Ramazan yine tüm bereketiyle hayatımıza dahil olacak önümüzdeki günlerde. Müslümanlar için, huzur ile birlikte anılan bu ay, okuma alışkanlıklarını da kısmen değiştirecek. Yayınevleri de okurun bu hassasiyetini bildiğinden bu aya özel birçok kitap yayınlamaya başladı bile. Bunlardan ilki Sufi Kitap imzalı “Yol, Bilgi ve Varlık”. İmam Gazâlî'nin birbirini tamamlayan üç risalesi nden oluşan bu kitapta yer alan risalelerden Hak Yolcusuna Öğütler (Ey Oğul), öğrencilerinden birisinin sorduğu sorulara cevap olarak kaleme alınmış, yüzyıllarca elden düşmemiş sade dilli bir yol gösterme kitapçığı. Tasavvuf ehlinin keşif ve ilham yoluyla elde ettikleri ilmin mümkün olduğunu ortaya koymak üzere kaleme alınan Ledünnî İlim Risalesi, Gazâlî'nin tasavvufî düşüncelerini anlamak için iyi bir anahtar niteliğinde. Nur Suresi'ne adını veren ayetten hareketle kaleme alınan Nur Metafiziği (Mişkâüt'l-Envâr), tasavvufî ve felsefî bakış açısını bir ayetin tefsirinde birleştirmesi, "nur-zulmet" ayrımına dayanan bir metafiziği temellendirmesi ve İşrâkî filozof Sühreverdî'nin ilham kaynaklarından birini teşkil etmesi bakımından dikkate değer. Yol, Bilgi ve Varlık kitabı Cüneyt Köksal'ın özenli tercümesi ile okura sunuluyor.
Siyer ödüllü yazar, Salih Suruç, her evde, her gönülde yer bulan Allah'ın Elçisi Hz. Muhammed'in Hayatı kitabından sonra, Asrı Saadetin gözbebeği Hz. Ebubekir Sıddik'ın hayatını konu alan kitabıyla okuru selamlıyor. 'Sadakatte Zirve Hz. Ebu Bekir' kitabı, Hz. Ebu Bekir'in doğumundan vefatına kadarki yaşamını, Mekke ve Medine yılları, Halifelik dönemi, hizmetleri ve dönemindeki fetihleri, kişiliği, ailesi ve saadet dönemindeki arkadaşlarıyla olan ilişkisi ile ele alıyor ve baştan sona akıcı bir üslupla sunuyor. Hz. Ebu Bekir kitabının yayıncısı Timaş'ın Ramazan ayında okura sunacağı bir diğer kitap da 'Namaz Anne Kucağıdır'. Esma Sayın Ekerim'in kaleme aldığı kitap bizi namazı içimizde büyütmemiz ve o şefkatli kucağa ulaşmamız için bir adım atmaya davet ediyor.
İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden biri olan Şeyhü'l-Ekber Muhyiddin İbni Arabî'nin, en çok tartışılan eseri Füsusu'l-Hikem (Hikmetlerin Özü)'dir. İbni Arabi'nin Peygamberimizden aldığı talimat üzerine, "ne bir harf noksan ne de bir harf fazla" olmamak üzere naklettiğini söylediği hikmetlerin her biri, bir Peygamber'in hakikatinden süzülüp gelmiştir. Ezher Üniversitesi mezunu Abdülhalim Şener tarafından, temiz ve duru bir Türkçe ile çevirisi yapılan ve Sadık Yalsızuçanlar'ın edebî tenkidinden geçen Hikmetlerin Özü kitabı, Füsusu'l-Hikem'i ve İbn Arabî'yi ilk kez okuyacaklar için kolaylık sağlayacak bir üslup ile tercüme edilmiş. İbni Arabî'nin irfan dünyasına sade ve anlaşılır bir giriş niteliğindeki kitap Sufi Kitap tarafından okura sunuldu.
Türk Tasavvuf Musikisi çalışmalarından ve albümlerinden tanıdığımız Mustafa Demirci, tasavvuf birikimi ile kaleme aldığı yeni kitabında sıradışı bir şahsiyetin hayatını ele alıyor. Aşkın Sönmeyen Ateşi, Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in başlarında yaşayan, Diyamandî'den Yaman Dede'ye değişen ismiyle birlikte mesleğini, evini ve ailesini, dinini, hayatını, kısaca her şeyini baştan kuran bir insanın etkileyici öyküsü. Patrikhane'nin baskısı ile yıllarca söyleyemediği sözleri, şiir ve mektup birikimiyle gelecek nesillere bırakan Yaman Dede'nin çocukluğundan itibaren taşıdığı Mevlâna aşkı, Üsküdar Mevlevihanesi'yle yıllar sonra kesişen hayatı farklı bir kurguyla aktarılmış.
Muştu Yayınları ise minik okurlar için Mübarek Gün ve Geceler Serisi hazırladı. Dedesi ve dayıları ile birlikte gittiği köy camisinde ilginç olaylar yaşayan Emir, Berat Gecesi için dedesine ve babaannesine hediye hazırlayan Metin, ilk kez Kadir gecesi geçiren İrem ve seri içerisinde altı kitaptaki kahramanlar minik okuru keyifli bir okumaya davet ediyor. Yayınevinin bir diğer serisi ise iman esaslarına odaklı. Altı kitaptan meydana gelen seride; Allah'a İnanıyorum, Meleklere İnanıyorum, Kitaplara İnanıyorum, Peygamberlere İnanıyorum, Ahiret Gününe İnanıyorum, Kaza ve Kadere İnanıyorum isimli kitaplar yer alıyor. Metinlerin kısa tutulduğu kitaplarda herkesin kolayca anlayıp, sıkılmadan ve severek okuyabileceği sade bir dil kullanılmış.
