|

Kürt meselesi Balkanlar'da ortaya çıktı

Kürt ve Ermeni meselesini daha iyi anlamak için etnik milliyetçilik konusunu araştıran Taha Akyol, bu konunun laboratuvarının Balkan Savaşları olduğunu düşünüp Rumeli'ye Elveda ve 100. Yılda Balkan Bozgunu adında bir belgesel çekti. Dokuz bölümlük belgeselde Cumhuriyet'in kuruluş sebebini, Kürt ve Türk milliyetçiliğinin ortaya çıkışını ve savaşı neden kaybettiğimizi anlatıyor.

Kübra Sönmezışık
00:00 - 11/11/2012 Pazar
Güncelleme: 21:16 - 10/11/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
Kürt meselesi Balkanlar'da ortaya çıktı
Kürt meselesi Balkanlar'da ortaya çıktı

Taha Akyol Balkan Savaşları'nın 100. yılında önemli bir arşiv çalışması yaptı ve 9 bölümlük belgesel hazırladı. Akyol, belgeseli çekmesindeki en önemli sebebin Kürt ve Ermeni meselesini anlamak olduğunu söylüyor. Cumhuriyet'in kuruluşunda Balkan Savaşları'nın önemli bir yer tuttuğunu savunan yazar, milliyetçilik tohumlarının o zaman atıldığını belirtiyor. Akyol, Balkanlar'daki Türkler'in Bulgar milliyetçiliğinin alevlenmesinden korktuklarını dile getiriyor.

Rumeliye Elveda ve 100. Yılda Balkan Bozgunu belgeselini çektiniz. Balkanlar sizin için hangi açıdan önemli?

Türkiye gündeminin en önemli iki meselesinden biri Ermeni, diğeri ise Kürt meselesidir. Bu iki konu ile yakından ilgileniyorum. O yüzden etnik milliyetçilik konusunu araştırmaya başladım. Bu konunun laboratuvarının Balkanlar olduğunu gördüm. Balkan Savaşı'nda Osmanlı Devleti dört yüz yılda kazandığı toprakları on beş gün içinde kaybediyor. Düşünün; Bulgar ordusunun karşısında hezimete uğruyorsunuz. Edirne'yi bırakıp Çatalca'ya kadar kaçıyorsunuz. Selanik'i elinizde 26 bin silahlı asker olmasına rağmen tek kurşun sıkmadan teslim ediyorsunuz. Bunların ciddi siyasi ve sosyolojik sebeplerinin olacağını düşündüm.

Araştırmanız ne kadar sürdü?

İki yılı buldu. Okumalarımı yaparken İstanbul Belediyesi'nin kütüphanesinden yararlandım.

Hazırlık sürecinde Balkanlar'a gittiniz mi?

Elbette. Üsküp, Saraybosna ve Bulgaristan'a defalarca gittim. Yunanistan'da Balkan Savaşı Müzesi yer alıyor. Oradan Selanik'teki 26 bin kişilik Osmanlı ordusunu tek kurşun sıkmadan teslim eden Hasan Tahsin Paşa ile ilgili çok fazla veriye ulaştım. Yunanlılar Hasan Tahsin Paşa'ya ehemmiyet veriyorlar. Selanik'teki müze müdürü ile mülakatları orada gerçekleştirdim.

Araştırma yaparken doğulu ve batılı kaynaklardan yararlandınız. Doğu ve batı bu savaşı nasıl yorumluyor?

Batılı kaynaklar Balkan milliyetçiliğinin bir ayağının din, bir ayağının milliyetçilik olduğunu yazıyor. Bu savaşın bildirgelerinde Bulgar Kralı Ferdinant "Bu haçın hilale karşı savaşıdır. Ortadoks ve Slav kardeşlerimizin İslam tahakkümünden kurtulması için ilan edilmiş bir savaştır" diye açıkça söylüyor. Bu bilgileri İngilizce kaynaklardan öğrendim. Yunan edebiyatında da Ortadoksluk ve Helenlik vurgusuna rastladım.

