|

Türk dilinde İrfan : Vahib Ümmi Divanı

Meğer arifin buyurduğu gibi, 'Kırk haneli bir köyde bir arif-i billah bulunur'muş. Nitekim Elmalı gibi Anadolumuzun pek çok yeri, olağanüstü bir irfani zenginlik oluşturuyor. Elmalı, özellikle Halveti tarikinin üstatlarının yaşadığı bir yer. Eroğlu Nuri, Vahib Ümmi, Sinan Ümmi ve aslen Malatya'lı olmasına rağmen asıl seyr ü sülukunu burada itmam etmiş olan Niyazi Mısri

Sadık Yalsızuçanlar
00:00 - 19/09/2012 Çarşamba
Güncelleme: 22:02 - 18/09/2012 Salı
Yeni Şafak
Türk dilinde İrfan : Vahib Ümmi Divanı
Türk dilinde İrfan : Vahib Ümmi Divanı

Elmalı'yı sadece üstad Hamdi Yazır'dan bilenlerin algı sınırını genişleten bir çalışma, Dr. Mustafa Tatcı tarafından birkaç yıl önce gün yüzüne çıkarılmıştı : Elmalı'nın Canları. H Yayınları'nca okura sunulmuş olan bu kitapta, bir irfan havzası olarak Elmalı'da yaşamış ariflerin yaşamı, eserleri ve bilgelik dünyaları dile geliyordu. Yıllardır Elmalı'da yaşayan veya oralı olan pek çok kişinin dahi habersiz olduğu bu irfani zenginlik, Elmalı'nın Canları adlı adeta bir kazı ya da keşif çalışmasıyla gün yüzüne çıktı. Meğer arifin buyurduğu gibi, 'kırk haneli bir köyde bir arif-i billah bulunur'muş. Nitekim Elmalı gibi Anadolumuzun pek çok yeri, olağanüstü bir irfani zenginlik oluşturuyor. Elmalı, özellikle Halveti tarikinin üstatlarının yaşadığı bir yer. Eroğlu Nuri, Vahib Ümmi, Sinan Ümmi ve aslen Malatya'lı olmasına rağmen asıl seyr ü sülukunu burada itmam etmiş Niyazi Mısri... Bütün bu arifler, bugün küçük bir ilçe olan Elmalı'da yaşamışlar. Mısri'nin menakıbında geçen bilgiler, Elmalı'nın o dönemi için ilginç bilgiler içeriyor.

Elmalılı arifler

Elmalı civarında, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin halifelerinden Abdal Musa da yaşamış. O'ndan süluk gören, o zamanki adıyla Alaiyye (Alanya) sancağının beyinin oğlu olan Gaybi de anılmalıdır. Nitekim, Abdal Musa'ya intisab ettikten sonra, üstadının ifadesiyle, 'cümle kaygulardan azade olan, kaygusuz olan' Kaygusuz Abdal da, o toprakların erenlerinden. Bütün bunlar, bize, Anadolu mayası denilen ve kamil mürşidin nefes-i kudsisi olan maye-i Muhammedi'nin farklı zamanlarda, en ücra beldelerde, köylerde de nasıl yetkin insanlar yetiştirdiğini gösteriyor. Her kami konuşmuyor. Bazen konuşturuyor. Ama Elmalı havzasının arifleri, başta Divan-ı İlahiyat olmak üzere pek eser telif etmişler. İmla-ı İlahi ile yazan bu arifler arasında Vahib Ümmi gerçekten de Yunus tarzı aşıkane-arifane şiir geleneğinin seçkin isimlerinden biri. 16. yüzyılın bu büyük arif-şairi, 'Biz Yûnus'un sebakın evliyâdan okuduk / Gizli değil belliyiz şimdi zamân içinde' der. Demek ki Köprülü'ye kadar daha çok ehlinin bildiği ve okuduğu Yunus Emre, meğer kamil insan yetiştiren bu dergahlarda, sohbetlerin konusu oluyor, nefesleri okunuyordu. H Yayınları'nca titiz bir örneği okura sunulan Divan'ın sahibi Vahib Ümmi'nin söz ettiği 'evliya', yani 'Yunus'un dersini okuduğu' kamil, Yiğitbaşı Veli olarak ünlenmiş Ahmed Şemseddin Marmaravi hz.leridir. Manisa civarından olan bu büyük arif, meğer farklı bölgeleri dolaşmış, Elmalı irfan havzasına da değerli katkılar vermiştir.

