|

Türkiye'yi memleketime benzetiyorum

Dünyaca ünlü kemancı Patricia Kopatchinskaja, İş Sanat''a konuk oluyor. Sahnede, klasik müziği Flamenko ile harmanlayacak Kopatchinkskaja, Türkiye''yi her şeyiyle kendi ülkesi Moldovya''ya benzetiyor

Harun Karaburç
00:00 - 15/04/2014 Salı
Güncelleme: 22:39 - 14/04/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Türkiye'yi memleketime benzetiyorum
Türkiye'yi memleketime benzetiyorum

Münih''in en değerli orkestrası Bavyera Radyo Oda Orkestrası, İspanya''nın yetenekli dansçısı Fuesenta La Moneta ve kemanıyla büyüleyen Patrica Kopatchinskaja İş Sanat'ta sahne almaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl aynı sahnede unutulmaz bir Beethoven gecesi yaşatan Kopatchinskaja, yenilikçi çizgisi ve derin ifade yeteneğiyle uluslararası arenada adından övgüyle söz edilen bir sanatçı. 2010 yılında BBC Müzik Dergisi Ödülü'ne de layık görüldüğü Beethoven Keman Konçertosu yorumuyla seyircileri büyüleyen Kopatchinskaja''ya sahnede Münih''in en değerli orkestrasının yanı sıra Flamenko''nun genç yıldızı Fuesanta La Moneta ve perküsyon sanatçısı Agustin Diaserra da eşlik edecek. İspanyol besteci Mauricio Sotelo''nun keman, Flamenko dansçısı ve perküsyon için yazdığı Luz sobre lienzo (Light on Canvas) isimli yeni eserinin seslendirileceği gecede klasik müzik ve Flamenko tınıları harmanlanacak. Repertuarında P. De Sarasate, Mozart ve Astor Piazzolla''nın Buenos Aires''in Dört Mevsimi eserlerinin de yer aldığı bu özel performans 17 Nisan Perşembe akşamı İş Sanat''ta gerçekleşecek. Kopathchinskaja, Türkiye''yi insanlarıyla, karakteristik özellikleriyle, yemekleriyle, müzikleriyle, misafirperverliğiyle bir bütün olarak gördüğünü ve kendi memleketi Moldova''ya çok benzettiğini söylüyor.

BENZERSİZ BİR TECRÜBE

Sahneye Flamenko''nun genç yıldızı Fuesanta La Moneta ile birlikte çıkacağı için çok mutlu olduğunu belirten Kopatchinskaja , ''La Moneta ile aynı sahneyi paylaşacak olmak hem benim için hem de izleyiciler için benzersiz bir tecrübe olacak. Zaten onunla daha önce de çalışmıştık. Onunla beraber ritmin tam olarak ne olduğunu öğreniyorsunuz aslında'' yorumunu yapıyor. Kemanın büyülü sesiyle Flamenko tınılarını birlikte harmanlamanın klasik müziği kalıplarından çıkarmak anlamına geldiğini dile getiren genç kemancı, ''Klasik müziğin hiçbir zaman belirli kalıplar dahilinde icra edilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Müzik her türü farklı deneyimlere açık olmalıdır'' yorumunu yapıyor. Kopatchinskaja otantik müziğin her türlüsünü çok sevdiğini söylüyor ve ekliyor: ''Otantik her melodinin ilginç olduğunu düşünüyorum. Sadece Flamenko değil, Avustralya Aborjinleri''nin, Pigmelerin müzikleri de bana çok ilginç geliyor. Keza Portekiz''in fadoları, Ortadoğu''nun ud eserleri hepsi çok ilgimi çekiyor. Eski ya da yeni her tür müziği takip etmeye çalışıyorum.''

Türkler çok sıcak ve sempatik

Türk insanını çok sıcak ve sempatik olarak gören Kopatchinskaja, "Türk dinleyicisi yeniliklere inanılmaz ölçüde açık, sıcak ve sempatik. Onlarla her defasında yeniden buluşmayı iple çekiyorum. Türkiye'de Fazıl ile çalmaya başladıktan sonra bu güzel ülkeyi insanlarıyla, karakteristik özellikleriyle, yemekleriyle, müzikleriyle bir bütün olarak düşünmeye başladım ve kendi memleketime, Moldova'ya çok benzettim" diyor.


10 yıl önce