı varış noktası mı?

Aslında bir açılış, çıkış noktası gibi görülebilir. “Bu şair hangi vakte denk düşer?” diye sora sora ilerledim. Mesela "İstanbul vakti kime yakışır?"... Metin Eloğlu hep İstanbul'u yazmıştır. Sözcükler türeterek belki de İstanbul'u yeni baştan oluşturmuştur. Şairleri anlatmak için böyle zorlamalara da girdim. Aslında şairler üzerinden Türk şiirinin 15 yılını özetlemeye çalıştım.

Yeni vakit aralıkları açıyorsunuz okurun kalbine. Bu vakitler her daim çoğalır, önü alınamaz gibi görünüyor...

Bu kitaptan sonra iki vakit, iki tane de incelik şiiri yazdım. Kitabın diğer basımlarına girer mi bilmem ama kitaplarının sonuna böyle bir eklenti yapmayı düşünüyorum. Şiir yazdığım sürece vakitler ve incelikler bende hep devam edecek.

Bu kadar çok şairle birlikte yazmak nasıl bir deneyim peki?

Vefa Vakti şiirini Orhon Murat Arıburnu için yazdım. Kitaptaki şairlerin bir çoğuyla ölümlerinden önce vakit geçirme fırsatı buldum. “Vakitler İncelikler”e, vefa şiirleri de denebilir.

Şiirin size hiç vefasızlık ettiği oldu mu?

Şiir, yanında her hangi bir yazın türünü, hatta bırakın edebi bir türü, sinemayı bile kıskanan bir dal. Başka bir alana kaydığınız zaman, belki de sizde vefasızlığı gördüğü zaman, önünüze bir set kuruyor. Ama bana o anlamda vefasızlık etmedi ben de ona vefasızlık ettiğimi sanmıyorum. 25 yıldır bu böyle.

Attila İlhan pek çoklarının ilk şairidir. Siz de bu ödülün ilk sahibisiniz. Ödül sizde nasıl bir karşılık buldu?

Benim ilk şairim değil Attila İlhan. Onun öncesinde Nazım Hikmet'i, Orhan Veli'yi okudum. Ama ilk durduğım şairlerden biridir diyebilirim Attila İlhan için. Bir diğer kaldığım şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'dır. Bir şair durup düşündüğünüz zaman size üç, bilemediniz beş şiir anımsatır. Ama şu an ben bir çırpıda Attila İlhan'ın beni etkileyen 20 tane şiirini söyleyebilirim. Şiirimdeki görsel imgelerin varlığı da Attila İlhan ile örtüşen tarafımdır. Belki Attila İlhan ile bizi buluşturan nokta budur.

Bir sonraki kitap için de 7 yıl bekleyecek miyiz?

Tekrara düşüyor muyum bilmem ama üretken biri olduğumu düşünüyorum. Aslında iki yılda bir yazmayı istiyorum ama iki yılın sonuna geldiğimde hala bazı eksikler görebiliyorum bu şiirlerde. Bazen bu, bir şiirde dahi olabiliyor. Bir şiirin bitmemesi, bir kitabın bitmemesi gibi geliyor bana. “Vakitler İncelikler”, benim en çok demlendirdiğim kitap oldu bu anlamda. Tüm şiirlerin içime sindiğini söyleyebilirim. Şimdi iki dosya üzerinde çalışıyorum. Biri aşk şiirleri, adı “Gamze ve Gramer”. Her bölümü bir anahtar dize ile başlıyor. 80'lerden bu güne yaşadığım siyasi travma ile ilgili bir diğeri. 2010'dan sonra da sinemaya ağırlık vermek istiyorum.


Vakitler İncelikler
Hüseyin Alemdar
İş Bankası
Kültür Yayınları
96 sayfa

16 yıl önce