|

Toplumsal biçimlerin poetikası

'Ütopya Denen Arzu' Fredric Jameson'nun, geçmişi araştırırken başvurduğumuz araçları, gelecek için kullanmamıza yarayan işart taşlarını barındıran kitabı. “Ütopya her zaman siyasal bir mesele olmuştur ve edebi bir biçim için bunun çok alışıldık bir durum olduğu söylenemez" diyen Jameson, ütopyanın her daim cazibesini koruyacağına vurgu yapıyor.

Beyaz Arif Aktaş
00:00 - 6/11/2009 Cuma
Güncelleme: 23:18 - 5/11/2009 Perşembe
Yeni Şafak
Toplumsal biçimlerin poetikası
Toplumsal biçimlerin poetikası

Amerikalı eleştirmen ve kültür teorisyeni Fredric Jameson ismiyle ilk kez “Postmodernizm” (YKY, 1994) konusuyla ilgim doğrultusunda aynı eserini okumam vesilesiyle tanıştım. Bir kez de kendisiyle yazışma fırsatım oldu. Jameson'nın bundan başka; Marksizm ve Biçim (YKY, 1997), Dil Hapishanesi (YKY, 2002), Biricik Modernite (Epos, 2004) ve Kültürel Dönemeç (Dost, 2005) gibi bazı önemli teorik metinleri de bir hayli yakın aralıklarla dilimize çevrildi. Yale Üniversitesindeyken doktora çalışması olarak hazırladığı ve 1961 yılında yazdığı 'Sartre: Origins of a Style' kitabıyla başladığı uzun yazı hayatında pek çok kitap ve yüzlerce yazı yayımlayabildi. Ama ne yazık ki bu eseri hala dilimize çevrilmedi. Jameson eğitimini aldığı edebiyat teorisi alanıyla sınırlı olmayan çok geniş bir ilgi alanı vardır: Frankfurt Okulu teorisyenleri; Lukács, Weber, Simmel, Barthes, Greimas, Deleuze gibi düşünürler; detektiflik ve bilimkurgu romanları; Hollywood sineması; mimarlık teorileri; video sanatı; modernist resim ve edebiyat; postmodernizm teorileri; Çin'den Afrika'ya Üçüncü Dünya roman ve sineması; Marksist iktisat metinleri gibi çok farklı kültür ürünlerini eşine az rastlanır bir merakla takip etmiş ve yazmıştır. Böylesine renkli bir entelektüel kişilik okuma uğraşıyla ilgilenen zümreyi ister istemez fazlasıyla heyecanlandırıyor. “Ütopya Denen Arzu” kitabı Jameson'nun ifadesiyle söylersek, geçmişi araştırırken başvurduğumuz araçları gelecek için kullanmak için yazılmış bir kılavuz sanki. Eser; "toplumsal biçimlerin poetikası" adını verdiği projenin en yeni parçası olarak da düşünülebilir.

Ütopya, büyülü bir çağrışımı olan sözcük. Thomas More'un bu edebi türe adını veren Ütopya'sını ilgililerince okumayan pek azdır. Meraklısı için bu konuda daha kapsamlı bir çalışma olarak aklıma gelen Krishan Kumar'ın “Modern Zamanlarda Ütopya ve Karşıütopya” kitabını şiddetle tavsiye edebilirim. Bunlardan başka daha popüler bir sahada "bilimkurgunun Shakespeare'i" kabul edilen Philip K. Dick'in, Mülksüzler ile bilimkurgu ve ütopyayı bir anlamda uzlaştıran Ursula K. Le Guin'in ve diğer önemli bilimkurgu yazarlarının yapıtlarına uzanan, kapsamlı bir bilimkurgu ve ütopya arkeolojisi mevcut. Bizim edebiyatımızda da gerek amatörce olsun gerekse daha nitelikli düzeyde benzer bir algılayışla bir takım metinlerin yazıldığı olmuştur. Bu konuda yapılmış bir de tez vardı sanırım ama ismini şu an pek çıkartamayacağım. Tekrar konuya odaklanacak olursak, kitabın tanıtım yazısında; “-Bizi düşmanın varlığı değil, genel inanış elden ayaktan düşürüyor,- diyor Jameson, 'kapitalizmin tarihsel alternatiflerinin gerçekleşemez ve olanaksız olduğunu, başka bir sosyoekonomik sistemin -pratiğe geçirmek şöyle dursun- tasavvur dahi edilemeyeceğini söyleyen bir genel inanıştan' söz ediyor. Bugünümüzden kökten farklı bir gelecek tahayyül etme çabasının, bizi esasen tahayyülümüzün sınırlarına götürdüğünü; ufkumuzu çepeçevre kuşatan üretim tarzının, bakış açımızı nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Ütopya kavramının neden hâlâ vazgeçilmez olduğunu ikna edici bir biçimde gösteriyor ve 'radikal farklılık üzerine, radikal ötekilik üzerine ve toplumsal bütünlüğün sistemsel doğası üzerine temsili bir düşünme' olarak gördüğü ütopya biçiminin reel sosyalizm sonrası dönemde görebileceği negatif ve dönüştürücü işleve dikkat çekiyor.” Hemen ekleyelim Bloch'dan bu yana yazılmış en sağlam Ütopya savunusu niteliğindeki bir eser olduğunu söylüyor kimi eleştirmenler. Gerçi buna da biraz düşündükten sonra hak vermemek biraz zor gözüküyor.


YAŞASIN KARŞIÜTOPYA

Eserin genel yapısından konunun toplumsal biçimlerin poetikası açısından ele alındığını görüyoruz. Kitap giriş yazısı hariç on üç bölümden oluşuyor ve sırasıyla; Ütopya Çeşitleri, Ütopyacı Adacıklar, Morus: Ütopya Türüne Açılan Pencere, Ütopyacı Bilim mi, Ütopyacı İdeoloji mi? Büyük Bölünme, Bir İstek Nasıl Gerçekleştirilir? Zaman Engeli, Bilinemezlik Tezi, Yabancı Bedeni, Ütopya ve Çatışkıları, Sentez, İroni, Tarafsızlaştırma ve Hakikat Ânı Korkuya Yolculuk, Gelecek ve Kargaşa gibi konular güzel bir şekilde değerlendiriliyor. Bu kısa yazımızı “Ütopya her zaman siyasal bir mesele olmuştur ve edebi bir biçim için bunun çok alışıldık bir durum olduğu söylenemez. Fakat nasıl biçimin edebi değeri sürekli şüpheli durumdaysa, siyasal statüsü de yapısal olarak muğlaktır. Tarihsel bağlamındaki dalgalanmalar, beğeni ya da kişisel yargı meselesi olmayan bu değişkenliği çözmeye yaramaz.” (s.16) Jameson'nun sözleriyle bitirmek istiyorum. Kitabı okuduğumuzda net olarak şunu anlayabiliyorum ki toplumsal biçimlerin poetikası olarak Ütopya'da her dönem cazibesini koruyor. Bazı Ütopyalar da zamanla bizimle birlikte yaşlanıyor. Ütopya öldü, yaşasın Karşıütopya!


14 yıl önce