Ustalar tarafından sabah erkenden alınan ham küçükbaş hayvan derisi ilk olarak yumuşaması için suya batırılıyor. Yaklaşık 3 saat sonra "zırnık" denilen gübre ilacı sürülen deri, 24 saat bekletilerek kılların dökülmesi sağlanıyor.
Kıllarından arınan deri daha sonra tahta askıya seriliyor. Kimyasal maddelerden temizlenmesi için amonyum sülfata batırılan deri, kurumaya bırakılıyor.
Yaklaşık 5 saat güneş altında bekleyen deri, son olarak yumuşaması için normal suya batırıldıktan sonra tahta kasnağa geçirilmek için hazır hale getiriliyor.
Usta ellerden geçen zorlu yolculuğun ardından deri, kasnağa geçirilip yanlardan gergin şekilde dikilerek tef haline getiriliyor. İsteğe göre takılan çeşitli zillerin ardından bu çalgı, kalplerin ritmine hitap etmek üzere tezgahtaki yerini alıyor.
Tef ustası Mehmet Karaca yaptığı açıklamada, babasından öğrendiği mesleği 40 yıldır sürdürdüğünü belirtti.
Mesleğini "bayrak yarışı"na benzeten Karaca, "Babam bu işi yarım asır yaptı. Biz de aldığımız bu bayrağı sürdürmeye çalışıyoruz. Ben de çocuklarıma öğretiyorum, aile olarak bu mesleği sonuna kadar taşıyacağız" dedi.
Baba yadigarı 70 yıllık dükkanı işleten Karaca, yaptığı işten büyük zevk aldığını söyledi.
Çalgının bölgede düğün, taziye ve sünnet programlarında sıkça kullanıldığını hatırlatan Karaca, "Şanlıurfa'da bu işi yapan iki kişi kaldı. Gönül isterdi ki 30-40 esnaf olsun, rekabet yaşansın. Daha güzelini daha iyisini yapmaya çalışalım ama maalesef yok" diye konuştu.
Günde 10 tef siparişi aldığını ve bu sayının ramazanda 25-30'a çıktığına işaret eden Karaca, fiyatların ise 15 ila 45 lira arasında değiştiğini sözlerine ekledi.
