|

Göçmenler modern zamanın köleleri

Fransa'da yaşayan yazar Sedef Ecer'in ''Göçmen Kadınlar Projesi'', AB ve Paris Bölgesi Sinema Komisyonu'ndan destek aldı. İki yıl birçok ülkede 'yalnız göç eden kadınlar' üzerine araştırmalar yapan Ecer, göçmen kadınların modern zamanın köleleri olduğunu söylüyor.

Kübra Sönmezışık
00:00 - 5/05/2013 Pazar
Güncelleme: 17:10 - 4/05/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Göçmenler modern zamanın köleleri
Göçmenler modern zamanın köleleri

Yılda iki kez toplanan Paris Bölgesi (İle de France) Sinema Komisyonu Sedef Ecer'in 'L'Absente' (Kayıp Kız) projesi ödüllendirdi. Ecer'in ödül alan senaryo projesi de, kendi oyunundan uyarladığı bir yol öyküsünden oluşuyor. 'Ünlü bir Fransız sanatçı, şık bir Paris galerisinde bir güncel sanat sergisi açmaya hazırlanmaktadır. Açılış akşamı, sergilenen videoların içine gireriz. Bundan sonra seyirci, sergiye konu olan, 30 yıl önce kaybolmuş kayıp kızı,  sanatçıyla birlikte aramaya başlar. Türkiye'nin doğusunda kaybolmuş olan genç kız hakkında herkes kendi görüşünü anlatır, anılarını hatırlar ve kayıp kızın izleri bizi bugüne, Paris'e getirir. Ama anlatılanların ne kadarı doğrudur, ne kadar hayaldir?'Ecer öykünün sinopsisini bu şekilde özetliyor.

Sedef Ecer ödül alan 'Göçmen Kadınlar' projesinin ortaya çıkışını şöyle anlatıyor:

BİR KADIN 15 KİŞİYE BAKIYOR

'Proje, yazar ve yönetmen arkadaşlarımla yaptığımız fikir alışverişlerinden doğdu. Hülya Tanrıöver ve Verda İrtiş gibi çok değerli sosyologlarla görüşmelerimizden sonra yeni göçmen tipolojilerini incelemeye başladık' Ecer'in göçmen kadınlarla ilgili yaptığı araştırmalar iki yıl öncesine dayanıyor. Yaptığı araştırmalarda eskiden önce erkekler göç edip ailelerini yanına aldırırken, artık kadınların tek başına göç ettiklerini fark etmiş. Bunun sebebi ise kadınların gittikleri yerde iş bulmaları, barınmaları, alışmaları, topluma intibak ediş süreçlerinin erkeklerden daha kolay olması. İşte göçmen ailelerin bulduğu yöntem: 'Tüm bir aile toplanıp içlerinden tek bir kadını seçiyorlar, onu bir ya da iki yıllığına iş bulabileceği bir yere yolluyorlar, o da gece gündüz çalışıp tüm aileye para yolluyor. On beş kişi o kadının yolladığı parayla geçiniyor. Veya kocaman bir köyde tüm kadınlar birlikte göç ediyor' Ecer bu tarz inanılmaz hikayeleri okudukça çok önemli bir sosyolojik olguyla karşı karşıya olduğunu anlayıp konuyu kurcalamaya başlamış.

KADINSIZ KÖYLER VAR

Sedef Ecer 'Yalnız Göçen Kadınlar' ile ilgili iki yıl araştırma yaptıktan sonra tiyatro oyunu yazmış. Şimdi ise bu hikayeleri ekrana uyarlamayı düşünüyor. Göçlerin yoğunlukta olduğu bölgeleri sorduğumuzda Ecer: 'Yazarı olarak beni ilgilendiren nicelik olarak göçlerin yoğun olduğu bölgelerin adı ya da rakamlar değil. Ben drama ögeleri olan bazı hikayeleri seçip peşine düştüm. Örneğin Fas'lı kadınların İspanya'ya çilek toplamaya gidişi, Kuzey Çin'de kapatılan fabrikalar yüzünden açıkta kalan binlerce ailenin kadınlarından bir kısmının organize şekilde, erkeksiz, aracısız Paris'in bir bölgesinde fahişelik yapmaya gidişi, bakıcılık yapan Fildişililer, tüm kadınları göç ettiği için tek bir kadın kalmamış, sadece erkeklerle çocukların yaşadığı Moldav köyleri... Bunlar inanılmaz öyküler.' Yanıtını veriyor. Sedef Ecer kadınların ilk göç etme sebeplerinin ekonomik sıkıntılarla ilgili olduğunu dile getiriyor. Ecer kadınların göç sonrası yaşadığı travmayı anlatıyor; 'Döndüğünüzde aynı kadın olmadığınız için, eski toplumunuza yeniden entegre olmanız gerekiyor ki, bu da başlı başına bir sorun. Yani göçü sıfırlamıyor, aksine ikinci bir göçe dönüşüyor'

Oyunu ders kitabı oldu

Sedef Ecer sadece Göçmen Kadınlar projesiyle değil Fransız televizyonu için yazdığı film ve tiyatro oyunlarıyla da kendini kanıtlamış bir isim. İki oyunu Paris, Marsilya, Brüksel gibi şehirlerde gösterilen Ecer'in varoşlar üzerine 'Git Gidebildiğin Yere' adlı oyunu bir çok ödül almış ve okullarda ders olarak okutulmuş. Ayrıca Oscar'lı, Gümüş Ayı'lı, Golden Globe'lu filmleri olan Amerikalı yönetmen Randa Haines için yazdığı, İstanbul'da geçen bir film projesi var.

Türkiye'de Fransız Fransa'da Türk gibi hissediyorum

Sedef Ecer 25 yıldır Fransa'da yaşıyor. Benimkisi seçilmiş bir göçmenlik diyen Ecer, Fransa'ya gidiş sebebini anlatıyor; 'Kendimi, Fransız kültürü ve edebiyatıyla çok küçük yaşta tanışıp, orada okumaya gitmiş ve sonra da kalmış, çıktığı kültürü içinde taşıyan ama geldiği topluma entegre olmuş bir vatandaş olarak hissediyorum. Yani hem köklerim hem de kanatlarım var. Türkiye'de Türk, Fransa'da Fransız gibi değil de, Türkiye'de Fransız, Fransa'da Türk hissediyorum' diyor.

Kendini köle gibi hisseden kadınlar var

Sedef Ecer yaptığı röportajları, görüşmeleri ve topladığı bilgileri film haline getirmek istiyor. Sahte bir belgesel çekmek istediğini söyleyen Ecer, filmin konusunun bir yol hikayesi olacağını dile getiriyor. 'Töre yüzünden kaçmış bir genç kız karakteri üzerinde çalışıyorum. Ailesi, kızı deprem göçüğünün altında kalıp öldü zannettiği için peşini bırakıyor ama kız 'Fırsat bu fırsat' deyip, diğer yaralılarla birlikte bir ambulansa binerek kaçıyor. Film de, oyun da kızın kaçışıyla başlıyor' diyerek hikayeyi kısaca bizimle paylaşıyor. Ecer göçmenlerin arasında kendini köle gibi hisseden de, bunu bir şans olarak görende var diyor ve ekliyor: 'Bugünün gezginleri ve göçmenleri modern zamanların köleleri haline geldi.'

11 yıl önce