|

Türk bilim insanı başarıya imza atıyor

Harvard Üniversitesi Smithsonian Astrofizik Merkezi kıdemli araştırmacısı Dr. Bülent Kızıltan, astronomik gözlemler ve uzay teknolojileri alanında oluşturulan uluslararası konsorsiyumun başına getirildi.

Aa
00:00 - 12/09/2013 Perşembe
Güncelleme: 15:37 - 12/09/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Türk bilim insanı başarıya imza atıyor
Türk bilim insanı başarıya imza atıyor

Soruları cevaplayan Kızıltan, artık bilim dünyasının, bakış açıları ve hayatı değiştirecek buluşların, farklı bilim dallarındaki araştırmacıların biraraya gelmesiyle ortaya çıkacağına inandığını söyledi.

Kızıltan, bilimlerin doğasında olan kültürel farklılıkların neden olduğu iletişim eksikliğini büyük girişimlerle aşmak üzere bir konsorsiyum kurulması önerisinde bulunduklarını anlatarak, "Bu konsorsiyum önerimiz, beklentilerimizin de ötesinde bir destek gördü ve prensip anlaşmamızı imzaladık. Temel amaç, uzay bilimlerindeki öncü bilgiler ve gereksinimleri bilen gökbilimciler ile bu teknolojileri hayata geçirebilecek mühendislerin biraraya gelmesi ve bu sayede takım olarak, hem uzay bilimlerinde hem de günlük teknolojik uygulamalardaki problemlere çözüm üretilmesidir" diye konuştu.

Artık Türkiye'nin çok globalleştiğini ve Türk bilim insanlarının dünyayla entegre bir projenin başında pekala olabileceğini dile getiren Kızıltan, şöyle devam etti:

"Artık Türkiye'de bu psikolojik eşiğin aşıldığını düşünüyorum. Çünkü gerçekten yurt dışında çok başarılı bilim insanlarımız var. Astronomi alanında da başarılı bilim insanlarımız var. Bu yüzden ben bilginin ve bilgi üretiminin ülkelerle herhangi bir şekilde sınırlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuç olarak Türk olmakla tabii ki gurur duyuyoruz. Fakat, artık o şapkayı bir kenara bırakarak bir dünya vatandaşı olarak, dünyadaki bilimsel gelişmelere nasıl katkıda bulunabiliriz, odak noktamız bence bu olmalı diye düşünüyorum. Bizim genelde bilim yapma şeklimiz küçük fonlarla, küçük projelere odaklı olarak yapılan bir faaliyet. Fakat Batı artık bilimsel faaliyetin disiplinler arası etkileşimden doğacağına ve gerçekten hayatımızı değiştirecek gelişmelerin ve keşiflerin buradan geleceğine inanıyor. Fakat Batı'da bile bu algı değişmemişken biz böyle bir projeyi önerdik ve ilk defa bu yapıda bir proje en üst düzeyde kabul gördü."

"Gökbilimciler ile mühendislerin biraraya gelmesini amaçlıyoruz"

Konsorsiyum üyeleri arasında Harvard Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Fransız Uzay Ajansının (CNES) olduğunu ifade eden Kızıltan, projenin iki aşamalı olduğunu, bunlardan ilkinin Ar-Ge, ikincisinin ise Teknolojik Uygulama ve Fabrikasyon aşaması olduğunu vurguladı.

Kızıltan, iki aşamanın koordinasyonu kendisinin yürüttüğünü belirterek, "İlk aşama Harvard, MIT ve ESA bünyesinde yaklaşık 15 kişilik bir ekip tarafından yürütülecek. İkinci aşama ise yine Harvard, MIT ve CNES bünyesinde yaklaşık 20 kisilik bir ekip tarafından yürütülecek. Proje bir kaç milyon avroluk bir bütçeye sahiptir" dedi.

