|

Tek taş pırlanta saray geleneği

Saraylı kadınların vazgeçilmezlerinden biri de değerli taşlardı. Sultan Abdülmecid'in kızı Münire Sultan evlenirken nişan armağanları arasında en dikkat çeken binlerce lira değerinde bir tek taş pırlanta yüzük, üstü tek taş elmas olan salkımlı bir çift küpeydi.

Yeni Şafak
00:00 - 24/11/2013 Pazar
Güncelleme: 15:36 - 23/11/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Tek taş pırlanta saray geleneği
Tek taş pırlanta saray geleneği

Günümüzde mücevher denince akla hemen pırlanta geliyor. Artık düğünden, doğuma kadar her alanda pırlanta öncelikli tercih. Renkli taşlar ise yeni yeni pırlanta ile kombin edilerek kullanılmaya başlanıyor. Ancak geçmişte ise her tür değerli taş mücevherlerde kullanılıyordu. Mücevherlerin en çok kullanıldığı yer ise Osmanlı saraylarıydı. Geçmişte mücevherin anlamına ve kullanımına bir göz atalım istedik.

STATÜNÜN SEMBOLÜYDÜ

Mücevherler Osmanlı sarayında sadece bir süslenme aracı değil, sosyal statüyü de gösteren ve farklı farklı anlamları olan nesnelerdi. Topkapı Sarayı'nda ihtişamlarıyla göz kamaştıran mücevherler, onları döneminde kullananlar hakkında da bilgi verirdi. Özellikle 16. yüzyıldan sonra saray yaşamında yer alan mücevherler gerek haremin gerekse devlet adamlarının kılık kıyafetlerinde vazgeçilmez ögeler oldu. Mücevherler genelde altın, gümüş, bağa, fildişi, sedef gibi malzemeler elmas, pırlanta, inci, yakut, zümrüt, firuze, lâl, zebercet, safir, mercan, yeşim gibi taşlarla birleştirilirdi.

MÜCEVHER PADİŞAHIN GÜCÜNÜ GÖSTERİR

Padişahların kullandığı takılar onun önemini yansıtacak şekilde seçilirdi. Padişahlar törenlerde çok gösterişli sorguçlar kullanırlardı. Günlük kullanımlarında ise kemer tokaları, yakut, zümrüt, elmas taşlı yüzükler, zihgirler, nişanlar, elbiselerin, terlik ve ayakkabıların süslendiği çeşitli mücevherleri sayabiliriz. Taht ve askı ise hükümdarlık alametiydi. Askılarda daha çok zümrüt kullanılırdı. Tahtlar altın, inci, elmas, yakut, lâl, zebercet ve zümrütle işlenirdi.

SULTANA DA PIRLANTA TEK TAŞ

Saray deyince tabi gösterişli düğünleri anmadan olmaz. Sultan kızlarının evlenmesinde çeyizde önemli bir yer tutardı mücevherler. Evlenirken bir padişah kızına bir elmas isfehan, bir elmas bilezik, bir elmaslı çaprast, bir zümrüt küpe takılır, mücevherle süslenmiş pabuçlar giyilirdi. Sultan 2. Mahmud'un kızı Mihrimah Sultan evlenirken çeyizinde mücevher dolu çekmeceler ve kutular olduğu söylenir. Geç dönemlerde düğünlerdeki tercih de pırlantadan yana olmuş. Sultan Abdülmecid'in kızı Münire Sultan evlenirken nişan armağanları arasında en dikkat çeken binlerce lira değerinde bir tek taş pırlanta yüzük, üstü tek taş elmas olan salkımlı bir çift küpeydi. Refia Sultan evlenirken ise çeyizinde gerdanlık, göğüslük, taç, küpe ve bilezik vardı.

FARKLI TAŞLAR BİR ARADA

Saray kadınlarının takılarında ise bu değerli taşların hepsinin kullanıldığını görüyoruz. Osmanlı kadınları farklı karakterdeki bir çok değerli taşı yan yana takmıştır: elmas, zümrüt, yakut, safir, firuze, inci, elmas, bilezikler, gerdanlıklar, yüzükler, küpeler… 19. Yüzyıl saray kadınlarında ise daha çok pırlanta öne çıkar. Tektaş pırlantalar ve salkımlı pırlantalı küpeler. Elmas taçlar da nadide mücevherlerdendir.

Sarayda mücevherler günlük hayatta pek çok eşyada kullanılırdı. Kur'an mahfazaları, yelpazeler, yastık kılıfları, beşikler, ayna, tarak, kese, cüzdan, cep saati, matara, maşrapa, sürahi, ibrik, bardak, tas, tabak, kaşık, tuzluk, fincan, tepsi, buhurdan, gülabdan, kandil lamba avize, nargile, ney, satranç takımı, asa, sineklik, şemsiye gibi pek çok eşyanın yanı sıra savaş aletleri de mücevherler işlemeliydi.

10 yıl önce