|

Bayrama hiç de yabancı değiliz

Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Diğer aylardan farklı olarak maneviyatın yoğun yaşandığı bu ayın sonunda bayramı kimimiz ailemizle kimimiz de tatil yaparak geçiriyoruz. Ülkemize çok sayıda yabancı gelip gidiyor. Ancak bazıları var ki onlar buralı oldu bile. Kendi ülkelerinde değil, her ne sebeple olursa olsun Türkiye''de yaşamayı tercih ediyorlar. Biz de onlara Türkiye''de Ramazan''ı ve bayramı nasıl geçirdiklerini sorduk.

Büşra Sönmezışık
00:00 - 27/07/2014 Pazar
Güncelleme: 19:41 - 26/07/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Bayrama hiç de yabancı değiliz
Bayrama hiç de yabancı değiliz
Wilma Elles - Almanya: Ailemle bir arada olacağım

Wilma Elles, Öyle Bir Geçer Zaman ki''de Caroline ile adını duyurdu. Türkiye''ye olan sevgisini her fırsatta dile getiyor ve Türk vatandaşı olup ismine Aslı adını eklemek istiyen Elles: 

''Tam dört yıl önce Türkiye geldim. Bu bayramım da diğerleri gibi inşallah güzel geçecek. Tam bir bayram kutlaması yapıyoruz aslında çünkü bu hafta sonu bütün ailemiz annemin ve babamının Almanya''daki evinde bir araya geliyorlar. Büyük aile yemeğe olacak. Türk adetlerini uyguluyorum. Başkalarının sevincini ve üzüntüsünü paylaşınca zaten adetleri de paylaşmış oluyorsun. Geçen sene Kerem ve ben bayrama doğru bir iftar yemeği verdik 1000 bin civarında konuk geldi ve bu gerçekten çok güzel bir duyguydu. Herkesin bayramı kutlu olsun! Bütün ailelere mutluluk ve huzur diliyorum'' diyor.

Wilco Van Herpen - Hollanda: Baklava yapar kahvaltı ederiz

Hollanda asıllı Wilco Van Herpen, fotoğrafçı, aşçı. İz TV''de Wilco''nun Karavanı isimli programıyla adını duyurdu. 1987 yılında ilk turist olarak Türkiye''ye geliyor. Ardından 1990''da fotoğrafçılığa başladıktan sıksık gidip gelmeye başlayan Herpen İstanbul''da Öteki Kadınlar isimli sergi açmasıyla hayatı değişiyor. Herpen, sergi sonrası Beyoğlu''nun arka sokaklarda yürürken ''Ben artık Türkiye''de yaşamalıyım'' diyerek tası tarağı toplayıp 1999 yılında tamamen yerleşiyor. Herpen, duygularını şöyle anlatıyor:

AYAK UYDURMAKTA ZORLANDIM

Bir yabancının başka din ya da kültürlerin dini bayramlarının duygularını anlaması oldukça zordur. Ben gerçekten bu duyguyu anlamaktan çok zorluk çekmiştim, sonra basit ama çok pratik bir çözüm buldum; Ramazan bayramını Noel ile kıyasladım ve anıdan gerçek anlamıyla Ramazan bayramının duygularını paylaşmaya ve yaşamaya başladım. Biz her sene, eşim Gonca ile İzmir''e babasının evine gidip kayınpeder, kayınvalide, kayınbirader ve baldızımla beraber Ramazan bayramını kutluyoruz. Bayramdan bir iki gün önce hep beraber baklava yapıyoruz. Bayram sabahı özel bir kahvaltı hazırlıyoruz, ama sofraya oturmadan önce kızım ve diğer çocuklar sonra biz kayınpeder ve kayınvalidemin elini öpüyoruz. Kızım Şira''nın doğumumdan sonraki sene benim için en özel bayramı oldu. O sene biz ilk kez kayınpederin evine Ramazan bayramı kutlamaya gitmiştik. Bu güzel küçük kızla bir masanın etrafında toplanmamız sadece beni değil, hepimizi derinden duygulandırmıştı. Hep beraber, yan yana barış ve uyum içerisinde yaşamamızı ve yaşayacağımızı temenni ediyorum.

