|

Sözü nasihatti duruşu hakikat

Peygamber Efendimizin sözleri, yaşantısı hepimiz için bir model çizer. Hadislerinden, başından geçen hadiselerden bazıları bize daha yakın gelir, içimize dokunur, iz bırakır. Peygamber Efendimizin doğum günü olan bugün, onun sözlerinin bizdeki karşılığını konuşalım istedik.

Emeti Saruhan
00:00 - 20/04/2014 Pazar
Güncelleme: 18:41 - 19/04/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Sözü nasihatti duruşu hakikat
Sözü nasihatti duruşu hakikat

Peygamberler insanlık için güzel örnekler ve rol modellerdir. Kuşkusuz âlemlere rahmet olarak gönderilen, adeta yaşayan Kur'an olan Peygamberimizin yaşamının her anı, her sözü de bizim için bir öğüt, bir tavsiye. O kah karşısında korkudan titreyene 'Korkma, Kureyşli kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum ben' demiş, kah kuşu ölen küçük bir çocuğa taziyeye gitmiş, kah kendisine kötülük edenler için 'Ya Rabbi, onlar bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı' diye dua etmiştir. Mizacımıza göre, ihtiyacımıza göre Peygamber Efendimizin hayatının bir yanı, söylediği bir söz bize daha yakın gelmiştir. Daha farklı bir iz bırakmıştır. Biz de işte o hadisin hangisi olduğunu sorduk.

Mehmet Görmez - Diyanet İşleri Başkanı: Din samimiyettir

Sahabeden Temîm ed-Dârî anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü  (sas), ashabına hitap ederken, üç kez tekrar ederek şöyle seslendi: 'Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır.' Sahabeden bazıları: 'Din kime karşı samimi olmaktır ya Rasûlallah?' diye sordular. Sevgili Peygamberimiz (sas): 'Allah'a karşı, Kitabına karşı, Peygamberine karşı, Müslümanların meşru idarecilerine karşı ve bütün Müslümanlara

karşı samimi olmaktır.' diye cevap verdi. (Müslim, İman 95; Ebu Davud, Edeb, 59)

Rahmi Yaran - İstanbul Müftüsü: Allah'ı görüyor gibi kulluk edebilsek

Peygamber Efendimize (s.a.v.) bir zât gelir ve aralarında şu konuşma geçer: - Ey Muhammed! İslam nedir? Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: - Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in (s.a.s.) Allah'ın kulu ve peygamberi olduğuna şehâdet etmen, namazı kılman, zekatı vermen, Beyt'i (Kabe'yi) haccetmen ve Ramazan orucunu tutmandır. Sonra o adam İman nedir, diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) -Allah'a, Meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahret gününe iman etmen; kadere, onun hayrına ve şerrine iman etmendir buyurdu. Sonra o adam ihsan nedir, diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: - Allah'a, sanki O'nu görüyormuş gibi kulluk etmendir. Sen O'nu görmesen de O seni görür. (Müslim, İman: 1)

Hüseyin Hatemi - Hukuk Profesörü, yazar: Ehl-i beyti ve Peygamberi sevmeden olmaz

Beni en çok etkileyen, sevgi dini İslam'ın özeti olan ve Resûlü Ekrem'in hadislerinden, manası doğrudan doğruya Allah'tan fakat lafzı peygamberden olan şu hadisi kutsidir: 'Levlâke levlâk lema halaktül-eflâk' (Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) Resûlü Ekrem kainatın yaradılış hikmeti, ilahi sevgisidir. Allah Vedudtur. Sadece tek taraflı sevgi değil, sevilmesi gerekir. 'Kün' emri iradesiyle Nur-i Muhammedi ve kainat yaradılmıştır. Ve de peygamber demek ilahi sevgi odağıdır. Onun sevgisi de Allah'ın bizi sevmesine vesiledir. Biz onun sevgi dairesine giremezsek Allah'la bizim sevgi rabıtamız tamamlanamaz. Ehli Beyt sevgisi olmadıkça da Peygamber sevgisi olmaz. Anlayana mübarek olsun.

Nihal Bengisu Karaca - Yazar: Halka teşekkür etmeyen ikramı anlayamaz

Peygamber (SAV) ın şu hadis-i şerifi son zamanlarda beni düşünmeye sevkediyor:  'Halka teşekkürde bulunmayan Allah'a da şükredemez' Dikkat edin, 'insana' demiyor, 'halka' diyor. Tek insan varlığına teşekkür etmek kolaydır, bir sonraki fedakarlığı garanti altına alırsın, kimse görmez üstelik. Ama 'halk'  bir mefhumdur, soyuttur. Dahası, ona şükran duymak karşılıksızdır. Halka teşekkür etmek ancak bir bütünün parçası olmanın nimet olduğunu  idrak ile mümkün. İçinde yaşadığı halka teşekkür etmeyi bilmeyenler, halktan gelen her faydayı hak edilmiş görenlerdir. Halkın ikramını takdir edemeyen, Allah'ın ikramını da idrak etmekte de zorlanır. 

