|

Yüzyıllık parantezi kapatmak

Osmanlı''nın son dönemlerinden, Cumhuriyet''in kuruluşuna ve ardından günümüze değin uzanan süreçte öne çıkan olayları ve olguları siyaset, ekonomi, tarih ve sosyoloji gibi çoklu bakış açılarından değerlendirmeye açan söyleşi kitabı Etyen Mahçupyan''la Yüzyıllık Parantez,bu yüzyıllık parantezin nasıl kapanacağının da ipuçlarını okuyucuya sunuyor.

Hafsa Orhan Aström
00:00 - 6/07/2014 Sunday
Güncelleme: 23:15 - 6/07/2014 Sunday
Yeni Şafak
Yüzyıllık parantezi kapatmak
Yüzyıllık parantezi kapatmak

Profil Yayınları''ndan basılan, Etyen Mahçupyan''la Yüzyıllık Parantez kitabı, Şener Boztaş ve Mehmet Akif Memmi''nin Osmanlı''nın son döneminden bugüne kadar öne çıkan hususlara dair, gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan''la yaptıkları söyleşiden oluşuyor. Söyleşinin gidişatı, Boztaş ve Memmi''nin Osmanlı''nın son döneminden günümüze değin öne çıkan hususlara dair sordukları sorulara Mahçupyan''ın verdiği cevaplarla şekillenmekte.

MİLLİYETÇİLİĞİ HİÇ BİR ZAMAN BECEREMEDİK

Kitap, bugünden geçmişe, geçmişten günümüze olmak üzere birbirini besleyen iki ayaklı bir okumayı içeriyor. Böylesi bir okumanın ilk ayağı, Mahçupyan''ın da şu sözlerle ifade ettiği bir önemi haiz:

''... Tanzimat veya öncesi/sonrası o dönemin kimliğine bundan elli sene önce bakıyor olsaydık daha farklı yaklaşacaktık. Daha farklı anlamlar ifade edecekti bize. Belki modernliği daha fazla kutsayarak bakacaktık. Öte yandan Cumhuriyet kimliğine de bundan yirmi sene önce bakıyor olsaydık o zaman da belki bir adaptasyon mekanizmasını veya sekülerleşmeyi daha fazla anlamlı bularak, önemseyerek bakacaktık.''

Özetle, geçmiş aynı kalsa da onun değerlendirilmesi için referans alınan günümüz Türkiye''sinin ve dahi dünyanın şartları farklıdır. Bu da günümüzdeki geçmiş okumasını bir elli hatta yirmi sene öncesininkinden farklılaştırmaktadır. Bu tür bir farklılaşmaya Mahçupyan''ın kişisel bakış açısı da eklenince kitap asıl özgünlüğüne kavuşmaktadır. Buna örnek olarak kimlikle ilgili ilk bölümde yer alan, geçmişe dönük milliyetçilik okuması verilebilir. Nitekim Mahçupyan, ''modern dünyanın çocuklarından biri'' diye nitelendirdiği, Osmanlılığa alternatif olarak sunulan milliyetçiliğin bu topraklardaki tecrübesine dair şunları dile getirmektedir: ''Aslında milliyetçiliği de hiçbir zaman beceremedik... Biz milliyetçiliği de hep bel altından vuran, vülgerleştiren şekilde algıladık... Çünkü bize uygun bir şey değil aslında.''

DARBELERİN ARKA PLANI

Cumhuriyet''in kuruluşundan itibaren öne çıkarılan unsurları, pozitivist bakış açısı yani bilimsel denen şeye mutlak inançla birlikte tek doğrulu tarih anlayışı ve laiklik olarak belirten Mahçupyan, bu unsurların bir araya getirilmesiyle de toplumsal yapıya dair bir yanda cahil, fakir ve dindar yığınlar, öte yanda ise modern, bilimsel dar bir kadro olmak üzere bir ayrıma gidildiğini vurguluyor. Böylesi bir ayrıma vurgu yapılması önemli. Zira bu sayede ikinci gruptakilerin birinci gruptakileri yönetme isteği, birinci gruptakilerin ikinci gruptakilere karşı (Serbest Fırka denemesi ve Demokrat Parti örneğinde olduğu gibi) muhalefeti ve en önemlisi de birinci gruptakilerin istenmeyen davranışları söz konusu olduğunda ikinci gruptakilerin, 1960, 1971 darbeleri, hukuksal olarak desteklenen 12 Eylül 1980 darbesi ve post-modern 28 Şubat muhtırası gibi, müdahaleleri, daha kolay anlaşılır hale gelmektedir.

PARANTEZE SIĞMAYANLAR

Mahçupyan''ın yukarıda tanımladığı dar kadro, kuruluştan beri devletin nasıl olması gerektiğini, kimliğini, toplumun nasıl olması gerektiğini tanımlayan bir bakış açısı ve hareket tarzına sahip olagelmiştir. Böylesi bir yönetimden nasibini alanlar, kitapta paranteze sığmayanlar olarak adlandırılan Kürtler, dindarlar, Aleviler ve gayrimüslimler olmuştur. Adı geçen her bir gruba dair soruları cevaplarken Mahçupyan''ın gerek tarihsel bilgisi gerekse de kişisel araştırma ve tecrübelerden elde ettiği derin bilgisi göze çarpmaktadır.

Değişen Türkiye ve Ak Parti, barış süreci ve çok yönlü dış politikaya dair başlıklar üzerinden soruları ve cevapları içeren son bölümü kapatırken bir tür melezleşmeye doğru giden toplumsal yapının hangi partide, kim tarafından temsil edileceğinin yanı sıra adem-i merkeziyetçi yapılaşmaya doğru kayma ile artan demokrasinin önemine dikkat çekmektedir Mahçupyan.

SAKINCALI KONULARA ÇOKLU BAKIŞLAR

Soru-cevap üzerinden yazıya aktarım dolayısıyla ara ara takibi zor cümlelere sahip olan kitabın geniş kitlelerce rahat okunası ve anlaşılası bir yapısı mevcut. Netice itibariyle, Osmanlı''nın son dönemlerinden itibaren Cumhuriyet''in kuruluşuna ve ardından günümüze değin uzanan süreçte öne çıkan olayları ve olguları siyaset, ekonomi, tarih ve sosyoloji gibi çoklu bakış açılarından değerlendirmeye açan söyleşi kitabı Etyen Mahçupyan''la Yüzyıllık Parantez, tartışılması uzunca bir süre sakıncalı görülen konulara da değinerek yeni kapılar açmakta zihinlere. Bu kitap ayrıca, bu yüzyıllık parantezin nasıl kapanacağının da ipuçlarını okuyucuya sunuyor. Kitap her ne kadar, soru ve cevaplara konu olan hususlara dair kronolojik bir sıra takip etmese de söyleşinin takibini kolaylaştırmak adına şöyle bir bölümlemeye sahip: Yüzyıllık parantezin öncesi: Osmanlı; İlk parantez: Yarım kalan hürriyet; Paranteze sığmayanlar: Kürtler, Dindarlar, Aleviler, Gayrimüslimler; Parantez kapanırken.

Etyen Mahçupyan''la Yüz Yıllık Parantez

Şener Boztaş - M. Akif Memmi

Profil Yayınları

248 sayfa

Mayıs 2014

10 years ago