|

Siyasetin dini imanı...

Metis Yayınları tarafından yayınlanan Simon Critchley'in İmansızların İmanı adlı kitabı siyaset felsefesinin sıkıcılığın dağıldığı, şahıs, halk ve devlet gibi mefhumların birleştirilmeye çalışılarak, daha doğrusu birlikte varoluşları ele alınarak cazip hale getirildiği, ilginç bir kitap.

Ömer Yalçınova
00:00 - 16/04/2014 Çarşamba
Güncelleme: 11:36 - 16/04/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Siyasetin dini imanı...
Siyasetin dini imanı...

Simon Critchley modern zamanların siyaset felsefesiyle uğraşır. Modern zamanlar; bugünü ve geçmişi kolay tahlil etmeye ve anlamaya yarayan, her iki zaman diliminin toplandığı, billurlaştığı, tarihî bir ayrım noktasıdır. Simon Critchley dinle siyaset ilişkisinin geçmişini tartışır, oradan modern sonrasına ve günümüze kadar gelir. Barack Obama veya Nicolas Sarkozy'nin güttüğü siyasete, sözlerinin dayandığı siyaset felsefesine kadar iner. Tahliller zaten kitabın en hareketli, canlı, merak uyandırıcı, sosyolojik denilebilecek ve zevkle okunan sayfalarını oluşturur.

SİYASET DİNSİZ OLMAZ

Ezber bozan bir yöntemi vardır Critchley'in. Normalde siyaset felsefesi oldukça sıkıcı bir alan. Sıkıcılığın dağıldığı, şahıs, halk ve devlet gibi mefhumların birleştirilmeye çalışılarak, daha doğrusu birlikte varoluşları ele alınarak cazip hale getirildiği, ilginç bir kitap İmansızların İmanı. Critchley'in ifadelerindeki açıklık okuyucu için ayrı bir çekici unsur. O, en sonunda ispatlayacağı cümleyi, okuyucuyu yormadan, en başında söyler. Bu yönüyle postmodern düşünürleri andırır. Fakat postmodern düşünürler gibi kopuk, düzensiz ve dağınık çalışmaz. Onun düşüncelerinde başlangıç ve bitiş noktaları bellidir. Belirli bir tezden yola çıkar. Sonra da o teze ulaşana kadar geçtiği merhaleleri tartışmaya sunar.

Critchley dinsiz siyasetin olamayacağını söyler. Dinle siyaset iç içe geçmiştir. İmansızların İmanı ayrı bir laiklik tartışması olarak okunabilir. Çünkü Critchley için kutsallaştırılmayan siyaset, insanların bağlılıklarını ve inançlarını etkileyemez. Dolayısıyla insanların bir arada tutulmasını imkânsızlaştırır. Fakat modern çağ diye bir dönemden geçtik. Rasyonalizm, pozitivizm, materyalizm gibi özellikle metafizik inançları dışlayan, görmezden gelen, bir dizi kavram, anlayış ve ideolojilerle uğraştık. 'İnanç' bilimsel olmadığı için hayatın neredeyse her alanından dışlanmaya çalışıldı. Öyleyse Critchley ne diyor, dinle siyasetin hiçbir zaman ayrılmayan bütünler olduğunu söyleyerek?

İNSANIN OLDUĞU YERDE DİN VARDIR

Critchley her şeyden önce dinle siyaset noktasında modernizmin çok yanlış anlaşıldığından söz eder. Bilindiği üzere modernizm dini tamamen hayattan çıkarıp atmak istedi. Sekülerizm denilen hastalığı dünyanın bütün insanlarına aşıladı ve yaydı. Critchley hayır diyor, böyle bir şey yok. İnsanın olduğu yerde din muhakkak olacak. Hele ki toplum veya halk diyorsak, bunları dinsiz, kutsalsız düşünemeyiz. Siyaseti yapan insandır. İnsan inançlarından bağımsız düşünemez ve hareket edemez. Çünkü insanı harekete geçiren ve bir arada tutan şey, inançtır. Kutsalı olmayan bir insan topluluğu için örneğin vatan sevgisinden bile söz edemeyiz. Kutsal olmadan, şehitlik mertebesinden dem vurabilir miyiz? İnsanları gözü kapalı olarak savaşa gitmelerini sağlayabilir miyiz? Veyahut kutsal olmadan insanları hangi kanuna uymaya zorlayabiliriz?

