|

Osmanlı'nın girizgâhı

“Osmanlı'nın Dibacesi” olarak anılan şehir aslında yüz yıllarca Roma'nın görkemli hikâyesinin düğüm noktasını oluşturmuştu. Bu anlamda Bursa'yı yalnızca Osmanlı'nın dibacesi olarak düşünmek bu kadim şehre haksızlık olur

Ertan Altan
00:00 - 13/01/2010 Çarşamba
Güncelleme: 23:18 - 12/01/2010 Salı
Yeni Şafak
Osmanlı'nın girizgâhı
Osmanlı'nın girizgâhı

Nazım İntepe, 1928 yılından sonra adı bir kararnameyle Uludağ yapılan Keşiş Dağı'ndan koparılarak Doğu Roma'nın ünlü Purussa şehrinin kuzey burçlarına yerleştirilen bir taşın gözünden bugüne uzanan Bursa'yı anlattığı kitabına “Dibace” adını vermiş. Osmanlı ilk başkenti ve devletin varlığının ilk işareti olan Bursa uzun yılar “Osmanlı'nın Dibacesi” olarak anılmış çünkü.

Bugün Türkiye'nin en ünlü kayak merkezi haline gelen Uludağ'ıyla, ovaya yayılan ve şehri her bakımdan tarihteki anlamından uzaklaştıran tekstil ve otomobil sanayisiyle Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri olan Bursa'nın, iki bin yılı aşan tarihi düşünüldüğünde hak ettiği bir konumda olduğu söylenemez.

OSMANLI'NIN DİBACESİ ROMA'NIN DÜĞÜMÜYDÜ

Bursa Türkiye'nin en önemli arkeolojik potansiyeline sahip olmasına rağmen arkeolojik çalışmalardan en uzak olan şehri aynı zamanda. Son yıllarda belediyelerin gayretleriyle şehrin eski Osmanlı mimarisine ait hanlar, bedestenler, cumbalı eski Osmanlı evleri, tarihi surlar birer birer onarılıp ortaya çıkarılmasına rağmen, şehrin uzak geçmişine ait hiçbir çalışma yapılmıyor. Oysa iki bin 200 yıllık tarihi içinde hem klasik Roma'nın hem de Doğu Roma'nın en önemli şehirlerinden biri olan Bursa, Anadolu medeniyetinin de en önemli bileşenlerinden biri olmuş. “Osmanlı'nın Dibacesi” olarak anılan şehir aslında yüz yıllarca Roma'nın görkemli hikâyesinin düğüm noktasını oluşturmuş. Bu anlamda Bursa'yı yalnızca Osmanlı'nın dibacesi olarak düşünmek bu kadim şehre haksızlık olur.

ANİBAL'İN PLANLARINI

Şehrin arkeolojik önemi kitapta şöyle ifade ediliyor: “Kartaca'lı meşhur komutan Annibal, İsa'dan önce 202 yılında Afrika'da yapılan Zama savaşında yenilince, kaçarak izini kaybettirip Kral Purusyas'a sığınmış. Purusyas, Annibal'in askeri taktiklerinden yararlandığı gibi bu şehri kurarken şehir plancılığından da yararlanmış. Bu hesaba göre Bursa İsa nebiden 200 yıl önce kurulmuş. Etrafı derin uçurum ve yüksek surlarla çevrildiği için dışarıdan gelebilecek zararlardan korunmuş ve o tertemiz havası ve tatlı, berrak sularından dolayı kurulduğu günden bu yana hep meskûn bir şehir olarak devam etmiş.” Nazım İntepe bir taşın tanıklığında anlattığı Doğu Roma'nın şehir hayatını, Bursa'nın Orhan Gazi tarafından fethedilmesini, şehrin Türk sultan eliyle İslamlaştırılmasını, efsane olan sultan, şehzade, vezir, paşa, âlim, şair ve velilerin hikâyelerini anlattığı kitabında şehre konup göçen İbni Battuta gibi siyahların gözlemleriyle süslüyor. İlk olarak şehrin kale burçlarına yerleştirilen kilit taşı, zamanla tüm şehri kaplayan abidelerin; bedesten, han, hamam, cami, medrese ve türbelerin yapılış hikâyelerini de anlatıyor. Nazım İntepe'nin kilit taşı ayrıca şunları anlatıyor: “ Şehir, bölge, belde ve mahalle isimlerinin nereden geldiğini ve nasıl oluştuğunu gördüm. Yaşadığı memleketin tarihini, kültürünü, hat sanatını merak edenler için Bursa'nın birikimini anlatacağım. Gördüğüm duyduğu ilginç olayları ve duygularımı sizinle paylaşarak tarihe farklı bir not düşeceğim.”




14 yıl önce