Yıllar önce radyo programlarıyla şöhreti yakalayan ve artık kemikleşmiş bir hayran kitlesine sahip olan Cenk ve Erdem, Müebbet Muhabbet'lerini uzun zamandır televizyonda devam ettiriyor. İkili şimdilerde haber kanalı 24'te yayınlanan HÖTK adlı bir programla güldürmeye devam ediyor. Kanal haber kanalı olunca ikilinin programının adı da HÖTK- Haberden Önce Tok Karnına olmuş. Suda eriyen bir program olarak nitelendirdikleri HÖTK'de ikili haber değeri taşıyan enteresan olayları mizah unsuruyla ti'ye alıyor. Programlarının yüzde 90'ının doğaçlama olduğunu belirten Cenk, hazırlık namına sadece program öncesinde görüntüleri ve metinleri seçtiklerini söylüyor. Sonrası çorap söküğü gibi geliyormuş. Birbirlerine “Bey” diye hitap eden ikili ne kadar gayri ciddi olduklarını bile bu hitap şekliyle vurguluyor.
Cenk ve Erdem Beyler bugüne kadar hiç kavga etmemişler. Hatta birkaç gün görüşemedikleri zaman canları bile sıkılıyormuş. Bu canciğer hallerinin sebebi ise 'Jargon sıkıntısı' çekmeleri. Cenk, “Etrafımda bizim gibi insanlar olmadığı için konuşacak birilerini bulamıyorum. Jargon çatışması yaşıyorum' diyor. Erdem de aralarında kullandıkları jargonun müptelası. Bir reklam ajansı olan Erdem, bunun yanı sıra seslendirme yapıyor. Cenk'in ise üniversite yıllarında başlayan müziğe olan merakı Malt isimli bir müzik grubuyla devam ediyor. Dört kişiden oluşan grubun solisti olan Cenk, zamanının büyük bir bölümünü grubuyla geçiriyor.
Cenk Bey'in, Erdem Bey'le tanışması hayatındaki en güzel olaylardan biriymiş. Bu tanışma hikayesi de bir hayli ilginç: Cenk, “Biz Erdem'le 1989 yılında İTÜ Maden Mühendisliği bölümünü kazanmışız. Ama tabi ki 300 kişilik anfide iki asosyal insanın tanışması mümkün değil. İkimizin ortak bir arkadaşı 'Seni senin gibi çatlak birisiyle tanıştıracağım' diyerek bizi Kadıköy- Beşiktaş vapurunda bir araya getirdi” diyor. Erdem hemen karşılık veriyor: “O günden sonra da hiç kimseyle tanışmadık” Neden madencilik bölümünü tercih ettiklerinin cevabını hala bulamayan kafadarlar okulun ikinci senesinde radyolarda çalışmaya başlamış ve farklı tarzlarıyla da üniversitede arkadaşlarını etraflarında toplamışlar.
Ortaoyunundaki 'Kavuklu ile Pişekar' gibi atışarak mizah yapan Cenk ve Erdem için en önemli şey kendilerinin eğlenmesi. Erdem, “Biz mutlu olmadığımız zaman zaten başkalarını mutlu edemeyiz. Ayrıca böyle de bir kaygım yok” diyor. Cenk de aynı görüşte: “Biz mutlu olduğumuz işi yaparak para kazanıyoruz. Şanslıyız herkese nasip olmaz.” İkili Türkiye'deki mizahı yeterli bulmuyor. Hatta Cem Yılmaz'ın bile bazı esprilerine gülüyorlarmış öyle hepsine değil yani.
İzleyenleri gülmekten geçiren müebbet dostlar, çocukken hiç de öyle değillermiş. Aksine sınıflarının asosyal tipleriymiş. Cenk, küçükken hiç konuşmaz sınıfın bir köşesinde oturup kırk yılda bir laf edermiş. Erdem'in ise söyledikleri anlaşılmazmış. Küçükken de enteresan olan ikili şimdi evli ve çocuk sahibi birer baba artık. Aile ortamları da aynı tempoyla devam ediyor. Cenk Bey'in 4,5 yaşında Batu isimli bir oğlu. Erdem Bey'in ise bir kız çocuğu var. Çocuklarının kendileri gibi enteresan olduklarını ifade eden Cenk Bey, “Benim oğlum aynı Erdem Bey'e benziyor” diyor. Anaokuluna giden oğlu, evcilik oyununda çocuklardan biri anne biri baba olurken minik Batu elektrik süpürgesi oluyormuş. Ve ortalarda süpürge sesi çıkararak yerleri süpürüyormuş. Erdem Bey'in kızı ise babasının yaptığı esprileri arkadaşları üzerinde uygulamaya çalışıyormuş.
Cenk, yaptıklarının Geyik Muhabbeti olmadığını düşünüyor. Ona göre uzunca bir süre konuşulan ve bir sonuca varılamayan dört beş saat süren açık oturumlar geyik muhabbeti. Sabah ve öğleden sonra saatlerce süren kadın programlarının kendilerinden iyi geyik muhabbeti yaptıklarını belirten Cenk, , “Üstelik onlar daha komik biz onlara çok gülüyoruz” diyor.
Cenk'e göre Erdem delinin teki. Çok konuşmayı sevmeyen Cenk Erdem'in çok konuşmasından rahatsız. Her şeye kahkahalarla gülmesine sinir oluyor. Ama kıvrak zekâsına da hayran.
Erdem'e göre de Cenk, en değerli dost. Onun tuhaf bir madde olup, tribünlerden sahanın üzerine atılması gerektiğini düşünse de onsuz yapamıyor.