Harvard Üniversitesi Smithsonian Astrofizik Merkezi kıdemli araştırmacı ve Dr. Bülent Kızıltan, uzay bilimlerinin her zaman sınırları zorlayan ve yeni alanların açılmasına öncü olmuş stratejik öneme sahip bir alan olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Elimizde bugün hiç düşünmeden kullandığımız ve günlük hayatın bir parçası olagelmiş bir çok teknolojik ürün, aslında uzay çalışmaları sayesinde geliştirilebilmiştir. Sadece temel bilimler alanındaki çalışmaların bile uzun vadede günlük hayatımızda nasıl değişimlere neden olacağını kısa vadede öngöremeyebiliyoruz. Örneğin, Einstein'ın 'genel görelilik kuramı' üzerinde çalıştığı yıllarda, hepimizin elinde bulunan akıllı cep telefonlarındaki GPS sistemlerinin, Einstein'ın bu kuramı olmadan çalışamayacağını ön görmek mümkün değildi elbette. Biz bu konsorsiyumla uzay bilimlerindeki öncü bilgiler ve gereksinimleri bilen gökbilimciler ile bu teknolojileri hayata geçirebilecek mühendislerin biraraya gelmesini ve takım olarak hem uzay bilimlerinde hem de günlük teknolojik uygulamalardaki problemlere çözüm üretilmesini amaçlıyoruz. Tabii uzay bilimleri ve teknolojileri ile ilgili öncelikli olarak belirlediğimiz alanlarımız ve aday projelerimiz mevcut. Bunlar üzerinde uzlaşma sağlandıkça kamuoyu ile paylaşacağız. Bu girişimin, tek başına ele aldığı projeler itibariyle çok kritik birkaç alana yoğunlaşacak olmasının yanında, bilim yapma algısında oluşturmayı ümit ettiği değişimi çok önemsiyoruz. Özellikle, çok farklı bilim alanlarından yetkin insanları biraraya getirme girişiminin ESA, CNES, Harvard, MIT gibi öncü kurumlardaki meslektaşlarım tarafından en üst düzeyde destekleniyor olması da çok önemli."

"Türkiye'de uzay bilimleri ve teknolojileri konusunda oldukça iyimser bir algı var"

Dr. Bülent Kızıltan, bilimin artık izole olarak yapılabilen bir faaliyet olmaktan öte,, bazen sınırları da aşan işbirlikleri kurarak mümkün olabildiğini işaret ederek, bilgi üretiminin de o nedenle artık kişiler, kurumlar, hatta ülkeler ile sınırlı kalmasının söz konusu olmadığını söyledi.

Türkiye'de uzay bilimlerine ilgi duyan kurum sayısının da gittikçe arttığına dikkati çeken Kızıltan, şöyle devam etti:

"Birlikte bir çalışmanın yapılabilmesi de kurumların sağlayabilecekleri destekle ve özgür araştırma ortamının yapılabilecek üretime uygun olması ile sağlanabilir. Türkiye, bilimsel alanlara ayrılan maddi olanaklar açısından eskisine göre daha iyi durumda gibi görünüyor. Bu kaynakların doğru önceliklere ayrılması ve öncelikle kendi insan kaynağımızı oluşturmamız, bunu yaparken de Türkiye'nin realitesini iyi analiz etmemiz, bilim yapma algımızın olumlu yönde evrilebilmesi için kritik derecede önemli. Türkiye'de özellikle uzay bilimleri ve teknolojileri konusunda oldukça iyimser bir algı var. Bu alanın stratejik öneminin anlaşılmaya başlandığını, bundan da öte, artık bu alana yatırım yapmanın diğer öncelikler arasında ön sıralara ilerlediğini görebiliyorum. Tabii, algının olumlu ve teşvik edici olması, bir projenin realize edilmesi için yeterli değil. Türkiye'deki kurumlar kendi artı ve eksilerini iyi analiz edip, uzay çalışmaları konusunda bir öncelik sırası belirleyebilirler."

Kızıltan, maddi kaynaklar açısından da Türkiye'da bir sıkıntı olmadığını duyduklarını ifade ederek, özellikle uzay bilimi yapanlar ve mühendisler arasında oluşturulacak bir ortak platformda güzel çalışmaların yapılabileceğine inandığını belirterek, "Tabii, Türkiye'de Ar-Ge yapmanın kendine özgü zorlukları var. Bu konulara ilgi duyan üniversiteler ve kurumlarla fikir alış verişinde bulunuyorum tabii ki" diye konuştu.

11 yıl önce