Her bir kitabında bir iman esasının anlatıldığı seride âyet ve hadis kaynaklı yazılar ve menkıbeler yer alıyor. Bu seri ile Yüce Yaratıcı'nın, O'nun nurdan yarattığı meleklerin, elçileri olan peygamberlerinin, vahyini taşıyan kutsal kitapların layıkıyla bilinmesi ve sevilmesi; öldükten sonra başlayacak olan ebedî hayat ile kaza ve kader inancının kavranması temenni ediliyor.
Gül Yurdu Yayınları, Hz. Peygamber'den sonra ilk ikinci asırda zühd yolculuğuna çıkmış hanımların anlatıldığı “Zahide Hanımlar” isimli bir kitap yayınlamaya hazırlanıyor. Selma Başar imzalı bu kitap, Hz. Hatice'den başlayarak, Hz. Aişe, Ümmü Selleme, Hz. Zeynep, Hz. Gülsüm, Ümmü Anbese, Ümmü Ruman, Rabia el- Adeviyye ve daha pekçok terk-i dünya eylemiş kadın müminin hayatlarını anlatıyor. Asırlar öncesinden günümüze sufilikle ilgili canlı, etkileyici, hayret uyandırıcı bir ışık tutmayı başaran Zahide hanımların Efendimizi ve ev halkını nasıl örnek aldıkları, nefisle mücadele etmek için nasıl bir mücadele uyguladıkları, sabır, sebat, ihlas, Allah korkusu, gibi ahlaki değerleri nasıl edindiklerini de yine bu kitapta bulmak mümkün.
Birun Kültür Sanat Yayıncılık, Prof. M. Cevat Akşit imzalı iki yeni kitap yayınladı. Bunlardan "İslam'da Ticaret Prensipleri" adlı kitap isminden de anlaşılacağı gibi İslamiyet'te ticaretin önemini ve ticaretle ilgili hükümleri anlatıyor. Yazar, Hz.Muhammed (s.a.s)'in "Rızkın onda dokuzu ticarette, biri de koyun, sığır, deve vb. mevaşidedir." hadis-i şerifinden yola çıkarak ticaretin İslamiyet'teki yerini açıklıyor ve ticarette dürüstlüğün ve sabrın önemine değiniyor; ayrıca bir tacirin dikkat etmesi gereken tüm ahlaksal prensipleri de değerlendiriyor. Yazar günlük hayatta dikkat edilmesi gereken hususlarla kitabını noktalıyor.
Akşit'in "İslam'da Lanetliler" isimli kitabı ise inanç bakımından lanetlenenleri konu alıyor. Yazar, laneti, "Allah'ın rahmetinden, yardımından, hayırdan ve sevaptan uzaklaştırmak" diye tanımlıyor ve insanların birbirlerine lanet etmeleri ve lanetlenenler olarak iki şekilde açıklıyor. Lanet etmenin İslam'da yerinin olmadığını, lanet edenin lanetinin kendisine dönebileceğini, lanetin cehenneme girme sebebi ve bir ahir zaman alameti olduğunu, hiçbir şekilde mü'mine yakışmayacağını; ayrıca da lanet edenin şahit ve şefaatçi olamayacağını söyleyen yazar, din ve inanç bakımından, aile kurumu ve aile hayatı; adalet, ekonomi, yönetim açısından, beşeri ilişkiler vb. durumlarda lanetlenenleri de ayrıntılı bir şekilde ifade ediyor.
"Fatıma benden bir parçadır! Onu seven beni sevmiş olur. Ona düşmanlık eden bana düşmanlık etmiş olur"Efendimiz (a.s.m.), ciğerparesi kızı Fatma için böyle buyuruyordu. Hz. Fatıma (r. Anha), O'ndan bir parçaysa eğer; elbette ki Hz. Fatıma'yı seven onun biricik babasını da sevmiş olacaktır. Tıpkı Hz. Fatıma'yı tanıyan Efendimizi de tanımış, onu bilenin Efendimizi de bilmiş, onu öğrenenin Efendimizi de öğrenmiş olacağı gibi. Nesil Yayınları tarafından yayınlanan “Hz. Fatıma” isimli kitap, onun hayat çizgisini ve müminin onu örnek amak için takip edeceği yolu gösteriyor. Kitap ayrıca nasıl iyi bir evlat, iyi bir eş, iyi birer ebevyn olabiliriz? sorusuna cevap veriyor, ideal aile olabilmenin ipuçlarını veriyor.
Profil Yayınları Annemarie Schimmel'in yeni bir kitabını yayınlıyor. Kitap eğer bir aksilik olmazsa bugün raflardaki yerini almış olacak. Kitapta islam inancındaki insanların Hz. Muhammed Sevgisi, bunun edebiyata yansıması akıcı bir uslupla anlatılıyor.
Kitapta ayrıca, Hz. Peygamber'in yaşam öyküsü, isimleri, karakter ve fiziki özellikleri, İslam dünyasında siyasi, ahlaki ve sosyal rolü, Batı dünyasında İslam'a ve Hz. Muhammed'e nasıl bakıldığı gibi konular üzerinde de duruluyor. Kitap, İslam üzerine mucizeler, mitler, şiirler, naatlar, methiyelerle süslenen kapsamlı bir çalışma.