Balkan olaylarının asıl amacı neydi?

Balkan olayları Balkan Savaşı'yla başlamadı. 1900'lerin başından itibaren gelen bir komutacılık anlayışı var. Bugün Türkiye'de terör ne ise o zaman da Bulgar ve Yunan komutacılar o. İlk hedefleri Osmanlı'yı Makedonya'yı yönetemez hale getirmekti. Diğer hedefleri ise Müslümanları bıktırıp o bölgeden göndermek.

OSMANLI'YA SADAKATSİZLER
O tarihlerde Balkanlar'da nasıl bir milliyetçilik algısı vardı?

Amerikalı Richard Holl, Balkan milliyetçiliğinin dışlayıcı milliyetçilik olduğunu söylüyor. Hep beraber yaşamak yerine kanı kanından dini dininden olanlardan bir millet oluşturmak istiyorlar. Yani Ortadoks Bulgarlar'dan oluşan bir devlet. Bu aynı zamanda Cumhuriyet'in kuruluş modelidir. Cumhuriyeti kuran İstiklal Savaşı önderlerinin tamamının Balkan Savaşı'yla ilişkisi var. O dönemde Kazım Karabekir Edirne'de binbaşıyken, İsmet Paşa lojistik dairesinin başındaydı. Fevzi Çakmak ise Batı Rumeli'de Kurmay Yarbaydı. Bu isimlerin hepsi Balkanlardaki savaşı kaybedince Bulgar ve Yunanlar'ın Türkleri teşhir ettiğini görüyorlar. Gördükleri bir şey daha var; Osmanlı ordusundaki gayri müslimler Osmanlı'ya sadakat göstermiyorlar. Diğer tarafın kazanması için savaşıyorlar.

Yani Türk milliyetçiliğini Balkan savaşları tetikledi...

Evet. Modernleşmeyle birlikte eğitim devreye giriyor. Osmanlı'da Bulgarlar Bulgar okulu, Yunanlılar ise Yunan okulu açıyordu. Yunan okulundan Yunan, Bulgar okulundan Bulgar milliyetçisi çıkıyordu. Eğitimin devlet işlevi haline gelmesi halkla devlet arasında yeni bir ilişki tarzı oluşturuyor. Modern teknolojinin gelişmesiyle birlikte devlete itaat eden, toplumdan öte devletle kendisini özdeş sayan bir nüfus ortaya çıkıyor. O zaman Yunan devleti Helen vatandaşı, Bulgar devleti Bulgar vatandaşı, Anadolu'da Türk devleti kurulurken Türk vatandaşı istiyor. Bu Balkan Savaşı'nın tecrübesiyle ortaya çıkmış bir düşüncedir.

ARNAVUTLAR KURŞUN SIKIYOR

Balkan Savaşları'nın asıl sebebi din çatışması mı?

Bu olayı Hristiyan İslam çatışması olarak görürsek gerçeğin önemli bir bölümünü anlatmış olmayız. Çünkü Müslüman Arnavutlarla ilgili problemler de var. Bozguna uğrayıp Arnavut köylerine sığınan Osmanlı askerlerine, Müslüman Arnavutlar kurşun sıkıyorlar.

Sebep?

Milliyetçilik. O yüzden bugün içinde bulunduğumuz Kürt meselesini anlamada Arnavut milliyetçiğinin iyi incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Balkanlardaki etnik milliyetçi çatışmalardan günümüzde herkesin alacağı dersler var.

Türkler hala tedirgin
Balkan Savaşları'nın üzerinden bir asır geçti. Bu savaşlarda kan ve göz yaşı var. Fakat Balkan Savaşları tarihi kaynaklarda geniş yer almıyor, neden?

