Asker eşiyle birlikte Milli Mücadele döneminde cepheden cepheye koşan, Sivas Kongresi sırasında Atatürk ile görüşerek savaşa katılmak için izin isteyen Erzurumlu Fatma Seher, nam-ı diğer Kara Fatma'nın geçtiğimiz günlerde anıt mezarı yapıldı. Yaşadığı dönemde devletten aldığı üsteğmenlik maaşının tek kuruşuna dokunmadan Kızılay'a bağışlayan Kara Fatma'nın hayatını kaleme alan İlknur Bektaş'ın bu süreçte büyük katkısı oldu. Şimdilerde bu kahraman kadının hayat hikâyesinin belgeselini yapmak isteyen Bektaş 'Sefalet içinde öldü' haberlerine karşı çıkıyor. 'Bir kahramana yakışır şekilde yaşamadı diyenlere söyleyecek sözlerim ve delillerim var' diyen Bektaş, Milli Mücadelede Bir Kadın Üsteğmen Kara Fatma kitabını yazarken yüzlerce belge ve kayıt üzerinde çalıştığının altını çiziyor.
Bektaş'a göre basında ve geniş halk kitlelerinde Kara Fatma'nın Darülaceze'de vefat etmesi ile milletin üzerine kadını aç öldürdüler damgası yapıştı. Bektaş 'Öncelikle Kara Fatma Darülaceze sakini değildi. Kayıtlardan hareketle bunu net görüyoruz ki sadece on bir gün yattığı hastane bölümünde tedavi görmek için bulunmuş. Ömrü vefa etmemiş o ayrı. Bir de en fazla muhatap olduğum açtı ve dileniyordu lafları ki bu milli vicdanımızı da insanlığımızı da yaralıyor. Araştırmalarımda iki konu üzerinde çok durdum. Mezar yeri gerçekten nerede ve gerçekten aç mı öldü? Aldığı yardımlar, tutanaklar ve gazete kaynakları var. Kara Fatma'ya kimin ne kadar destek olduğu hatta yılı bile belli' diye de belirtiyor.
İşte bütün bu detaylar, Bektaş'ın yeni çektiği belgeselde yer alacak. Kara Fatma ile ilgili hazırlanan belgesel, yazarın kitap ile birlikte yürüttüğü bir projeydi. Elida Film Müzik'ten Adile Cömert ile çalışılan belgeselde yerli yabancı, kişi, kurum kuruluş ile irtibat kurup dönemin gerçek hareketli görüntülerine ulaşıldı. Bektaş amaçlarının bugüne dek hiç izlenmemiş görüntülerle Milli Mücadele yıllarını anlatmak olduğunu söylüyor. Seslendirmesini Serdar Tuncer'in yaptığı belgeselin galası 30 Ağustos günü yapılacak.
İlknur Bektaş, Kara Fatma'nın hayatını araştırırken 4,5 yıl arşivlerden çıkmadığını söylüyor. Bektaş 'Bu çalışma bir kadının başka bir kadını anlama çabasıydı' şeklinde konuşuyor.
Kara Fatma'nın mezar yeriyle ilgili muallak bilgiler vardı. Bektaş, arşiv çalışmaları neticesinde buna da açıklık getiriyor: 'Mezar yerinin ili konusu bile hala Anıtkabir'de Erzurum olarak geçer. Oysa resmi kayıtlarla bunu ispatladım. Umarım en yakın zamanda düzeltilir. Kara Fatma'nın mezar yeri kesinlikle Kasımpaşa Kulaksız Mezarlığı'dır. Darülaceze kayıtları resmi ve doğruluğu sahih bir kaynaktır. Ayrıca mezarlık kayıt defterinde kaydı var.' Bu bilgileri edindikten sonra Kara Fatma'ya anıt mezar yapılması için harekete geçen Bektaş süreci şöyle özetliyor: 'O günlerde Genel Kurmay Başkanlığı ATASE Daire Başkanı Tuğgeneral Necdet Tuna ile görüştük. Anıt Mezar yapılması konusu böylelikle şekil ve hız kazandı. Kayıp mezarın bulunamama üzüntüsünün ötesinde, anılması ve dua edecek bir noktasının olması için Anıt Mezar yapılması için başvurular yapıldı. Maaşını Kızılay'a bağışlayan Kara Fatma için en uygun kurum olan Türk Kızılayı kolları sıvadı. Büyük bir hızla anıtın yapımı tamamlandı. Kara Fatma'nın en azından sembolik de olsa anıt mezarı yapıldı.'
