Hülya: Bazı durumlarda sert olduğu doğru ama zamanla alışıyorsunuz. Erkeklerle değil bayanlara karşı oynadığımız için sorun olmuyor.
H: İster istemez oluyor ama tamamen maça konsantre olduğumuzdan oyun sırasında fark etmiyorsunuz. Futbol olduğu için o sertlikler oluyor elbette.
Ebru: Benim futbola merakım erkeklerle maç yaparak başladı. Beş yıl boyunca onlarla birlikte top oynadım ve aralarında tek kız bendim. Onlara karşı direnç uyguluyordum tabi.
E: Tabi ki fark var. Onlar daha çevikler daha hızlı koşuyorlar.
H: Kondüsyonları bayan sporculara göre daha iyi oluyor.
H: Haftanın üç günü hazırlığımız var. Bunun bize çok faydası oluyor. Sahadaki performansımız oldukça iyi oluyor.
H: Yaptığınız işe göre şekil alıyorsunuz bu doğru. Tavırlarda ve jestlerde farklılık oluyor. Daha esnek ve rahat oluyorsunuz.
H: Bayan futbolunda çoğu arkadaşımız spor kıyafetler giyiniyor. Etek giyip makyaj yapan çok nadir. Genelde saçlarını kestirirler. Biz saçlarımızı topluyoruz. Ama ben makyajsız maça çıkmam. Antremanda bile makyaj yaparım.
H: Evet. Saçlarını kestirip giyimini değiştiriyorlar ve o ortama uymaya çalışıyorlar. Ama sanıyorum bu özentiden de kaynaklanıyor. Erkekler gibi davranmak ve onlar kadar iyi oynamak gibi. Ama bende öyle bir his uyandırmadı.
E: Önceden erkeklerle birlikte oyun oynadığım için değişim var bende. Ama bunun nedeni küçüklüğümde de birlikte oyun oynamış olmam.
E: Diyorlardı. Ama her maçta bir golüm vardı. Sonradan onlar da sizi kabul etmeye başlıyorlar.
H: Benim ailem destek vermiyor. Nedeni; üniversiteyi daha çok önemsiyorlar ve önce okul diyorlar. Üniversiteye hazırlanıyorum. Ama onlar futbol yüzünden çalışamadığım görüşündeler. Kazanırsam spor akademisi bölümüne girmek istiyorum.
E: Babam futbola eğilimi olan biri. Beni kardeşimin takımına verdi. Hülya'nın zıttı bir durumdayım aslında. Ben bırakmak istiyorum babam “hayır bırakma çok emek verdin” diyor.
H: İş olarak kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü para kazandırmıyor . Bayan futbolunun bir getirisi yok. Ama akademi okuduktan sonra antrenör olmak istiyorum.
E: Marmara Üniversitesi Spor Akademisi'nde okuyorum. Diğer taraftan da antremanlara katılıyorum. Antrenör olacağım.
H: Ben sekiz yaşımda başlamıştım basketbol oynamaya. Derslerimi etkilediği için bıraktım. Daha sonra futbol seçmelerine girdim ve oynamaya başladım. 2006 yılından beri devam ediyorum.
E: Beş yıl erkeklerle oynadım sonrasında bayan takımı kurulduktan sonra 2001'den beri bayanlarla oyunuyorum.
H: Destek var tabi ki. Onlar daha çok şaşırıyorlar. Ne güzel diyorlar, merak edip izlemeye gelenler oluyor ve tribünde tezahurat yapıyorlar.
E: İnsan sahada kendini kaptırıyor çok değişik bir duygu.
H: Hiçbir şeyi görmüyorsunuz o anda. Çevrenizi unutuyorsunuz. Daha farklı bir duygu tamamen yüreğinizi koyuyorsunuz.
H: Hiç öyle birşey olmadı. Tam tersi birbirimize daha çok destek oluyoruz. Maç anında idmanda hep birlikte takım ruhu oluşuyor. Kıskançlık gibi birşey yok.
E: Ben takıma sonra katıldım. Hiç dışlanma yaşamadım ve hemen arkadaş olduk. “Nasıl alışacağım” diye başta çekinmiştim ama sonra çok iyi olduklarını gördüm.
H: Var ama aldırış etmiyoruz.
E: Dikkate almış olsaydım ilk senede bırakırdım. Erkeklerle oynadığım için tek kız benim ve maç yapıyorum. “kız bu biz bunu kesin yeneriz”diyorlar. Çok üzülüyordum başlarda niye böyle oluyor diye. Sonra gol atmaya başladığımda daha çok saygı duydular bana.