Öyleyse Critchley için modernizm bir inançsızlık değildir. Modernizm yalnızca sekülerizmle açıklanamaz. Critchley'e göre modernizm asıl, kutsallaştırmaların değiştiği bir dönemdir. Yani insanlar, modern zamanlarda belki metafiziği, aşkın olanı yadsıdılar. Fakat kendilerine başka kutsallar buldular. Hatta modernizm kutsallaştırmanın bile anlam değiştirdiği bir çağdır. Kutsallaştırmanın bırakıldığı bir çağ ise kesinlikle değildir.

EZBER BOZAN BİR KİTAP

İmansızların İmanı'nda merkezî filozof: Jean-Jacques Rousseau. Critchley ezber bozmaya, Rousseau'nun felsefesine dair söyledikleriyle başlar. Kitabı okurken meğer Rousseau'yla ilgili ne kadar yanlış şeyler biliyormuşum demekten kendimizi alamayız. Örneğin Rousseau meğer modernizm karşısında doğaya dönüşü savunmuyormuş. Ve Rousseau dinsiz bir siyaset tavsiyesinde bulunmuyormuş. O, 'toplum sözleşmesi' derken, yeni bir kutsallaştırma ediminin ihtiyaç ve sancısını haber veriyormuş. Rousseau'nun sanata dair fikirleri de bu söylediklerimizle paralellik arz eder. Hatta sanata dair fikirleri, siyasî fikirlerinin kapalı alanlarını açmamızı ve anlamamızı sağlar. Orada Rousseau daha rahattır. Çünkü yaşadığı dönemde kutsallara saldırdığı gerekçesiyle tutuklanan, kovalanan, dışlanan bir isimdir Rousseau. Oysa onun kiliseye bakışı olumlu. O, Protestanlığı savunur ve özgürce bulur. Onun dine dönük saldırı diye eleştirilen fikirleri, Katoliklerce öyledir. Oysa Rousseau Protestanların nazarından bakıldığında hiç de dindışı bir fikir yürütme içinde değilmiş.

MODERN MİTLER

O zaman Rousseau'nun 'doğaya dönüş', 'doğanın yüceltilmesi' diye bilinen fikirlerini İmansızların İmanı'nda yeniden okumak lazım. Doğadan kopuş Rousseau'ya göre yabancılaşmadır; insanın kendinden ve tabiattan uzaklaşması, şehirlileşme. Yabancılaşma insanlara zarar vermiştir; çünkü insan doğasına aykırı bir değişim, bir başka ifadeyle dejenerasyondur. Yabancılaşma bir kere gerçekleşmiş ve toplum oluşmuştur. Sanat; yabancılaşma ve toplumun bir göstergesi veya sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Şimdi artık bunun geri dönüşü yok. Artık insanlar doğaya dönemezler. Dejenerasyon iliklerine kadar işlemiştir. O zaman ne yapmalı? Ümitsiz olmaya gerek yok. Sanatı sanatla aşmanın yolu bulunmalıdır.

'İlerleme', 'gelişme', 'özgürlük', 'eşitlik' modern mitlerdir. Toplumu belirleyen olarak kabul edilen 'genel irade' 17. yüzyılda 'Tanrının iradesi' olarak anlaşılırken, 18. yüzyıldan sonra 'halkın iradesi'ne; egemenlik, ilahi olandan yurttaşlığa dönüşmüştür. Bilindiği üzere 'ilerleme' de 'inayet'in sekülerleştirilmiş halidir.

İmansızların İmanı'nında savunulan genel tez, Rousseau'dan hareketle yakalanan bu anlam ve yer değiştirmelerdir. Critchley ekler: Yoksa kesinlikle kutsal ve kutsallaştırmalar hayatımızdan çekilip alınmamıştır. Ve toplumsal yabancılaşmanın üstesinden ancak bu şekilde gelinebilir.

Kitabın künyesi:

İmansızların İmanı

Simon Critchley

Çev. Erkal Ünal

Metis Yayınları

273 sayfa

2013

10 yıl önce