Peygamber Efendimiz bayram namazını kıldıktan sonra musallaya çıkmadan önce hurma yerdi. Bu âdeti sünnet telakki edilince bayramda tatlı ikramı geleneğini doğdu. Ancak tatlı yeniyor diye Ramazan Bayramı''nı Şeker Bayramı yapmak, bayramı ticarileştirmek doğru değil.
Arapça idü''l-fitr ve idü''l adha şeklinde adlandırılan Ramazan ve Kurban Bayramları, hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır. Esasen Ramazan orucu ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren mü''minler sonraki ayın (Şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı veya bayramdan önce
fitre (fıtr sadakası) verildiği
için Fıtr Bayramı denilmiştir.
Bayram oruç tutan biz Müslümanların ve ailelerimizin, orucun bitimiyle sevince kavuştuğumuz ve vaat edilen mükâfata kavuşmakla manen huzur bulduğumuz bir gündür. Bayram günü sabah namazının hemen sonrasında tatlı yemek, özelikle hurma yemek, sünnettir. Birkaç çeşit de tatlı. Fakat genelde, ev baklavası, lokma mutlaka olur.
Dini ve sosyal olmak üzere iki yönü bulunan Ramazan ve Kurban Bayramı kutlamaları Asr-ı Saadet''te musalla adı verilen geniş bir alanda, kadınların ve çocukların da katıldıkları bayram namazı ile başlardı (bk.Tirmizi, Cum''a, 36). Peygamber Efendimiz''in (s.a.v) bayram namazını kıldıktan sonra musallaya çıkmadan önce hurma yeme âdeti bir sünnet telakki edilmiş ve bu telakki bayramda tatlı ikramı geleneğini doğurmuştur. Daha Tabiin döneminde İbn Sirin gibi un, tereyağı ve bal veya hurma ezmesinden yapılan bazı tatlıları ikram etmeyi adet haline getirenler vardı. Bağdat''ta 380 yılında yapılan bir bayram kutlamasında uzunluğu yaklaşık 150 metreye varan sofralarda tatlıların sunulduğu rivayet edilmektedir. Ve binlerce yıldır bu güzel geleneği tüm İslam âlemi devam ettiriyor. Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmetle ve şefkatle dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınızı kutluyorum ve bu bilgilere sahip olduktan sonra Ramazan Bayramına hala ''Şeker Bayramı'' diyenlere ne demek gerekir sizlere bırakıyorum.
Osmanlı döneminde saray içerisinde önce bayram alayına katılınır, bayram alayından sonra Has Oda önüne konulan tahtına padişah oturur ve saray nedimleri, musahipleri birbirinden güzel nüktelerle padişahı eğlendirirlerdi. Bu sırada padişahın yanında yer alan saray erkânına, vezirlere ve meşayihe helvalar, tatlılar dağıtılırdı. Hemen ardından vezirler ve ehl-i divan yerine oturur. Matbaha-ı Amire''den (saray mutfağı) getirilen yemekler yenirdi. Bayramlarda çarşı pazar dolup taşar; bayram tebriklerinde herkese şeker ikram edilirdi. Bugün halen geleneklerimizde de süregelen bayram şekeri ikramında akide şekeri ikram etmek makbuldü.