Reza Hemmatirad - İran: Kavgalar artık son bulsun

İran asıllı yönetmen, ressam Reza Hemmatirad yaklaşık 13 yıldır Türkiye''de yaşıyor ve aynı zamanda Türk vatandaşı. Hemmatirad düşüncelerini şöyle dile getiriyor: ''Türkiye''de Ramazan''ın kendisi zaten şen ve mutlu geçtiği için doğal olarak Bayram da iyi geçiyor. Lakin bu sene Gazze olaylarından dolayı ne olacak bilmiyorum. Bir İran doğumlu Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak, çocukluğumdan beri aynı adetler içinde yaşıyorum. Aslında demek istediğim şu, biz her iki ülke, ağırlıklı Türk soylu çoğunlukta olduğumuzdan, hepimiz Selçukların adetlerin devamını taşıyoruz, İran''ın Şii ağırlıklı ve Türkiye''nin Sünni ağırlıklı olması de pek bir şey değiştirmiyor,

BAYRAM AYNI GÜN KUTLANMALI

Bu da bence şunu gösteriyor, Şii Sünni ayrılığı sadece tarihi bir siyasi dini eylem sonucu oluşmuş ki öyledir zaten, yoksa hiç bir fark görmüyorum. Bayram her yerde bayramdır ve elbette ki en güzel tarafı küskünlüklerin giderilmesi ve büyükleri, muhtaçları ziyaret edilmesidir. Artık bütün Müslümanlar olarak aynı bayramı ve aynı günde kutlayalım. Yeter ayrı gayrı kutlamalar, ''ben Allah''ı daha fazla mutlu ederim, bizim gelenekler daha doğru...'' denmesin.  Artık bir olalım ne olur, bu kadar zülüme, özellikle kardeş kavgalarına takatim kalmadı... Gazze ye dua edelim ve artık bu Siyonistleri bertaraf etmek için ortak akıl çaresini bulalım.''

Anjelika Akbar - Kazakistan: Herkes için sevinç benim için hüzün

Müzisyen Anjelika Akbar Kazakistan doğumlu, 1993 yılında Türk vatandaşı oldu. 23 senedir Türkiye''de yaşıyor. Anjelika Akbar''ın bayramla ilgili düşüncesi şöyle: ''Sevdiğim dostlarımla bayramı güzel geçiriyorum. Aile büyükleri ile buluşuyoruz. O yüzden bayram havasını her yerde yaşıyorum. Türk adetlerini genellikle uygulamaya çalışıyorum. Türkiye''ye yeni geldiğim ve daha sonra ilk eşimden ayrıldığımda Türkiye''de küçük oğlumdan başka kimse yoktu. Tüm dostlarımın yanlarında aileleri vardı ama ben yapayalnızdım. Çok hüzünleniyordum o zamanlar. Bayramlar benim için belki Türkiye''de geçirdiğim en zor zamanlardı. Ne tezat. Herkes için bayram, benim için hüzün idi. Ama sonra değişti, şükürler olsun. Allah kimseyi yalnız bırakmasın. Hastalara şifa versin. Her an şükretmeyi unutmayalım.''

Alex Dawe - ABD: Bayram namazı kılmak çok güzel

Alex Dawe Amerikan asıllı çevirmen, oyuncu. 16 yıldır Türkiye''de Burgazada''da yaşıyor. En son Mavi Adam filminde rol alan Dawe, Türk romanlarını İngilizce''ye çeviriyor. Ahmet Hamdi Tanpınar''ın Huzur romanı, Sait Faik Seçme Hikâyeler kitabı ve Ahmet Altan''ın Son Oyun bunlardan bazıları.

Alex Dawe''nin bayramla ilgili hikayesi ise oldukça ilginç: ''Genel bayram atmosferinden etkileniyorum. Fakat hem işlerim çok yoğun hem de Burgazada''da oturduğumdan arkadaşlarımla yeterince zaman geçiremiyorum. Bu bayram görüşemediğim arkadaşlarımı ziyaret edeceğim.

ARKADAŞLARIMLA ORUÇ TUTTUM

Çok sevdiğim iş arkadaşlarımla birlikte birkaç gün oruç tuttum. Tabii ki kolay bir şey değil ama inanılmaz bir kardeşlik duygusu yarattı. Büyük bir aile gibiydik. Bir Kurban bayramında Sarıyer''de arkadaşlarımın evinde kaldım. Sabah erken kalkıp camiye gittik. İtiraf etmeliyim, namaz kılarken oradaki insanları taklit etmek zorunda kaldım. Çünkü ne zaman hep beraber kalkacağımızı kestiremedim, Arapça da bilmiyorum. Ama çok güzel bir duyguydu. Bir de biraz uzakta bir yerde, yemyeşil bir vadide kurban kestik. Hiç unutmam. O akşam evde hep beraber çay içip sohbet ettik. Herkese mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir bayram diliyorum.''

10 yıl önce