|

Tenhada görülen bir ırmak düşü

Çocukluğunun şiiriyetini, kaleme aldığı her şiirinde, geçmişe dönüşlerin en güçlü imgesi olarak sunan Mustafa Özçelik, hüzün, sükut, sevgi ve teslimiyet arasında sıkı bir bağ kuruyor

Özcan Ünlü
00:00 - 11/05/2011 Çarşamba
Güncelleme: 22:29 - 10/05/2011 Salı
Yeni Şafak
Tenhada görülen bir ırmak düşü
Tenhada görülen bir ırmak düşü

Günümüz Türk şiirinin tertemiz damarlarından birine sahip Mustafa Özçelik, tam bir 'şair-i maderzad' olarak hiç durmadan üretmeyi sürdürüyor. Bazen sözün bittiği, duyguların kifayetsiz kaldığı şiir vadisine gösterişsiz ama o oranda görkemli şiirler bırakan Özçelik, 'eski'nin yeniliğini, vefanın vazgeçilmezliğini de yeniden hatırlatıyor okurlarına.

Mavera'dan Yönelişler'e, Düş Çınarı'ndan Dergah'a, Kayıtlar'dan Yedi İklim'e kadar, birçok genç yazarın ilk mektebi de olan dergilerde şiir, biyografi ve değinileri yayımlanan Mustafa Özçelik'in bu yazıya konu olmasının nedeni, Bir Nokta Kitaplığı'ndan çıkan yeni şiir kitabı 'Bir Irmak Düşü'.

Daha önce İfşa, Güle Yağmura ve Bahara Selam, Serenat, Dünyanın Tenhasında, Güneş ve Ayna, Diriliş Türküsü, Gül ve Hançer ile Aşk ve Niyaz'ı yayımlayan şair, yeni kitabında, son dönem şiirlerinden bir kısmına yer veriyor.

Dağlar, ırmaklar, çiçekler arasında

Çocukluğunun şiiriyetini, kaleme aldığı her şiirinde, geçmişe dönüşlerin en güçlü imgesi olarak sunan şair, hüzün, sükut, sevgi ve teslimiyet arasında sıkı bir bağ kuruyor.

Yunus Emre'nin, Mehmed Akif'in, Sezai Karakoç'un, Behçet Necatigil'in, Ziya Osman Saba'nın, Cahit Zarifoğlu'nun, onun şiir yolculuğundaki ana duraklardan olduğunu hemen anlayıveriyor okur.Şiirini, daha çok tenhalarda söylenmiş türküler gibi. Sessiz ve derinden… Aşkı, geceyi, dağları, kuşları, yalnızlığı ve duayı bu berrak tenhalıkta söylemeyi sevdiği için olsa gerek, hemen bütün şiirlerinde bu imgelere çokça yer veriyor.

'Bir Irmak Düşü'nü okurken, hikmetle 'mucize', coşkuyla hüzün arasında gel-gitler yaşadım. Neden bu kadar çiçek, neden bu kadar dağ, neden bu kadar ırmak, neden bu kadar gece, neden bu kadar kuş saklı her şiirde diye geri dönüşlerle birkaç kez okudum aynı şiirleri.Örneğin 'ırmak', farklı şiirlerde, şiiri bütünleyen bir ses olarak tam da yerinde bir imge oluyor: 'Sesini ırmak sularından', 'sen aktın su diye ırmaklardan', 'Bir ırmak boyunda seni bulmanın sarhoşluğu', 'Artık dağlar içimde ve bütün ırmaklar', 'Gürül gürül bir ırmak akar içimde', 'Irmaklarına girip çoğaltıyorum susuzluğumu'… En çok 'dağ' süslüyor, kendini toprağın evladı olarak bilen ve bununla övünen Özçelik'in şiirlerini:

'Hangi imkansız dağdan gelirsen gel', “Ey merhamet ey sığındığım yüce dağ', “Hangi ceylan ağlasa dağlarında', 'önünde eğilirken bütün dağlar', 'kuşlar geri dönsün dağlarıma', 'Muhacir bir ceylan bendim bu dağlarda', 'kalkıp kendimi dağlara vuruyorum', 'Şu dağlarına sığınan ceylanlarımın sesi' vb.

Gece, ay, ayna, yıldız da Özçelik'in şiirlerine yoldaşlık ediyor kitap boyunca ancak en çok da dizelerde dile gelen çiçekler cezbetti beni:'Bahar dallarında ıtır olur', 'Yasemin kokulu saçlarınla gelen uyku', 'bırak akasyalar seni anlamaz', 'Bir Afrika menekşesi', 'Yüreğimde hasretin gülleri açar', 'Yediveren gülleri kan kırmızı', 'Bu karanfil kokulu vaktin seherinde', 'Beni solmayan rengiyle bir menekşe karşılasın' vb.

Şeytani ilhamlardan uzak

Daha önce 'İfşa', 'Dünyanın Tenhasında' ile 'Gül ve Hançer'i 'benim kitaplarım' arasına almıştım ancak, 'Bir Irmak Düşü', şairin şiir dünyasının da bir sağlaması.

Sakin akan şiir ırmağını 'kulluk bilinci'nin emrine veren Özçelik, 'şeytani ilhamlardan' yüzünü çevirdiğini her mısraıyla yeniden ve yeniden hatırlatıyor.Mustafa Özçelik, 'Bir Irmak Düşü'nde, bu sözlerine nasıl sadık kaldığını görkemli biçimde ispat ediyor.

Yunus Emre'nin “İy padişah-ı Lem-yezel kıldum yönüm senden yana/ İş bu yüzüm karasıyla vasi isterem senden yana” beytiyle açılan kitabın önsöz niyetine sunulan 'Aşk Beyaz' şiiri, bence, kitabın şah dizelerinden oluşuyor: “Unutma! Her şey siyah/ Ne yeşil yaprak ne sarı yaz/ Aşk beyaz”…

“Mehriyar için şiirler”, “Gelişine övgü”, “Can kuşu”, “Aynamdaki suret”, “Akşamın tarihi”, “Niyaz makamında 1-2”, “Güvercin kanadına tutunmak”, “Hicran diliyle”, “Aynanın esrarı”, “Alnımda ışıltısı suların”, “Teslimiyet”, “Güz aynası”, “Su”, “Yanılgı” ve “Dua” ise 72 sayfalık kitabın diğer şiirleri.

13 yıl önce