Cumhuriyet'i kuranlar "geçmişte ne olduysa oldu Lozan'dan sonra yeni bir sayfa açıyoruz" dediler. Lozan'da bir genel af anlaşması vardır. Hiç kimse hakkında Kurtuluş Savaşı ile ilgili soruşturma açılamıyordu. Tarih kitapları bu siyaset ile yazıldı. Balkan Savaşları'nın üzerinde fazla durulmadı. Ermeni meselesinin üzerinde de durulmadı. Eski toprakları yeniden kazanma konusuna Cumhuriyet itibar etmedi. O yüzden Balkan Savaşları'nı bilmiyoruz.

Bugün hala Balkan göçleri devam ediyor mu?

Sınırların açılmış olması geliş gidişin sağlanmasıyla göçler yok denecek kadar azaldı.

Balkanlar'da yaşayan Türklerle, burada yaşayanlar arasında nasıl bir iletişim var?

En önemli iletişim araçları televizyon. Kültürel bağ televizyon yoluyla devam ediyor. Üsküp halkı Türk televizyonlarını izliyor.

BALKANLARDA MİLLİYETÇİLİK ENDİŞESİ
Kimliklerini koruyabiliyorlar mı?

Ben o konudaki bilincin gelişmekte olduğunu gözlemliyorum. Osmanlı eserlerine daha fazla ilgi gösteriyorlar. Ekonomik gelişme ve sınırların açılması ile birlikte gidiş gelişler yoğunlaştı.

Oradaki Türkler içinde bulundukları mevcut duruma muhalefet ediyorlar mı?

Balkanlardaki Türkler karşı milliyetçilik yaparak huzursuzluk çıkarmıyor. İstikrar yanlısı bir nüfus olarak hayatlarına devam ediyorlar. Bu da onlara saldırı olmasını engelliyor.

Böyle bir tehtit mi var?

Elbette. Yunan, Bulgar ya da Makedon milliyetçiliği şahlanır da yeniden üzerimize gelirler diye endişe hala devam ediyor. Haksız değiller. Yunan milliyetçiliği ekonomik krizden sonra yükselişe geçti.

Etnik milliyetçilik yapmak facialar doğuruyor
Balkan Savaşları bölgenin etnik ve dini haritasını değiştirmede başarılı oldu mu?

Evet. İstenilen amaca ulaşıldı. Makedonya'da nüfusun yüzde 50'si Müslümanken, bugün yüzde 2 Müslüman. Ayrıca Rumlar Bulgarlar'a etnik temizlik uyguladılar. Balkan Devletleri Almanya, Fransa ve İtalya gibi hem milli kimliğe sahip hem de modern olmak istiyor. Fakat Makedonya Almanya gibi homojen bir toplum değil. Makedonya'daki insanların yarısı Rum yarısı Bulgardı. Etnik kimlikler bakımından iç içe geçmiş toplumların ayrılması kolun kopması gibi değil gövdenin kopması gibi oluyor. Balkanlar'da herkes bu faciayı yaşadı.

ETNİK MİLLİYETÇİLİK FACİADIR
Balkan Savaşı'nın sonucunda gerçekleştirilen Osmanlı tasfiyesi Balkanlar'a barış getirdi mi?

Hayır. Bütün tarihçiler Balkan Savaşı'nı 1. Dünya Savaşı'nın provası olarak görür. Yunanlılar Selanik'i aldıklarında bir kartpostal yayınladılar. Bu resimde Selanik'i kurtaran ordu uzaktaki bir güneşe doğru koşuyor. Güneşin önünde Ayasofya silüeti var. Balkan Savaşı'ndan sonra Yunanlıların İstanbul'a Constantinopolis demelerinin İzmir'e asker çıkarmalarının sebebi budur. Yunanistan Balkan Savaşı'nda toprak genişliğini yüzde yüz artırmasıyla özgüven kazandı.Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'nda yenileceğini ve İzmir'i çabuk alabileceklerini düşünüyorlardı.

Siz Ortadoğu'nun gidişatını Balkanlar'a benzetiyorsunuz. Nasıl bir özdeşlik kuruyorsunuz?

