|

Mesaj göndermek telgrafçının işi

Oscar Ödüllü İranlı yönetmen Asghar Farhadi, filmlerinde bütün karakterlere eşit mesafede olduğunu iyi ve kötü diye bir ayrıma gitmediğini söylüyor. ''Mesaj sinemanın işi değil. Mesaj göndermek telgrafçının işidir'' diyen Farhadi, seyirciye filmlerinde yargılamanın ahlaki olmadığını hissettirmeye çalıştığını belirtiyor.

Suat Köçer
00:00 - 16/04/2014 Çarşamba
Güncelleme: 22:27 - 15/04/2014 Salı
Yeni Şafak
Mesaj göndermek telgrafçının işi
Mesaj göndermek telgrafçının işi

''Bir Ayrılık'' filmiyle Berlin''den Altın Ayı aldıktan sonra, Oscar''dan da En İyi Yabancı Film ödülüyle dönen İranlı yönetmen Asghar Farhadi, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu''nda sinemaseverlerle bir araya geldi. 33. İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen etkinlikte soruları cevaplayan Farhadi, sineması ve filmlerindeki karakterlere dair ilginç açıklamalarda bulundu.

''Mesaj sinemanın işi değil. Mesaj göndermek telgrafçının işidir'' diyen Asghar Farhadi, ''Benim filmlerimde yargılama yok, yargılamayın diye ahlaki öğüt var hatta. Çünkü biz her şeyi yargılıyoruz hayatta. İçeri girince hangi koltuğa oturacağınıza dair bir yargı geçiyor kafanızdan. Niye benim filmlerimi izlerken yargılamayın diye öğüt vermeye çalışıyorum? Çünkü benim filmlerimde yargılamanın zorluğu gösteriliyor. Bu filmleri izledikten sonra yargılamak kolay değildir deriz. Bu öğüt değil psikolojik bir etkidir işte'' şeklinde konuşuyor.

HER KARAKTERE EŞİTİM

''Bütün filmlerimde karakterler eşittir, iyiler- kötüler, kadınlar- erkekler hepsine karşı mesafem aynı düzeydedir. Birine yakın birine uzak değilim'' diyen Farhadi, seyircinin de film karakterleriyle bu mesafeyi kurduğunu dile getiriyor ve ekliyor: ''Filmlerde seyirci karakteri seçeceğine yönetmen seyirci adına karar veriyor, baskı uyguluyor. Ben bunu yapmıyorum. ''Bir Ayrılık''ta kadını ya da adamı tuttuğumu söyleyemez seyirci. Bazı seyirciler kadının bazıları da adamın tarafında olabilir.''

SENARYO ÇAMAŞIR İPİ GİBİ

''Yazarken sürekli filmin sonunu düşünüyorum ama ertesi gün devam ediyorsam yazmaya bir önceki gün yazdığımı değiştirebilirim'' diyen Farhadi, iyi bir film için iyi senaryonun şart olduğunu söylüyor ve ekliyor: ''Senaryo çamaşır ipliği gibi. Biri duvarın bir ucuna diğeri öbür ucuna monte edilmiş. Bir ucu başlangıç diğer ucu sonuç. Filmin sahneleri ip üzerine atılan çamaşırlar gibidir. İpin sonu bir yere bağlı değilse kıyafetleri ipe koyamam. Son sürekli değişir, farklı sonlar düşünürüm.''

Senaryolarına her zaman kafasındaki bir resimden yola çıkarak başladığını sözlerine ekleyen Asghar Farhadi bir sonraki filminin de yine Avrupa''da geçeceğini ama ondan sonraki filminde İran''a dönmeyi planladığından bahsetti ve hayatı boyunca çekeceği filmlerin büyük bir kısmını İran''da gerçekleştireceğini düşündüğünü söyledi.

İyi-kötü karşıtlığı bitti

Klişe hikayelerde iyi-kötü karakterlerin baştan belli olduğunu hatırlatan Farhadi bu geleneğin Yunan trajedilerinden beslendiğinin altını çiziyor. "Ancak bugün modern dünyada kavga iyiler arasında'' diyen Farhadi, ''Bilmiyorsunuz ki hangisi kazanırsa mutlu olacaksınız. Yönetmen bu konuda düşüncesini seyirciye dayatmamalı, seyirciye bırakmalı filmin akışını. Bu bütün işlerim için ortak düşüncem. Bu tarzı seçmemin sebebi seyirci sinemaya yaklaşıyor. Filmlerimde karakterler İranlı, Fransız ya da başka ülkeden olabilirler, ama hepsi bunu anlayabiliyor'' yorumunu yapıyor.


10 yıl önce