Aşkla okunacak bir kitap

Mustafa Tatcı ile Ahmet Öğke'nin hazırladığı Divan-ı İlahiyat, sadece kitaplığımızın bir rafında dekor malzemesi gibi durmamalı, tıpkı kılcal damarlarımızın uçlarına işleyen, sızan Yunus gibi okunmalı, tefeyyüz edilmeli, gıdalanmalı. Modern edebiyatımızda bir hikmet ve irfan kırıntısı gördüğümüz bir metne hararetle sarılıyor, onu yüceltiyoruz. Oysa burada, Prof. Yalçın Koç'un tabirince, 'yaşayan bir miras' var ve sözleri her daim Mesih soluğu gibi ruhumuzu besleyebilen bir kaynak çağlıyor. Harf devrimiyle birlikte ilişkimizin örselendiği bu muazzam geleneği böylesi çalışmalarla tekrar keşfedebiliyoruz. Vahib Ümmi, Tatcı'nın da belirttiği üzere, 'Elmalı ve çevresi, bu üç zatın (Eroğlu Nuri, Vahib Ümmi, Ümmi Sinan) yetiştirdiği mutasavvıf şairlerle, XVI-XVIII. asırlarda kültür tarihimiz açısından fevkalade önemli bir bölge hâline gelmiştir. Tarihin bir döneminde yetişen bir aşk ve irfân ehlinin merkeze uzak bir beldeye attığı tohumun zaman içinde büyük bir kültür ağacına dönüşmesi ve bu ağacın olgun meyveler vermesi ne kadar düşündürücüdür.

Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî Hazretleri tarafından yetiştirilip memleketi Elmalı'ya gönderilen Halvetî şeyhi mutasavvıf şair Vâhib Ümmî de, bir kültür tohumudur. Bu şahsın fikirleri etrafında halelenen daire içinde, başta Mazharî, Zuhûrî ve Eroğlu Nûri Hazretleri olmak üzere Ümmî Sinân ve onun halifeleri Niyâzî-i Mısrî, Çavdaroğlu Müftî Dervîş, Gülâboğlu Muhammed Askerî, Muslihüddin Mustafa Uşşâkî, Ahmed Matlaî gibi beş büyük sûfi şair ile Ümmî Sinân'ın oğulları Süleyman Hakîrî ve Selâmî Halil Efendilerle yine onların yetiştirdiği Kulalı Nüzûlî ve diğerleri bulunmaktadır. Bunlar, şimdiki bilgimize göre on kişiden fazladır ve bunların her biri, dîvân tertip edecek kadar şairdir. Elmalı kültür havzasında yetişen vahdet-i vücûd düşüncesine mensup şairlerin en önemli özellikleri, şüphesiz klasik sûfi terminolojisini Yûnus Emre üslûbuyla işlemeleridir. Ancak, bu şairler Yûnus geleneğini devam ettirirlerken şiir diline kendi damgalarını da vurmuşlar, gerek mahalli değerleri ve gerekse yaşadıkları rûhî tecrübeleri kendilerine özgü bir üslupla ifade etmişlerdir. Bu özellikler, Vâhib Ümmî başta olmak üzere onun silsilesine mensup bütün sûfî şairler için geçerlidir. Vâhib Ümmî, "Dîvân-ı İlâhiyât"ını muhtemelen sülûkunu tamamladıktan sonra tanzim etmiştir. Zira burada bulunan nutk-ı şeriflerin hemen tamamı, irşâdî ve tâlimî bir mahiyet arzettiği gibi "sekr hâli"nde yazılan bir ifadeye de rastlanmamaktadır. Hazret-i Pîr'in nutk-ı şerîfleri dünün ve bugünün insanına, tıpkı Yûnus Emre gibi, vahdet-i vücûd ve ledün (tasavvufî düşünce) ile ilgili girift pek çok konuyu basite düşmeden, en sade ve en anlaşılır ifadelerle anlatmakta; İslâm'ın hakikat yönü tasavvufun dinamizmini, aşk, yaratılış, varlık, bilgi anlayışını öğretmekte, ilâhî ahlaka ve kozmik bilince kolay yoldan nasıl ulaşılacağına dair ipuçları vermektedir.

Bizi Vahib Ümmi'nin hazine değerindeki Divan-ı İlahiyat'ıyla yeniden buluşturan Tatcı ve Öğke'ye ve H Yayınları'na şükran borçluyuz. Kitabı, internetin yanı sıra pek çok kitapçıdan bulabileceğiniz gibi, Üsküdar'da yeni açılan bir kitapçıdan, H Yayınları Kitabevi'nden de edinebilirsiniz. Üsküdar'da, Hz. Pir Hüdai'ye çıkarken, Beysel Pasajı'nda...

Vâhib Ümmî Divanı

Haz.Mustafa Tatlı Ahmet Öğke

H Yayınları

Eylül 2012

749 sayfa


12 yıl önce