1979 yılından bu yana çalışmalarını şehirlerin doğuşu ve gelişimi konuları çerçevesinde şekillendiren Korkut Tuna'nın iki doçentlik tezini kitap olarak okurla buluşturan İz Yayıncılık nitelikli çalışmaları gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Toplum açıklama girişimi olarak Şehir Teorileri adlı çalışmasının birinci bölümünde (birinci kitap) ilk bilgilerden şehir teorisinin oluşmaya başlamasına değin geçen süreci ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Marx'ın öğretisi ve sanayileşme sürecinin ardından 'şehirleşme' mefhumunun teorilere nasıl yollar açtığını gösteriyor. Bu süreçte tarihi bir izlek üzerinden yola devam eden Tuna, 'Küreselleşme Söylemi ve Şehir'le ilk kitabı noktalıyor.
İkinci kitapta ise şehirlerin tarihteki ilk oluşumlarını, bu örgütlenme biçimiyle şehirlerin yaygınlaşma serüvenini Doğu merkezli bir bakış açısını sunuyor yazar. Helen-Roma, Batı Orta Çağ, İslam ve Osmanlı Türk şehirlerini ve bu yapıların inceliklerini titiz bir şekilde açıklıyor ikinci kitabı sonlandırırken.
Bu önemli çalışmanın sosyoloji alanında hangi eksikliği doldurduğunu ise yazarın kendi ağzından dinlemek daha manidar olacaktır herhalde:
“… küreselleşme öncesi, belki de küreselleşmeyi hazırlayan görüşlerden bir parçası olan veya en azından buna benzer bir görevi üstlendiğini söyleyebileceğimiz şehir teorilerinin, hangi dayanaklarla nasıl bir açıklama biçiminden yola çıktıklarını görmenin önemli olacağını ve konu ile ilgili yeni bağlantılar kurmamıza zemin hazırlayacağı kanaatindeyim.”
