|

Yaşın sırrı kayıp ülke'de

Eyyüp Akyüz yeni çıkan kitabı Kayıp Ülke'de birçok yazara “Şimdi 18 yaşında olsanız ne yapardınız” diye soruyor. Kitap, şair ve yazarların 'iyi ki' ve 'keşke'lerinden oluşuyor

Aysel Yaşa
00:00 - 23/02/2010 Salı
Güncelleme: 23:08 - 22/02/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
Yaşın sırrı kayıp ülke'de
Yaşın sırrı kayıp ülke'de

18 yaşına geri dönseniz ne yapmak isterdiniz? Yurt dışına gitmek, yeni bir dil öğrenmek, yeni bir okula kaydolmak, ya da özgürce tüm dünyayı dolaşmak. Sizler hangisini tercih ederdiniz bilmiyoruz ama Eyyüp Akyüz bu soruyu ülkenin önemli yazarlarına sormuş. Aldığı cevapları Kayıp Ülke isimli kitapta toplayan yazarın bu sorusuna 262 kişi cevap vermiş. Mühür Kitaplığı'ndan çıkan Kayıp Ülke'de yer alan bu cevaplar hem yazarları o yıllara götürüyor, hem de yeni nesle tavsiye niteliği taşıyor. Şiirleri ve yazıları çeşitli dergilerde yayınlanan ve İngilizce öğretmenliği yapan yazar Akyüz, kitabı öğrencilerine ve dünyanın bütün gençlerine adıyor. Yazar neden 18 yaşı tercih ettiklerini kitabın önsözünde şöyle anlatıyor: “Ebeveyn iznine gerek duyulmayan yaştır 18. “Artık seçmensin, hadi seç” denilen yaştır. Rotanın belirlendiği basamaktır on sekiz. Demir almaktır limandan. Fırtınanın başkentidir on sekiz”. Şair ve yazarların “iyi ki” ve “keşke”lerinden oluşan kitapta Ahmet Taşgetiren'den Hilmi Yavuz'a, Ali Aycil'den Sevinç Çokum'a kadar birçok tanınmış isim yer alıyor.