H: Evet. Bizde rakip yere düştüğü zaman elinden tutup kaldırırız. Küfürlü konuşmayız biribirimizle. Tabi kendi takımımızdan konuşuyorum ama bizde hakaret ve küfür yoktur.
E: Türkiye'de bayan futbolu ilerlemiyor. Almanya'da bayan futbolu bakmışsınız dünya birincisi olmuş ama Türkiye'de bu yok. Bu sporun üzerine biraz daha düşülse gerekli maddi ve manevi destek verilse ailelerin de ön yargısı kalkıcak.
H: A Milli takım kurulalı bir yıl oldu. U19'da oynadık ama A Milli Takım da henüz oynamadık. Ama seçme kamplarına gidiyoruz.
H: Tabi oynuyorlar. Takımda en büyük yaş 80 doğumluya kadar oluyor. İki kalecimiz var onlar 79 doğumlu. Onun dışında yaş oranı çok küçük.
H: Bence 30 yaşından sonra bırakılmalı. Tabi evlendikten sonra da bırakılmalı. Evli futbolcumuz hiç yok mesela. Bayan olup da evlenmiş devam etmiş kimse yok şu anda Türkiye'de.
H: Olabilir. Ama Almanya'da böyle bir futbolcu var. Hem evli hem de çocuğu var. Basketbolda da aynı şekilde. Maça çocuklarıyla çıkıyorlar.
E: Benim erkek arkadaşım vardı. Ama evlendikten sonra da futbol oynayamazsınız zaten. Pikniğe gittiğinizde ailece top mu oynacaksınız.
H: Onlar gibi hızlı ve gelişmiş tatikle oynamak istiyoruz tabi. Onlara özeniyoruz.
H: Fenerbahçe'de Gökhan'ı çok beğeniyorum. Ben milli takımda sağ bek oynuyorum onu çok örnek alıyorum. Çok hızlı, mücadeleci. Çok beğeniyorum defansif olarak.
E: İbrahim Toromanı çok beğeniyorum. İnanılmaz hırslı, mücadeleci. Ama bu aralar çok maç izlemiyorum.
H: Takımda orta sahada oynuyorum. Milli takım da oynadığımda da defansif oynatıyor hocamız.
E: Milli Takım'ın sağ bek oyuncusuyum.
H: A Milli Takım şu anda iyi durumda. Avrupa şampiyonasına hazırlanıyoruz. Federasyondan da destek var. Ama daha çok destek gerekiyor kampların çoğalması için. Hiçbir şekilde maddi gelirimiz yok. Deplansmanlara bile zor gidiyoruz. Bu durum bizim perfonmansımızı da etkiliyor.
E: Sponsor bulunduğunda futbola da eğilim artar. Ailelerde olumlu gelişmeler olur. Çünkü onlar da çocuğunun para kazanmasını istiyor. “Bunu meslek edinemezsin”deyip çocuklarını yollamayan aileler var çok yetenekli oldukları halde. Yetenekli insanlar var ama maddi sıkıntılardan dolayı gelemiyorlar.
Amerika'da iki yıl kaldım . Eğitmenlik yaparken 18 çocuktan 12'si kızdı. Bayan futboluyla böyle tanıştım. Ailelere sorduğumda ise “çocuğum eğlensin top oynasın” diyorlardı. Bir de bayanların büyük katkısı var. Özellikle futbolun kaba tarafını kırmada. Çin'deki final maçında 45 bin seyirci vardı bayan futbolunda. Bugün Almanya'da bir milyon bayan futbolcu var. Norveç'te bayan futbolcu sayısı erkeklerden daha çok. Bizde ise 600 kişi var.
Erkeklere karşı bir rekabet olduğunu düşünmüyorum yalnızca bunun yapmak istediklerini görüyorum. İmkanlar da kısıtlı olmasa daha çok isteyecekler. “Futbolu seviyorum ve oynamak istiyorum” diyorlar. Türkiye'de yaygınlaşıyor artık. Doğudan Karadeniz'e kadar her yere yayılıyor bayan futbolu. Okullara da girdi bu büyük bir avantaj. Federasyonun da çabası büyük bayan futbolcuları arttırmak için.
Tabi ki yüzde yüz hem de. Zorla oynatamazsınız bir oyuncuyu sonuçta. Bu zor şartlarda böyle bir performans gösteriyorlarsa ekonomik olarak gelirleri olduğunda daha çok çaba gösterirler. Sponsor çok önemli.
O konuda biraz zorlanıyorum. Benim için hepsi aynıdır özel muamele yapmam. Ama bazıları daha yetenekli oluyor. Onlarla daha fazla ilgilenebiliyorsunuz. Bu erkeklerde problem olmuyor ama bayanlarda sorun oluyor. “Niye hoca onunla daha çok konuşuyor” diyorlar.