|

'Yoruldum ah efendim dünya denizinde'

Şair Hüseyin Kaya'nın ikinci şiir kitabı 'Melal Bahçesi', Sütun Yayınları arasında çıktı. Ayetlerin ışığından yola çıkarak iç sesimize kulak veren şair Kaya'nın şiirlerinde hüzün ve umut yanyana duruyor.

Hasan Çağlayan
00:00 - 13/06/2013 Perşembe
Güncelleme: 15:18 - 12/06/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
'Yoruldum ah efendim dünya denizinde'
'Yoruldum ah efendim dünya denizinde'

Şair Hüseyin Kaya'nın ikinci şiir kitabı 'Melâl Bahçesi' ismiyle okurla buluştu. Sütun yayınlarından çıkan kitap iki bölümden oluşuyor. Eserin bölüm başları Yusuf suresinden iki epigrafla açılıyor. 'Dünya hali' isimli ilk bölümde, Hazreti Yakup aleyhisselamın hüznünü ifade eden 'Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a şikâyet ederim.' sözü yer alıyor. 'Beytü'l ahzân' isimli ikinci bölüm ise '…ve üzüntüsünden gözleri ağardı. Artık üzüntüsünü içinde saklıyordu' ayetiyle açılıyor. Kitabın bütününe sinen mânâ ile her iki epigrafta duyurulan mânâ bütünüyle örtüşüyor ve şair ile eserini ele veren yekpare bir mânâ ortaya çıkıyor. Dikkatli okurlar fark edecektir ki, kitap tamamlandığında zihinde ve yürekte o ayetlerin özü kalıyor.

Haşim'in, 'Melâli anlamayan nesle âşina değiliz.' mısraındaki melâlin üzerinde çokça durulduğu ilgililerince bilinir. Ve bu kelimeyle onun tam olarak ne kastettiği de hâlâ tartışılır. Biraz da bu mısradan hareketle, kavram üzerinde çokça düşünen şair Hilmi Yavuz ise, melâl kelimesi uğraşılarının neticesini 'harfler ve melâl' başlıklı şiirinde şöyle dile getirir: 'O herhangi hüzünlerde kalan kalbim bile yok!/harflerin ormanında çok çok dolaştı;/ağacı, yaprağı, çiçeği aştı; ama yok!/bir karşılık bulamadı melâl'e…' Bu noktadan bakınca 'Melâl Bahçesi', sözlüklerde yer alan anlamların neredeyse bütününü karşılayacak bir çeşitlilikle sunuluyor okura.

HÜZNÜN SESİ UMUDUN ATEŞİ

Hayat karşısında yorulan fakat inancı sayesinde dimdik ayakta kalan şairin hayata ve ölüme bakışı mümince. Mısralara titizlikle yaklaşan okurlar, şiirlere dağıtılmış bir kederi, şairin gözlerindeki rahatsızlığı hemen fark edecek; 'Gözlerinden Vurulan' adlı şiir ve öteki şiirler içine serpiştirilen mısralara bakınca da bu rahatsızlıkla Hazreti Yakup aleyhisselamın oğlu Yusuf peygamberden ayrılmasının hüznü ve gözlerinin ağarması arasında kolayca bağ kurabilecektir. Neredeyse bütün şiirlerin özü olan melâl ve keder, evet, kitap boyunca derin bir acı düşürüyor kalbe; fakat aynı zamanda yeni buluşlar ve ifade zenginliği okuru şair ve şiirine dost kılıyor. 'Melâl bahçesi' şiirinde yer alan 'perdelere sinmiş yağmur kokusu/anneniz uyuyor çocuklar susun' sözleri  ile yine aynı şiirde yer alan 'eğlense de ovaların gönlünde/yalnızdır ırmaklar haritalarda' buluşu bu duruma güzel bir örnektir. Aynı zamanda, kazaya kalan bir sabah namazı karşısında iki büklüm olan ve dünyanın faniliğini çözen şair, 'sulara saçlarını çözen söğütler gibi/eğiliyor kalbim de üstüne rahmetinin' diyerek kendi kederinden sıyrılıp varlığın gerçek sahibini bulduran ve onun isimlerine götüren bir şiire yönelerek şükür semalarına yükseltiyor kalbini.

Nereden bakılırsa bakılsın, taze ve ışıltılı bir şiir kuran Hüseyin Kaya, şimdiden geleceğe şiirler bırakacak güçlü bir sesin Davud'u misali… Şairin bundan sonraki şiirlerinde şüphesiz tema değişiklikleri ve konu zenginleşmeleri olacak. Hüseyin Kaya şiirinin gittiği yol biraz da bunun müjdesini veriyor bize.

Kitabın künyesi:

Melal Bahçesi

Hüseyin Kaya

Sütun Yayınları

Nisan 2013

64 sayfa

11 yıl önce