|

Berlin sokaklarında kaybolanların öyküsü KİMLİKSİZ

Evdeki Düşman filminden hatırladığımız yönetmen Jaume Collet-Serra yeni filmi Kimliksiz ile bu hafta sinema salonlarında yer aldı. Film klişe diyebileceğimiz senaryosuna rağmen, seyirciyi dinamik tutma noktasında başarı kaydediyor.

Naz Emel Koç
00:00 - 24/04/2011 Pazar
Güncelleme: 22:36 - 23/04/2011 Cumartesi
Yeni Şafak
Berlin sokaklarında kaybolanların öyküsü KİMLİKSİZ
Berlin sokaklarında kaybolanların öyküsü KİMLİKSİZ

Amerikalı Dr. Harris iş için gittiği Berlin'de otele yerleşeceği sırada çok önemli çantasını hava alanında unuttuğunu fark ederek geri dönerken yolda bir kaza geçirir. Gözünü açtığı hastane odasından ayrılıp, hayata döndüğünde beklemediği bir sürprizle karşılaşır; eşi dâhil hiç kimse onu tanımamaktadır. Üstelik eşinin yanında Dr. Harris olduğunu iddia eden başka bir adam vardır ve onun kim olduğunu ispatlayacak bir kimliği bile yoktur. Yabancı bir ülkede kimliğinin peşine düşen Dr. Haris kendi ile ilgili beklemediği sürprizlerle karşılaşacaktır.

TOPLUMSAL HAFIZAYA GÖNDERME

Berlin sokaklarında kimliğini unutan bir adam… Almanya, unutmanın memleketi. Filmin karakterlerinden Alman araştırmacı “Biz Almanlar unutma konusunda uzamanız. Bir zamanlar Nazi olduğumuzu unuttuk. Sonra da kırk yıllık komünizmi unuttuk” sözleriyle, Almanların toplumsal karakterlerine dair seyirciye önemli ipuçları veriyor. Tarihte yalnızca kendi vatandaşlarını değil, kendi dışındaki kimlikleri de tehdit eden, soykırıma imza atmış bu coğrafya, filmde bir kimliğini kaybetme öyküsüne ev sahipliği yapıyor. Dr. Harris şahsiyetinde somutlaşan kimlik arayışı öyküsü, soyut göndermeler vasıtasıyla filmin tümüne yayılıyor ve globalleşen dünyanın önemli sorularından birini işaret ediyor.

Globalleşme macerasında insanoğlunun sınırları kısmen kalkarken, kimliğini yitirme, özünden kopma riski de her geçen gün daha da artıyor. Üstelik tek problem yalnızca kültürel anlamda kimliğini kaybeden insanoğlu değil. İnsan bedeninin kimyasından, tükettiğimiz gıdaların yapısına kadar akla gelebilecek her şey hızla kimlik değiştiriyor. Filmde bir mısır tohumundan kopan kıyamete bilim fuarının ev sahipliği yapması gibi, gerçek hayatta da bilimin söz konusu değişime yaptığı katkılar yadsınamaz.

TÜRKLER HER YERDE AYNI

İnsanın kendiyle yeniden tanışma macerasında ana olay örgüsüne paralel akan kimlik değişiminin farklı varyasyonlarına rastlıyoruz. Filmde Dr. Harris'in macerasında ona eşlik eden isimsiz karakterlerin çoğunun yabancı uyruklu ya da kaçak göçmenlerden seçilişi biraz bu gidişi seyirciye hatırlatmaya çabalıyor adeta. Kötü şartlarda yaşama ve kimliğinden olma pahasına Almanya'ya sığınan göçmenler… Bosna'da tanıklık ettiği soykırımdan uzaklaşıp, başka bir soykırım memleketinde tutunmaya çalışan Gina önemli bir ironinin altını çiziyor. Filmdeki göçmen Türkler vasıtasıyla zaman zaman rastladığımız Türkçe diyaloglar ise bizim açımızdan filme ayrı bir şirinlik katıyor. Üstelik bu diyaloglarda pek çok yerli filmde rastladığımızdan daha doğal bir hava yakalanmasını bence alkışlamak gerekiyor.

Tabi burada kimlik meselesine değindik diye, filmden felsefi beklentiler içine girmemek gerekiyor. Sonuçta beyaz perdede seyredeceğiniz her şeyden önce bir macera filmi, kimlik meselesi ise yalnızca konuya eşlik ediyor. Yönetmen Collet-Sera bir röportajında, konuya felsefi bir derinlikte yaklaşmadığını ancak, filmin içi boş bir eğlencelik de olmadığını, özgürlüğün kimlikle olan bağlantısını sorguladığını, söylüyor.


Unknown

Yönetmen : Jaume

Collet-Serra

Senaryo : Oliver Butcher , Stephen Cornwell , Didier Van Cauwelaert (Kitap)

Tür : Gerilim / Aksiyon

Yapım : 2011, ABD / İngiltere / Fransa / Almanya

Oyuncular : Liam Neeson, Diane Kruger, January Jones, Aidan Quinn, Bruno Ganz, Frank Langella, Sebastian Koch, Olivier Schneider, Stipe Erceg, Rainer Bock



13 yıl önce