|

Orhan Veli'den geriye iki kurşun kalem

36 yaşında kaybettiğimiz İstanbul Şairi Orhan Veli, doğumunun 100. yılına özel bir sergi ile anılıyor. Sergilenen eşyalar arasında Orhan Veli'nin iki kurşun kaleminden başka kişisel eşyası yok. Sergiyi fırsat bilip elindeki belgeleri gün ışığına çıkaran Orhan Veli'nin kardeşi Füruzan Yolyapan, ile Boğaziçi'nde bir garip Orhan Veli'yi konuştuk.

Harun Karaburç
00:00 - 13/04/2014 Pazar
Güncelleme: 18:31 - 12/04/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Orhan Veli'den geriye iki kurşun kalem
Orhan Veli'den geriye iki kurşun kalem

Türk edebiyatının en güçlü şairlerinden Garip akımının temsilcisi Orhan Veli aramızdan ayrılalı tam 64 yıl oldu. Fakat 'İstanbul Şairi'nin yazdığı şiirler ve dili o kadar güncel ki bugün bile toplumun her kesimi tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle okunuyor. Orhan Veli hafızalarımızda onu kaybettiğimiz 36 yaşındaki gibi taptaze ve canlı duruyor. Bu yıl ise onun doğumunun 100. yılı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, doğumunun 100. yılında bu büyük şairi çok özel bir sergiyle anıyor. Sergide daha önce bugüne kadar sergilenmemiş fotoğraflar ve Orhan Veli'ye ait el yazıları yer alıyor. Orhan Veli'nin kendisinden 10 yaş küçük kardeşi Füruzan Yolyapan, elindeki bütün belgeleri kamuya sunuyor. Gencecik yaşta kaybettiğimiz bu usta şairin çok fazla kişisel eşyası da yok zaten. İki kurşun kalem var sadece geride bıraktığı. Bu güzel sergiyi fırsat bilip Boğaziçi'nde bir garip Orhan Veli'yi konuşmak için Füruzan Yolyapan'ın kapısını çaldık. Yolyapan, onun şiirlerinde yaşıyorum dediği ağabeyini, Orhan Veli'yi anlattı. Kah gülümsetti kah gözlerimizi doldurdu.

KARDEŞLİK VAZİFEMİ YERİNE GETİRDİM

Orhan Veli'nin 100. doğum yılı için arşivini yetkililere açan Yolyapan, 'Hayatımın en zor anlarından bir tanesi oldu' diye nitelendiriyor durumu. Orhan Veli'nin istediği gibi muhafaza edecekleri kanaatine vardığı için Yapı Kredi'ye güvendiğini söyleyen Yolyapan, 'Nitekim de öyle oldu. 64 yıl oldu ağabeyim öleli. Bu şekilde bir sergi bugüne kadar yapılmamıştı. Kardeşlik vazifemi yerine getirdiğime inanıyorum. Bu belgeler artık kamunun, isteyen istediği gibi gezip görebilir' diyor. Sergide iki tane de heykel bulunuyor. Nüsret Suman'ın Orhan Veli'nin sağlığında yaptığı heykeller. Yolyapan, o günü hatırlıyor: Kendi koluna aldı getirdi heykelini. 'Bak başımı getirdim' diye de şakasını yaptı. Maskı var bende fakat onu sergilemeye içim el vermedi. Bir ölü yüzü çünkü. Sergilemek bana çok acı geldi.

ŞİİRLERİNİ İLK BANA OKURDU

Orhan Veli şiirleri bugün bile genç yaşlı demeden herkesi etkiliyor. Herkesin dilinde bir Orhan Veli şiiri muhakkak vardır. Çünkü o kadar yalın ve içten bir söyleyiş tarzıdır ki onunki bize bu yüzden yabancı gelmez. Duygularını sade bir dille ifade ettiğinden kendimizi ona daha yakın buluruz, daha samimi, daha içten... Onun bu kadar sevilmesini ve hala ilk günkü gibi insanlara tesir edebilmesini diline bağlıyor Yolyapan. Orhan Veli'nin Türkçe'yi çok düzgün kullandığını ifade eden Yolyapan, onun hala okunduğunu bilmekten son derece mutlu. Orhan Veli yazdıkları neşredilmeden evvel kardeşine okuyormuş. Ancak Yolyapan, ağabeyinin hangi arada nerede şiir yazdığını hiç bilmiyor. 'Şiiri nerede, nasıl yazar hiç bilmezdim. Çünkü şiir yazıyorum diye  bir kenara geçip oturduğunu hiç hatırlamıyorum. Masa başında çalıştığını çok görürdüm ama şiiri aklında tasarlamış olur, birdenbire okurdu.

