Kuşağının en ilginç bestecilerinden biri olarak bilinen Alexander Raskatov, 42. İstanbul Müzik Festivali için özel olarak bestelediği ''Yabanda Çığlık'' adlı yeni eserinin dünya prömiyerini, tarihi Aya İrini Müzesi''nde gerçekleştirdi. Raskatov, Yabanda Çığlık konseriyle İstanbullu müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Tamamen Raskatov''un yapıtlarına adanan gecede, Andres Mustonen yönetimindeki Sinfonia Varsovia ve Varşova Filarmoni Korosu, günümüzün en önemli viyolacısı Yuri Bashmet''e eşlik etti. Raskatov, festival siparişi üzerine bestelediği eseri Suriyeli Efrem''in metinlerinden yola çıkarak yazıyor. Bu 6 metinden yola çıkarak da yazdığı eser 6 bölümden oluşuyor. Bölümlerin her birinde ise şiirin kendisindeki ''günah çıkarma duygusu''nu muhafaza ediyor. Raskatov''a göre ise bu metinler 4. yüzyılın en büyük spiritüel şairlerinden biri. Konserde ayrıca Raskatov''un Yuri Bashmet''in 50. doğum günü için bestelediği viyola konçertosunun Türkiye prömiyeri de yapıldı. Bugüne kadar pek çok orkestra ve koroyla sahne alan ve dünyadaki ünlü bestecilerin şefi Andres Mustonen, ''Benim adım müzik.'' diyor ve müziği kendisi için bir kariyer alanı olarak görmüyor.
Mustonen, Suriyeli Efrem''in metinlerinin çok eskilere dayandığını ancak hala insanların ruhlarına dokunduğuna dikkat çekiyor. İnsanları müzikal anlamda da derinden etkilediğine inanan Mustonen için böyle ruhani bir metni İstanbul''da sahnelemek de çok özel. Dünyanın en prestijli mekanlarında sürekli olarak verdiği konserlerle tanınan Sinfonia Varsovia''yı ve altmış yılı aşkın tarihleri ve ortaçağdan çağdaş müziğe uzanan geniş repertuarlarıyla Varşova Filarmoni Korosu''nu yöneten Mustonen, bu koroyu çok harmonik ve dengeli olarak tanımlıyor. Mustonen yakın arkadaşı Raskatov''u ise ''Çok mekanik bir besteci değil. Her şeyi içinden gelerek besteliyor.'' Sözleriyle anlatıyor. Onun hem karamsar hem de pozitif eserleri olduğuna değinen Mustonen, bu konserde daha çok Raskatov''un pozitif bestelerine yer veriyor.
Müzik festivallerini hayatın çok önemli bir parçası olarak gören Mustonen, İstanbul Müzik Festivali''ni dünyadaki diğer festivallerden ayrı tutuyor. Daha çok ticari kaygılarla ve sadece popüler sanatçıların aksine İstanbul Müzik Festivali''nde büyük yıldızların yanında öne çıkarmak istedikleri, yeni kuşaktan yetenekleri ve gizli kalmış sanatçıları da ağırlandığına vurgu yapıyor. Genelde İstanbul''da çağdaş müzik şefi olarak bilindiğini söyleyen Mustonen''in müzik yelpazesi oldukça geniş. Oda müziğinden caza, Rönesans''tan Geleneksel Türk Müziği''ne kadar pek çok alanda çalışmaları var. Ayrıca ülkesi Estonya''da kendisinin başında olduğu bir topluluk var ki adı Hortus Musicus. Yarısı Türk, yarısı Estonyalı müzisyenlerden oluşan bu topluluk, Türk müziği icra ediyor.
