|

Neoliberalizm, İslamcılık, entelektüel zaafiyet

Son yıllarda muhaliflerin peşi sıra yayımladığı kitaplarda iktidar İslamcı kimlikle beraber Neoliberal iktisat ve kültüre yaptığı büyük yatırımlarla da eleştiriliyor.

Ercan Yıldırım
00:00 - 6/07/2014 Pazar
Güncelleme: 23:18 - 6/07/2014 Pazar
Yeni Şafak
Neoliberalizm, İslamcılık, entelektüel zaafiyet
Neoliberalizm, İslamcılık, entelektüel zaafiyet

Türkiye 2000''li yıllardan itibaren yeni bir siyasal, sosyal, kültürel oluşumun içinde yer aldı. Bilhassa 11 Eylül''den sonra şekillenen siyasal gelişmeler, uluslararası yönelimler Türkiye''de ''anında'' karşılığını buldu. AK Parti''nin iktidara gelmesi, uluslararası siyasetin bir sonucu olarak görülebileceği gibi devletle dini hareketler arasındaki ilişkilerin bir tezahürü olarak da alınabilir. Fakat burada dikkat çekilmesi gereken husus 2000''li yıllara rengini veren kültürün Neoliberal mi yoksa İslami eksenli mi olduğudur. Kamusal hayatta kendini gösteren dindarlık, uzun İslamcı iktidar, bu süreçte muhalif hareketlerin İslami rengi kuvvetli siyasallık eleştirilerini beraberinde getirdi. Son yıllarda muhaliflerin peşi sıra yayımladığı kitaplarda iktidar İslamcı kimlikle beraber Neoliberal iktisat ve kültüre yaptığı büyük yatırımlarla da eleştirilmektedir.

Sadece sol – Kemalist ya da liberal solun değil aynı zamanda Marksistlerin de Neoliberal iktisat üzerinden eleştirdikleri AK Parti iktidarı ve İslamcılar genel planda Türk kapitalizmini dünya ekonomisi ile buluşturmak, dünya sisteminin güdümüne girmekle suçlanırken, İslamcı büyük burjuvazinin en baştan beri Türkiye''deki yerleşik finans kapitalin bir parçası olduğu ön kabulünden hareketle Neoliberalizm ile İslamcılık arasında organik bağlar kurulur.

NEOLİBERALİZM, YAPISÖKÜMCÜ VE AK PARTİ

Yordam Kitap''tan çıkan Neoliberalizm, İslamcı Sermayenin Yükselişi ve AKP kitabı bu dönemi Özal''a kadar yani Neoliberalizmin Türkiye''de etkisini siyasal olarak da göstermeye başladığı döneme kadar götürür ama Demokrat Parti''yi es geçer. Ilımlı İslam ve Yeşil Kuşak projeleri, Türk – İslam sentezi çabaları, Büyük Ortadoğu Projesi ile muhafazakârlık eksenli yönelimler 2000''li yılların adeta kuluçka dönemi olarak ele alınır. Fakat Yordam Kitap''ın derlemesinde öne çıkan temel saikler ''Kemalist sistem'' ile ilgilidir. Çok fazla üzerine gitmeseler de kitapta Kemalizme karşı AK Parti''nin her alanda meydan okuması, Neoliberalizm ve dünya sistemi vurgusuyla birlikte değerlendirilerek bu durum öğretilmiş bir tepki ve uluslararası güçlerin etkisiyle açıklanır.

GEZİ OLAYLARI

İmge Yayınları''ndan çıkan ve Hasan Şimşek''in kaleme aldığı Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga kitabıyla İş Bankası''ndan çıkan Şevket Pamuk''un Türkiye''nin 200 yıllık İktisat Tarihi kitapları, meseleye daha iktisadi bakarken Yordam Kitap''ın derlemesi siyasallığı, aktüel siyaseti öne çeker. Hasan Şimşek''in uluslararası iktisadi gelişmeleri ve kapitalizmi dönemlere ayırarak ele alan kitabı, AK Parti''yi önceki dönemlerden ayırırken, bu 12 yıllık iktidarı da kendi içinde keskin ayrımlara tabi tutar. Bu bakımdan 2007 – 2011 dönemi AK Parti''nin ''yapısökümcü'' karakterini gösterir. Kemalist sisteme karşı geliştirilen yapısökümcülük Gezi olaylarıyla sona ermiştir Hasan Şimşek''e göre.