HİÇ PİŞMAN OLMADI

Yolyapan'ın 'Son derece namuslu, düşüncelerinden taviz vermeyen, kimseyi hakir görmeyen, halkın içinde olan bir aydın insan. Merhametli, şefkatli... Teşbihte hata olmaz evliya gibi idi. Öyle Allah'ın lütfu bir insan ama çabuk aldı yanına' diye tasvir ettiği ağabeyine olan sevgisi ve saygısı çok derin. Orhan Veli şiirleriyle toplumun hislerine dokunurken kardeşten öte sıcak sevgisi ve şefkati ile de Yolyapan'ın yüreğine dokunuyordu. 'Zaten daha çok ağabey gibi değil sanki babam gibi, sanki öğretmenim gibi, yakın bir arkadaş gibiydi ilişkimiz' diyor Yolyapan ve ekliyor: 'Bana bütün hayatı boyunca 'Ayaklarının üzerinde durmalısın' dedi. Bir de 'Pişman olma' dedi. 'Ben hayatımda yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim sen de olma' derdi. Ben de bunu uygulamaya çalıştım hayatım boyunca. Büyük pişmanlıklarım olmadı hiç benim de' 'Onun sanatı hakkında bana söz düşmez. Zaten kendisi de buna şiddetle karşıdır' diyen Yolyapan, Orhan Veli'nin mütevazı kişiliğini şu örnekle açıklıyor: 'Konferanslara giderdi. Beni de götürürdü. ilk tembih ettiği şey 'Beni alkışlama sakın' olurdu. Onun bir sözünü birisi alkışlarsa ben bakardım sadece.'

BANA FIRFIR DERDİ

Halden anlayan bir ağabeyi olduğunu söyleyen Yolyapan, kardeş ağabey ilişkisini de şöyle anlatırdı: 'Diyelim ki bir şeye üzüldüm. Bana fırfır derdi. Hemen yanıma gelip 'Fırfırcığım nedir derdin?' diye sorardı. Beni neşelendirmek için hikayeler anlatırdı. Bir papağan hikayesi vardı. 'Birisi komşusunun papağanını kesmiş yemiş, komşu da bu kuş kesilir yenir mi bu kuş konuşan bir kuş. Komşu da ona şu cevabı vermiş: konuşur mu? Madem konuşurdu da neden beni kesme demedi?'

Tiyatroya meraklı

Orhan Veli'nin tiyatroya çok meraklı olduğunu söyleyen kardeşi Yolyapan, 'Çok güzel taklit yapardı. Ankara halk evinde sahneye çıktı. Beykoz'daki evimizde epey büyük bir bahçemiz vardı. Sahne kurarlardı bahçeye arkadaşlarıyla beraber. Komşuları da davet ederlerdi. Otuz kırk kişinin geldiği olurdu, sandalyenizle gelin derlerdi. O benim çok küçüklüğüme rastlıyor. Hangi oyunları oynuyorlardı hatırlamıyorum ama bir gün sahnenin çöktüğünü hatırlıyorum. Uyduruk bir sahne tabii. Sahne çökünce seyirciler gülmeye başladı. Kim olduğunu bilmiyorum biri çıkıp perdeyi açtı ne gülüyorsunuz, biz burada dram oynuyoruz dedi' diye o günlerden aklında kalan hatıralarını anlatıyor.

Şiirlerinde yaşıyorum

Orhan Veli'nin kızkardeşi Füruzan Yolyapan, 'Ben onun şiirlerinde yaşıyorum. Mesela bir parkta kurumuş yarısı kurumamış bir ağaç görsem 'Ömrün bu büyük sırrını gör bir bak da/ bir tek kökü kalmış ağacın toprakta/ dünya ne kadar tatlı ki ve binlerce kişi kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta' dizeleri aklıma geliyor. Yalnızlıktan bahsettiklerinde 'Yalnız yaşamayanlar bilmezler yalnızlık halini' diye başlayan şiirini hatırlıyorum. Bir deniz manzarası görsem 'Açsam rüzgara yelkenimi dolaşsam ben de deniz deniz, düşünceler gibi başıboş' şiirini hatırlıyorum' diyor.

Bugün anılıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü, Türk Edebiyatı'nın önemli temsilcilerinden Orhan Veli Kanık'ı doğumunun 100. yılında düzenleyeceği özel bir etkinlikle anıyor. İBB Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde 13 Nisan Pazar günü 15:00'da 'Doğumunun 100. Yılında Orhan Veli' başlığı altında düzenlenecek etkinlikte, Orhan Veli'nin bestelenmiş şiirleri icra edilecek. Moderatörlüğünü Şair ve Yazar Özcan Ünlü' nün yapacağı etkinliğe, Mimar Sinan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof.Dr.Abdullah Uçman, Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsa Kocakaplan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) Genel Başkanı Mehmet Nuri Yardım konuşmacı olarak katılacak. Programda, Orhan Veli'nin hayatı, görüşleri ve Türk Edebiyatı'na kattığı yenilikler dinleyicilerle paylaşılırken, şairin şiirleri de İBB Şehir Tiyatroları sanatçıları tarafından okunacak. Programın sonunda, Orhan Veli'nin 'Şairin İşi' adlı kitabı katılımcılara hediye edilecek.

10 yıl önce