Şivan Perwer - Sanatçı: Müslüman zulme karşı durmalı

İlk etapta yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğum gününü kutluyorum. Beni en çok etkileyen, motive eden ve bunu pratikte uygulamaya iten Peygamber Efendimizin hadisi ise zulüm ile ilgili olanıdır. 'Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zalime zifiri karanlık olacaktır.' Bu hadisin anlamı ve yorumu çok açıktır. Kürt halkına geçmişte Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri tarafından bugün herkesin kabul ettiği ağır bir zulüm uygulanmıştır. Irak'ta Saddam Hüseyin zalimi başta Halepçe'de olmak üzere binlerce Kürdü katletmiştir. Bu katliam karşısında milyonlarca Müslüman kardeşlerimiz sessiz kalırken Halepçe şarkısıyla zulme karşı çığlık ve haykırış olmaya çalıştım. Yine Türkiye başta olmak üzere Kürdistan'ın diğer parçalarında da Kürt halkı katmerli katliamlara maruz kalırken buna karşı sanatımla mücadele edip Müslüman kardeşlerime zulme karşı sessiz kalmayınız diyerek şarkılar besteledim, sanatımı icra ettim. Toplumumuzun her ferdi, grubu, cemaati geçmişte yaşanan acı ile zulümden ders çıkarmalı, empati yaparak bilince çıkarmalı ve yaşanan tahribat ile yaraların kapanması için imkanlarını seferber etmelidir. Bu bağlamda Türkiye'de yavaşta olsa yürüyen barış sürecine herkes sahip çıkmalı, geliştirmeli ve sonuca gitmesi için desteklemelidir. Böyle bir duruş ve duyarlılık Peygamber efendimizin buyurduğu zulüm ile ilgili hadisin gereği olarak bütün Müslüman kardeşlerimi sorumlu kıldığına inanıyorum.

Burcu Çetinkaya - Rallici: Kin ve nefret çıksın hayatımızdan

Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. |Hadis-i Şerif, Kaynak: Riyazü's Salihin, No.237)   İbn Ömer (r.a.) Resûlullah'ın: 'İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz.' buyurduğunu rivayet etti. (a.g.e.c.4/169-2) Öncelikle kin dolu her yer. Çok üzülüyorum, bana kötülük yapana bile kin beslememeye çalışıyorum. Diğer hadis de çok önemli. Patronlar pahalı lüks hayatlarını yaşamaya devam ederken işçilerinin maaşlarını gayet rahat geciktiriyor. Hem de iyi Müslümanım diyen patronlar da yapıyor bunu. İnşallah doğruyu buluruz toplum olarak, birlikte ve sevgiyle. 

Haşmet Babaoğlu - Yazar: Kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum demiş

Mekke'nin fetih günüydü... Bir adam Resulullah'ın yanına yaklaştı. Korkudan, heyecandan titriyordu. Resulullah da gördü adamın bu halini ve dönüp seslendi: 'Titremene lüzum yok, ben kral değilim ' Ve ardından dedi ki; 'Kureyşli kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum ben.' Bu hadisi her okuyuşumda sarsılırım. Peygamber'in bu sözünde tatlı bir dalga geçmeyle, derin bir 'hakikat'in bir arada bulunuşundan etkilenirim. Resullulah bu sözüyle sanırım şunu ifade etmiştir: Peygamberim, farkım bu... Başka farkım yok. Sen ve ben insanız. Beni sana üstün kılacak, ne soy sop, ne kavim ne de bir iktidar bağı olamaz. Elimdeki kılıç bile böyle bir fark yaratmaz…

Edner Saraç - Doktor: Emanet verileni paylaşmalıyız

'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' Peygamberimizin beni en çok etkileyen hadisidir. Her şeyin özetidir adeta. Empati kurmayı öğrenmeliyiz. Hepimiz bir bütünün parçalarıyız ve bir tekamül sınavı için bu boyuttayız. Refahımız Allah'tan gelir, bizim marifetimiz değildir. Bize emanet verileni hayatımızdaki kişilerle de paylaşmalıyız ve asla eksilir mi diye korkmamalıyız. Aç insan evrene negatif enerji yayar. Bu da özellikle uyku gibi saf ve derin anlardayken bizi de olumsuz etkiler. Çevremizdeki insanlar tersine mutlu, huzurlu ve tok olurlarsa pozitif enerji yayarlar ve bu da ortama iyilik getirir. Komşumuz açken tok yatanlardan olmayalım inşallah.

Mevlana İdris - Şair, yazar: Kuşu ölen çocuğa taziyeye gidecek kadar zarif

Elbette O'nun hayatının her anı şaşırtıcı, etkileyici ve devrimci adımlarla dolu. Efendimizin yiyecek bir şeyleri olmadığı için zaman zaman aç yatmaları... Bazan aylarca bir şey pişmediği için ocağının tütmemesi... Hayatında has buğdaydan yapılmış bir ekmekle karşılaşmaması... Bir defasında yine çok açken kendisine ikram edilen yemeği bütün arkadaşlarına ikram etmesi ve yemeğin bereketlenerek herkese yetmesi. Kendi hâlimize bakınca yorum yapamıyorum. Kuşu ölen 4-5 yaşlarındaki Zeyd isimli çocuğa taziyeye gitmesi de beni çok etkilemiştir. Yoruma gerek bırakmayacak kadar ince, güzel, zarif, rahmanî bir bakış ve eylem.

10 yıl önce