|

Kahvenin köpüğü 4. kuşağa emanet

Kapalıçarşı'da kahvenin köpüğü bir asırdır Tezçakar ailesinden soruluyor. 1909'da dede Tezçakar'ın açtığı 'Kahveci', aynı yerde geleneği devam ettirirken, 4. kuşaktan torun Bekir Tezçakar'ın modern cafesi elmanın diğer yarısı gibi Kahveci'nin yanı başında duruyor.

Emeti Saruhan
00:00 - 2/03/2008 Pazar
Güncelleme: 23:46 - 1/03/2008 Cumartesi
Yeni Şafak
Kahvenin köpüğü  4. kuşağa emanet
Kahvenin köpüğü 4. kuşağa emanet

5 asır önce temelleri atılan Kapalıçarşı'da, dünden bugüne çok şey değişti. Kaç insan geldi geçti, ne hikayeler yaşandı? Varakçılardan, yağlıkçılardan, zennecilerden, fesçilerden, kavaflardan geriye ancak sokak isimleri kaldı yadigar. Ancak bir dükkan var ki, nispeten zamana direniyor; Halıcılar Caddesi 61 numaralı dükkandaki “Kahveci”. Tezçakar Ailesi, bir asırdır Kahveci'yi, tecrübeleriyle birlikte sonraki kuşağa taşıyor. Ailenin 3. kuşağına karşılık gelen, 78 yaşındaki Ethem Tezçakar hala işinin başında. Kahveci'yi ona babası bırakmış. O da tabelayı indirtmemeyi bir borç olarak gören oğlu, ailenin 4. kuşağı Bekir Tezçakar'a devredecek.


HASRET ATEŞİYLE PİŞEN KAHVE

Kahveci'nin kuruluş hikayesi 1909'lara uzanıyor. Mevlüt ve Hüseyin Tezçakar kardeşler 1. Dünya Savaşı'ndan önce memleketleri Erzincan'dan taşı toprağı altın İstanbul'a gelip, Kahveci'nin bulunduğu yere bir ocak açmışlar. Mevlüt Tezçakar, oğlu Bekir Tezçakar'la birlikte Cumhuriyet'in ilanına kadar çalışmış burada. Hak vaki olup, Mevlüt Tezçakar vefat edince ailenin 2. kuşağı Bekir Tezçakar devralmış dükkanı. O da 35 yıl emek vermiş Kahveci'ye. Kazandıkları ancak yetiyormuş kalabalık nüfusa. Bu yüzden babası da kendisi de aileyi Kemah'tan getirememiş, bekar odalarında yatıp kalkmışlar. Onlar memlekette, kendileri İstanbul'da, karşılıklı hasret çekmişler. 1950'de 20 yaşlarında bir delikanlıyken, ailenin mirası Kahveci'yi devralmak için gelmiş İstanbul'a Ethem Tezçakar. Yılların yıprattığı babasını, hem dinlensin hem de hasretini çektiği topraklara, ailesine kavuşsun diye köye göndermiş. Bir süre sonra memleketinde vefat etmiş Bekir Tezçakar.


KADERLERİ BİRBİRİNE BAĞLANMIŞ

O gün bugündür, yani 58 yıldır Ethem Bey, Kahveci'nin başında. 50'li yıllarda turist parmakla gösterilecek kadar az olduğu için çarşı esnafına, şimdi ise hem esnafa hem turistlere çay ve kahve servisi yapan Ethem Bey bu 58 yıl içinde hem Kapalıçarşı'nın hem Türkiye'nin tarihine şahitlik etmiş. Çarşıyla birlikte yaşamışlar, birlikte yaşlanmışlar, yazgıları beraber yazılmış. Çayı 10 kuruşa sattıkları günlerden 2000'lere birbirlerine yaslanarak gelmişler. Çarşı'nın 1954'de yanışına şahitlik etmiş Ethem Bey. Demirlerin nasıl eğilip büküldüğünü, camların nasıl eriyip su gibi aktığını hatırlıyor. Yaraları sarabilmek için Menderes, Celal Bayar ve Genelkurmay başkanının bizzat geldiğini de . Ama hiç unutmadığı, istese de unutamayacağı, 1991 yılında Kahveci'nin tam önünde patlayan bomba. Ölümlerin olduğu patlamada hem dükkanı zarar görmüş hem de kendisi. İkisi de izleri hala taşıyor. Boynuna gelen iki şarapnel parçası hâlâ orada duruyor. 'Terörden çok çektik' diyor Ethem Bey.

Oğlu Bekir Tezçakar Amerika'ya master yapmaya gidecekmiş ama hem kendilerinin, hem de Kahveci'nin boynu bükük kalmasın diye istememiş. 'Az kaldı, 100 seneyi şu tabelaya Bekir bir yazsın, sonra devam ettirir ya da ettirmez ona kalmış' diyor. İnşaat mühendisi olan Bekir Bey ise babaları ve dedeleri gibi bağlı Kahveci'ye. 'Ben Kapalıçarşı'da 100 yıldır aynı noktada ticaret yapan bir ailenin oğluyum. Burada bulunuş sebebim ailevi mirasımız olan müesseseyi ileriye taşıyabilmek. Neticede elbette ticari bir kurumuz ama amacımız ticaret değil.' diyor.


KAHVECİ BENİM GÖNÜL BORCUM

Dedesinin ismini taşıyan Bekir Bey'in isteği tabelanın inmemesi, kapıya kilidin vurulmaması. Aynı zamanda da kimliğini muhafaza etmesi. Bu nedenle farklı isteklere cevap verebilmek için Kahveci'nin hemen yan tarafında, çarşının aslına uygun bir restorasyon yaparak Cafe Life'ı açmış. Böylece Kahveci formatı içine alınamayacak, içecek ve yiyeceklerin eksikliğini hissettirmiyor. Kahveci ve Cafe Life birbirini bütünlüyor diyor. Bekir Bey'in de 3 yaşında bir oğlu var. Oğlunun hayatta ne yapacağı konusunda serbest bırakacağını söylüyor ama beklentiler aile mirasını da başıboş bırakmaması yönünde: 'Ben isterim ki en iyi eğitimi alsın. Sonra isterse yine aile mirasına sahip çıkar'


Bu kahve tecrübeyle pişiyor

Kahveci'nin leziz kahvesinin nasıl yapıldığını soruyorum Ethem Tezçakar'a. Kavrulması ve çekilmesinin önemli olduğunu söylüyor. İstediği şekilde kahveyi kavurup çeken bir yerden alınıyor kahve. 'Bizim kahvemiz Mehmet Efendi'den biraz daha hafiftir.' diyor. Yaparken de hemen kabarıyor diye fincana koyup içilmeyecek. Çok karıştırılacak. Köpüğü alınıp sonra tekrar ocağa sürülecek. Bir de üzerine 100 yıllık tecrübe eklenecek. Hepsi tamam da sonuncusunu nasıl bulup, evde kahve yapacağız bilmiyorum.


16 yıl önce