Ahmet Kekeç:
Şu an 18 yaşında olsaydım, büyük bir ihtimalle önümdeki seçenekleri düşünüyor olurdum ve hayatıma nasıl bir yön çizeceğime karar veremezdim. Bu kararsılık halinin insanı diri tutacağını belki çözemezdim ama eski yaptıklarımdan farklı bir şey de yapmazdım.
Ahmet Selçuk İlkan:
Yazılmış her romanın, şiirin, tiyatronun, her sanat eserinin aslında benim için yazıldığını çok geç öğrendim. Bu bir hazineyse, bu hazineden daha çok faydalanmak isterdim. Her yaşta öğrenci ve öğretmen olmak isterdim. Bunun ne kadar önemli olduğunu 18 yaşında bilmek isterdim.
Hilmi Yavuz:
İngiltere'de felsefe okurdum. Londra'da üniversiteyi bitirdikten sonra Paris'e doktora için değil, ikinci bir üniversite diploması için antropoloji okumaya giderdim.
Ali Ayçil:
On sekiz yaşıma geri dönmek mümkün olsaydı, yaşadıklarımı bir kez daha tekrar etmekten mutluluk duyardım. Bir kez daha konçlarımı, kramponlarımı, formamı alıp sahaya inerdim. Dünya bir gol sevinciydi, bir kez daha yaşardım o sevinci. Kayıpların ve kazançların bir incir çekirdeğini doldurmadığı o güzelim samimiyet alnımı sıvazlardı.
Ayşe Kulin:
Ben 18 yaşımda yaşıma hiç yakışmayan ciddiyette siyasi görüşler edinerek, 27 Mayıs'a giden yollarda, elimde pankartlarla yürüdüm. Boyumu aşan kitapları okuyup, anlamadan ukalalık ettim. Aklım hayatım boyunca gençliğimde yapamadıklarımla, yaşayamadıklarımda kaldı.
Emine Şenlikoğlu:
Dürüst, kaliteli arkadaşlar seçerdim. Bulamazsam hayalimde arkadaşlar edinirdim. Gençleri Amerika ve Batı hayranlığından uzaklaştırmak için ne kadar yöntem varsa öğrenmek isterdim.
İbrahim Tenekeci:
Hiçbir işe yaramayan, yüzlerce kitaba, dergiye boş yere para verdim. Bunları okumak da işin cabası… Şimdiki aklım olsaydı, o paralarla daha faydalı kitaplar alırdım.
Lale Müldür:
Bol bol kitap ve meyve, param olursa tropikler, bol bol dans ve giderek giderek çok haiku.
Murat Çelik:
Şimdiki yaşımda olmak isterdim.
Rasim Özdenören:
Bazı geç okumalarımı o yaşta tamamlamak isterdim. İbni Arabi'yi, İmamı Rabbani'yi kendi dillerinden yutarcasına okumak isterdim. Ayrıca hiç olmazsa İngilizce'yi öğrenmiş olmalıydım. Ve seyahat: trenle, otobüsle, gemiyle, uçakla tepe tepe seyahat etmek isterdim. Mesela Hint Okyanusu'ndan Büyük Okyanus'a kıyı boyunca seyahat heyecan verici olurdu.
Sadık Yalsızuçanlar:
Şu an 18 yaşında olsaydım, İHH'ya katılır, dünyanın dört bir yanında, bilhassa Gazze'de yardım bekleyen mazlumlara ilaç, gıda, silah ve Risale-i Nur götürürdüm.
Sevinç Çokum:
Tekrar on sekiz yaşıma dönmüş olsaydım kendi kararlarımı kendim vermek isterdim. Kimse beni yönlendirmesin, herhangi bir düşünceye, herhangi bir kalıp fikre, bir ideolojiye bağlamaya kalkışmasın.
Tuna Kiremitçi:
Bol bol hata yapmaya çalışırdım. Ekşi sözlük yazarı olur ve oraya Tuna Kiremitçi'yle dalga geçen entry'ler yazardım.
Doç. Dr. Turan Karataş:
Yunus Emre Divanı'ndan 100 şiir ezberler, sonra da Kuran'ın özgün sesini duymak için Arapça, Mesnevi'yi de aslından okumak için Farsça öğrenirdim.

İslamiyet üzerine düşünürdüm
Cihan Aktaş:
Geri döndüğümde yine aynı şekilde yaşardım 18 yaşımı. Okuyor, yazıyor, İstanbul'u kendi başıma keşfediyor, dergi bürolarını dolaşıyor, binaları bir başka gözle inceliyor, İslamiyet'i yeniden keşfetme duygusuyla dolup taşıyor ve bir insan ayrıca hayata siyasete, edebiyata katılan bir Müslüman genç kız olmanın gerekleri üzerine düşünürdüm.

Trende göre meslek seçerdim
Ertuğrul Özkök:
Bugün eğitiminin başında genç bir insan olsaydım, 21. yüzyılın trendlerine bakar, ona göre meslek seçerdim. Nedir bu meslekler diye sorarsanız cevabım şu olurdu: “Spor, eğlence, iletişim, hukuk, sağlık, mikrobiyoloji” Tabii bir de yüzyıllardır eskimeyen o meslek: Finans, yani paranın birimi…

Kur'an okuluna giderdim
Yıldız Ramazanoğlu:
Şimdi geriye dönmek mümkün olsa da, babam beni çok değerli hocaların bulunduğu yatılı bir Kuran okuluna yazdırsaymış derim, bir yandan ezber yapıp, bir yandan da bütün peygamberlerin ana mesajına açılan farklı yolları katetseymişim. Ama yine de şimdi o şartların 18 yaşında dönseydim, yine gece romanlara dalmış, gündüzleri okulda milliyetçi, mukaddesatçı yerde saf tutmuş biri olacaktım çaresiz. Önümüzde şekilsiz olmak ya da diyalektik materyalizme yaslanan sola katılmaktan başka seçenek yoktu çünkü.


14 yıl önce