|

Şiir okunmuyor, sadece 'paylaşılıyor'

Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan şiirlerden yola çıkan Ahmet Murat, 'Bundan 5 yıl önce biz şairler Türkiye'de şiir okurunun çok az olduğunu düşünüyorduk. Facebook ve Twitter icat olduktan sonra ise çok olduğuna karar verdik. Niçin? Çünkü herkes şiir paylaşmaya başladı da ondan'diyor.

Seyfullah Aslan
00:00 - 13/06/2013 Perşembe
Güncelleme: 15:26 - 12/06/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Şiir okunmuyor, sadece 'paylaşılıyor'
Şiir okunmuyor, sadece 'paylaşılıyor'

90 kuşağının kendi şiir dünyasını ve dilini kurmuş, en istikrarlı şairlerinden birisi Ahmet Murat. Yeni baskısı yapılan 'Kış Bilgisi' kitabı ekseninde şiir serüvenini, günümüz şiir okuyucularını konuştuk.

Geldiğiniz noktada şiirinize bir teveccüh olduğu görülüyor. Mutlaka her okurun şiirinizden aldığı farklı tatlar vardır; ancak siz şiirinize gösterilen bu teveccühü daha çok neye bağlıyorsunuz?

Kitaplarımın yeni baskıları yapıyor, bu doğru. Ama şiirime bir teveccüh olduğunu sanmıyorum. 20 yıldır şiir yazıyorum. Şiire ciddi bir emek verdim. Buna mukabil şiirlerimin okunduğundan hiç emin değilim. 'Zamanın ruhu'na uygun bazı dizelerime bir ilgi var gibi görünüyor. Bunu da anlıyorum. Twitter'lık bazı dizelerim daha öne çıkıyor ve fakat benim, içerdikleri tazelik ve hamle sebebiyle çok önemsediğim bazı dizelerim okunmuş mu, okunmamış mı bunu bilemiyorum bile. Sade şiir okuru şiirde yenilik istemez. Onun için şiir, gündelik akışı duraksatan bir pause düğmesidir. Oysa pause düğmesi cihazın en önemsiz düğmelerinden. Şair içinse şiir, bildiğin play düğmesidir, hayat düğmesidir. Dolayısıyla şairle okurun arasındaki mesafeyi kapatmak imkânsız. Turgut Uyar'ın kitapları satıyormuş. Dur bakalım okunuyor mu? Okunuyor mu derken, yani okunuyor mu?

ŞİİR YAZIYORUM VAHİY ALMIYORUM
Şiirinizde, hayatla ilgili birçok kararını kesinleştirmiş ama aynı zamanda açık kapılara bakan bir şairi görüyoruz. Bu anlamda şiir dilinizdeki bu 'tamamlanmış ifadeler' şiirinizin bilgelik kapısından geçtiğine mi işaret ediyor?

Yanlış anlamadıysam, 'tamamlanmış ifadeler' ile uzun bir süredir şiirde denediğim hüküm cümlelerini kastediyorsunuz. Bunlar benim aydınlanmış, bilge bir zat olduğumla ilgili değil, alakası yok. Ben şiir yazıyorum, vahiy almıyorum. Dolayısıyla şiir denen bir 'sanat'ı, yani yapıntı bir şeyi icra eden birisi olarak, bir şiirin elemanları, bir şiirin sesi ve dokusu üzerine düşünüyorum. Hangi seslenişin ne tür bir etki doğurabileceği üzerine fikirler geliştiriyorum ve nihayetinde bazı şeyler uyguluyorum. Bu cümlelerin benim tekniğimin bir parçası olarak görülmesini tercih ederim, yoksa kişisel aydınlanışımın bir sonucu olarak görülmesini değil. Çünkü bu cümleler sözüm ona 'bilgeliğim'in bir gereği ise, benim için artık hüküm cümleleriyle belirmiş olan finale gelinmiş demektir. Oysa ben yeni şiirlerimde yeni şeyler denemeyi planlıyorum.

ROMANTİZM ŞİİRİ SULANDIRIR
Türkiye'de şiir okurunu tartışmaya açacak olursak neler söylemek istersiniz?

Bundan 5 yıl önce biz şairler Türkiye'de şiir okurunun çok az olduğunu düşünüyorduk. Facebook ve Twitter icat olduktan sonra ise çok olduğuna karar verdik. Niçin? Çünkü herkes şiir paylaşmaya başladı da ondan. Kimsenin şiir filan okuduğu yok oysa. Şiir bu aşamada, yeni sosyal medya personasının bir makyajı. Sosyal medya insanı nasıl göründüğünü, nasıl olduğundan da, nasıl öleceğinden de daha çok önemseyen insandır. Mesela romantik olmak sosyal medyada kazandırır, öyleyse, dozunda şiir almak, mesela dozunda İsmet Özel alıntısı yapmak ister. Ama hep dozunda. Çünkü bilir ki fazla İsmet Özel borçlandırır, tutarlı olmaya zorlar ve o pozlara yatmasına mani olur. Yaşam tarzı tartışılıyor ya son günlerde, bakın yaşam tarzı diyenler hep romantiklerdir. Düşünce ciddileştirir, romantizm sulandırır, devrimi de, memleketi de, şiiri de. Gezi Parkı'na kitaplık yapmak, küçük 'devrim' notlarını yıkılmış bir arabaya iliştirmek, tomanın önünde kollarını açarak poz vermek gibi Gezi Parkı eylemlerinin her biri, düşünsel açıdan tutarsız ama duygusal açıdan etkili romantik eylemler. Ama biz bu cool, şık, smart, kolejli eylemlerin her birini bir yerlerden, bazı fotoğraflardan, kimi albümlerden filan hatırlıyoruz. Bu yeni çağda eylem, sonucu için değil kendisi için yapılan bir poz mudur acaba, sormak lazım.

Şiirin kalbi sizce nerelerde atıyor?

Genç şairleri takip etmek lazım. Son aşama onların yazdıklarıdır. Ha, genç derken, İsmet Özel gibi, Osman Konuk gibi, İbrahim Tenekeci gibi hep genç kalabilenler de dahil.

Kitabın künyesi:

Ahmet Murat,

Kış Bilgisi,

Profil Yayınları,

2013,

40 sayfa.

11 yıl önce