Balkanların özelliği, Bizans ve Osmanlı gibi çok uluslu imparatorluklar tarafından asırlarca yönetilmiş olmasıdır. Bu imparatorluklardaki insanların özelliği değişik kimlikte olmaları. Osmanlı'da bir köyün yarısı Alevi yarısı Sünni olabiliyordu. Bu şekilde insanlar Batı Avrupa'dan farklı olarak etnik kimliklerine göre belli coğrafyalara yerleşmediler. Bu tıpkı Balkanların durumuna benziyor. İşte benim Balkan Savaşları'nın belgeselini yapmamdaki sebep bu. Biraz önce söylediğim çok uluslu imparatorluklar tarafından asırlar boyunca iç içe geçmiş toplumlarda etnik milliyetçilik yapmak facialar doğuruyor.

Saray kadınları hemşire oldu
Osmanlı Ordusu savaşı neden kaybetti?

Balkanlar'daki askeri eğitim Osmanlı'nınkinden daha iyiydi. Balkan Savaşları sırasında Bulgaristan'da okur yazarlık oranı yüzde 40 civarındayken Osmanlı'da ortalama yüzde 10 civarındadır. Osmanlı askeri gece savaşına hazır değil. Gece savaş eğitimi de yok. Bulgarlar gece hücum ederken projektör yakıyorlar. Osmanlı askeri projektörden korkup kaçıyorlar. Ne olduğundan haberleri yok. Bunun sebebi de Osmanlı askerlerinin çoğunun yaşlı, eğitim almamış kişiler olması.

BULGARLAR FESİ EDİRNE'DE YASAKLIYOR
Balkan Savaşları'nın bu kadar küçük sebeplerden dolayı kaybedilmiş olması mümkün mü?

Maalesef öyle. Kumanova Savaşı'nda bulunan Fevzi Paşa "Savaş tam kazanılırken kaybedildi" diyor. Çünkü bilinmeyen bir sebepten dolayı askerler panik oluyor. Askeri disiplin ve eğitim çok zayıf. Savaş devam ederken Rumeli kökenli askerler çocuklarını kurtarmak için köylerine gidiyorlar. Ordu dağılıyor. Anadolu askeri "benim burada ne işim var" diye düşünüyor. Bütün bu yaşananlar milliyetçiliği ortaya çıkarıyor.

Balkan Savaşı'nın sembol ismi Şükrü Paşadır. Belgeselde Şükrü Paşa'yı nasıl işlediniz?

Şükrü Paşa belgeselde çok geniş olarak yer alıyor. Yaşanan çok acı olaylar var. Fes Osmanlı'nın sembolü olduğu için Bulgarlar Edirne'ye girdiklerinde fes giyilmesini yasaklıyor. Ayrıca Bulgarca'dan başka tabela astırmıyorlar. Aynı şeyi Yunanlılara karşı da yapıyorlar. Çünkü Balkan Savaşı'nda Yunanlılarla Bulgarlar arasında el değiştiren topraklar var.

Balkan Savaşları'nda Osmanlı Türk kadını öne çıkıyor. Kadınlar Konferansı ilk defa bu tarihte düzenleniyor. Bu savaşlar Türk kadınını nereye taşıdı?

Türk kadının toplumsal ve kamusal hizmetlere katılması Balkan Savaşı'yla başlıyor. En önemlisi de tarihte ilk defa kadınlar hasta bakıcılık yapıyorlar. Evinde elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan paşa kızları gönüllü hemşire olarak yaralı Mehmetçikleri tedavi etmek için seferber oluyorlar.

Saray kadınları halkla temas ediyor...

Evet. Osmanlı prenseslerinin de arasında yer aldığı kadınlar, Ayasofya'ya gidip oradaki hastalara bakıyorlar. İstanbul'un çeşitli meydanlarında ve şehir dışında çadırlarda perişan bir hayat yaşayan göçmenlere gıda yardımı yapıyorlar. Bu durum Türk kadının özgüvenini arttıriyor. Halide Edip mitinglerde konuşuyor. Fatma Aliye dergiler yayınlıyor.

12 yıl önce