AK Parti dönemi Neoliberalizm eleştirileri esasında Gezi olaylarına kadar genel planda ''kentsel dönüşüm, AVM, Toki'' üzerinden yürütülmekte, insani ve şehir gelişim yönleri zayıf genel kültürel atmosfere göre yapılmaktaydı. Gezi''den sonra Neoliberalizmle İslamcılık ve hükümet eleştirisi yoğunlaşırken, ağırlık daha çok siyasal olana verildi. Otoriterlik ya da diktatörlük ithamlarına girmeden bile ''AK Parti''nin devleti yeniden örgütlemesi'' girişimi belki de sisteme muhalif olduğunu iddia eden sol ve liberal kesimi bile rahatsız etti. Neoliberalizm eleştirileri, AK Partinin ve İslamcıların güçlerini ''sermayeden'' uluslararası sistemden aldığı yönünde gelişmektedir. Solun, Marksistlerin Neoliberalizm – İslamcılık eleştirileri, AK Partinin ''proleterya üzerinde'' tahakküm kurarak laik burjuvaziye meydan okuyabildiği ve bunda da başarılı olduğu yönündedir.

DİNDARLIK VE KAPİTALİZM

Şevket Pamuk''un Osmanlı''dan bugüne kapitalizm merkezinde gelişen iktisadı ele alan kitabında geniş bir Neoliberalizm faslı da bulunur. Pamuk''un değerlendirmeleri genel olarak iktisat politikaları üzerinden yürürken, siyasal yorumlardan uzakta görünüyor. İş Bankası''ndan çıkan kitabında Pamuk, İmge''den çıkan kitabında Şimşek AK Parti''nin Neoliberal politikaları tavizsiz uygulanmasına rağmen, sosyal politikalar ve Refah Devleti uygulamaları konusunda hükümetin başarılı olduğunu, bu sayede yoksulluğun belli aşamada tutulduğunu söylemelerine karşın Yordam''ın seçkisi, bu yargıyı reddeder. Belki de üç kitabın ortak noktası, tüketimin artmasına, lüks ürünlerin tüketimine karşın refahın dağıtımı konusunda önemli bir ilerlemenin kaydedilememesi vurgusudur.

NEOLİBERALİZMİ SORGULAMAK

Hasan Şimşek, Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga''da, Neoliberalizmi en güçlü yürüten liderlerin, Theatcher ve Reagen''ın dindar kimlikli olduğunu vurgular. Aynı dönemde Türkiye''de de dindar kimliği öne çıkan Özal, Neoliberal iktisat ile önemli bir dönüşümün ilk adımlarını başlattı. 90''larda bu sekteye uğrasa da AK Parti iktidarıyla çok daha kuvvetli bir ilerleme gösterdi. Buraya kadar solun, liberallerin ve Marksistlerin kendi iktidar alanlarını daralttığı için Neoliberalizm üzerinden İslamcılık ve hükümet eleştirileri görüldü. Belki bundan sonra üzerinde durulması gereken konu İslamcı politikalarla, dindarlıkla kapitalizmin, piyasa ekonomisinin uyuşması, Neoliberalizmin mutlaka ''dindar bakiye''ye ihtiyaç duymasıdır.

İslamcı yazarların, sol – liberal çevrelere epistemolojik cevaplar verememesi bir tarafa, Neoliberalizmi hiç ama hiç sorgulamamaları hatta yok farz etmeleri de üzerinde durulması gereken konuların başında bulunuyor.

Kitabın künyesi:

Paradigmalar Savaşı ve Beşinci Dalga

Hasan Şimşek

İmge Kitabevi

2014

254 sayfa

10 yıl önce
default-profile-img