|

Yasaklı bir dil, yaralı bir dildir

Kürt meselesini aydın, akademisyen ve siyasetçilerle konuşan Fadime Özkan gazetede yayınlanan röportajlarını bir kitapta topladı, adına da Dil Yarası dedi

Aysel Yaşa
00:00 - 11/01/2012 Wednesday
Güncelleme: 00:11 - 11/01/2012 Wednesday
Yeni Şafak
Yasaklı bir dil, yaralı bir dildir
Yasaklı bir dil, yaralı bir dildir

Kürt meselesini konuşmaktan senelerce kaçtık. Hatta böyle bir sorunun olmadığını ifade edenler çıktı içimizden. İçlerinde hiç mi cesaretliler yoktu? Elbette var. Star Gazetesi'nde yayınlanan söyleşileriyle dikkat çeken gazeteci yazar Fadime Özkan bunlardan biri. Özkan, özellikle Kürt meselesine dair bu konuyla organik ya da inorganik bağı bulunan birçok kişiyle söyleşiler yaptı, böylelikle çözüme katkıda bulunmak adına çabaladı. Daha sonra ise bu yaptığı söyleşileri bir kitapta topladı: Dil Yarası Kürt Meselesini Konuşmak. Özkan'ın Yeni Şafak ve Star Gazetesi'nde yayınlanan söyleşilerinden derlenen kitap Okur Kitaplığı'ndan çıktı. Kitapta konunun ehli siyasiler, emekli devlet görevlileri, akademisyenler, aydınlar, gazetecilerle yapılmış tam kırk ayrı söyleşi yer alıyor. Van'da 'ez dı mirim'* diyerek gözlerini yuman Yunus'a adanan kitabın önsözünü Orhan Miroğlu yazmış. Miroğlu övgü dolu sözlerinden sonra şu notu düşüyor: “Fadime Özkan ve onun temsilcisi olduğu bu yeni kuşağın içinde yer alan gazetecilere, yazarlara bu bakımdan çok şey borçluyuz. Özkan'ın, Dil Yarası adını verdiği bu söyleşiler demeti tekrar tekrar okunmayı hak ediyor.”

2006'dan 2011'e Kürt sorunu
Evet, Dil Yarası üzerine söylenecek çok söz var. Böyle çetrefilli bir konuda yapılan röportajları okumak için kitabı elime aldığımda -yani geçtiğimiz hafta- ajanslar Uludere'de terörist sanılan kaçakçılara saldıran F16'ların haberini veriyordu. Ölürken ne dediğini anlamadığımız Vanlı Yunus'un, cesedi parçalara ayrılan Ceylan'ın ve dahasının yarasını anlamak, onlara çözüm sunmak için farklı bir kapı açıyor bu söyleşiler. Selahattin Demirtaş, Bejan Matur, Mustafa Çağrıcı, Kemal Burkay, Mümtaz'er Türköne, Şamil Tayyar, Muhsin Kızılkaya gibi isimlerin Kürt meselesine dair görüşlerini aktardıkları röportajlar, kitaba kronolojik olarak yerleştirilmiş. Bu da 2006'dan başlayın 2011'e uzanan süreçte kat ettiğimiz yolu anlamak açısından da bizlere yardımcı oluyor. Konuşmaların hepsi eninde sonunda gelip 'bu sorunun temelinde demokraside yaşanan aksaklıklar vardır ve sorun ancak barışçıl yöntemlerle çözümlenmelidir' sonucuna varıyor. Bu meseleden dili yanan, dili yaralanan insanların önerileri çok çarpıcı geliyor. Tarık Ziya Ekinci 'PKK'nın fonksiyonu bitti, silah bırakmalılar. Ama beni dinlemiyorlar ki' derken, İhsan Bal 'Bugün çözümün önündeki en büyük engel KCK'dır' iddiasında bulunuyor. Selahattin Demirtaş '1924'te yok sayılmasaydık bugün Türk tanımına itiraz etmezdik' diyerek başka bir noktaya işaret ediyor: Kürtleri yok sayamazsınız! Bejan Matur 'Kürt sorunu Türkler de isterse çözülebilir' diyerek hepimizi barışa davet ediyor. Kürt sorunu diye bir sorun var mıdır diyenlere şaşıran Özkan ise 'yasaklı bir dil, yaralı bir dildir' diyerek kitabına neden Dil Yarası ismini koyduğunu açıklıyor: “Kürt meselesi yıllar içinde başkalaşmış, çoğalmış olsa da özü itibariyle hala bir dil meselesi çünkü. Kürtçe'nin yasaklanmasının, Kürtlerin yok sayılmasıyla ne kadar ilgisi varsa bu yasaklama sonrasında gelişen etnik bilinçle de o kadar ilgisi vardır.”n
* Ölüyorum
12 years ago