|

Tüm kadınların Turuncu sesi

İçeriğinden tasarımına, reklamından dağıtımına kadar her işini kadınların yaptığı Turuncu Dergisi, beş yıldır evlere konuk oluyor. Tek kadın tipi oluşturmaya çalışan diğer kadın dergilerine alternatif olan Turuncu ekibi, kendi deyimleriyle “kimsenin kafasına vurmadan, feminizme kaçmadan ve ukalalık yapmadan” yayın hayatını sürdürüyor.

Zeynep Alemşah Koru
00:00 - 17/02/2008 Pazar
Güncelleme: 22:35 - 16/02/2008 Cumartesi
Yeni Şafak
Tüm kadınların Turuncu sesi
Tüm kadınların Turuncu sesi

Başörtüsü ile ilgili tartışmaların sürdüğü günlerde biz de yazılarından tasarımına her ayrıntıdan sadece kadınların sorumlu olduğu Turuncu dergisine misafir olduk. Ankara'nın en işlek yeri olan Kızılay'da modern bir ofisi olan Turuncu, başörtülü ve başörtüsüz 40 bayan yazarıyla 5 yıldır yoluna devam ediyor. Diğer kadın dergilerine alternatif duruşuyla kadınların sesi olan Turuncu, bünyesinde birçok farklı görüşe yer veriyor. İngiltere'de York Üniversitesi, Türkiye'de Ege, Ankara, Gazi üniversitelerinde “Muhafazakar kesimde kadınlar ne yapıyor?” gibi tez çalışmalarına konu olan Turuncu, kadın dergisi olmasına rağmen erkekler tarafından da rağbet görüyor. Turuncu pek çok ailenin evine konuk oluyor. Güncel konuları ele alıp, diğer kadın dergilerinin aksine kadını belli bir kalıba oturtmaya çalışmıyor. Herkesin kendi kendine yol açabileceğini gösteren Turuncu Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Halise Çiftçi ile Yazı İşleri Müdürü Zahide Ceylan bize hem dergiyi hem de gündemdeki başörtüsü tartışmalarıyla ilgili görüşlerini anlattı.


YANDAN, ARKADAN BAĞLAYALIM, YETER Kİ…

Halise Çiftçi, Turuncu'yu tek tip kadın yaratmaya çalışan diğer kadın dergilerinin yanında ayrı bir duruş sergileyen yerli bir dergi olarak nitelendiriyor ve “Kadınlara yönelik genç kalacaksın yaklaşımını zulüm olarak görüyorum. Biz kusurlarıyla, eksiklikleriyle, yüzünde kırışıklıklarıyla, saçında aklarıyla, yaşlılığı ile gençliğiyle, farklılığıyla kadına seslenmek istedik” diyor. Çiftçi'ye göre Turuncu, bir anlamda bugüne ve geleceğe mektuplar yazıyor, hayata dair yaşanmışlıklar ve küçük hikayelerle tarihe not düşüyor. Üniversite mezunu genç kızların belli bir kemiyete ulaştığını söyleyen Çiftçi, “Kızlarımızın önünün açılması gerekiyor. Biz 'kendin yol aç' mantığıyla, kendi kendimize yol açtık Turuncu'da. Kendimiz bir dergi kurduk.” diye anlatıyor derginin serüvenini. Gündemdeki başörtüsü meselesini kangren olmuş bir mesele olarak gören Halise Çiftçi bu sorunun çözülmesinin kendilerini mutlu edeceğini söylüyor: “Pek çok arkadaşımız gibi bu meseleden payımıza düşen acıları yaşadık. Başın örtülmesi sağlandıktan sonra benim için önden, arkadan, yandan bağlanması fark etmiyor.” Halise Çiftçi, Mevlana'nın "Anlamamışsa anlatamamışsındır" sözüne atıfta bulunarak “Belki biz de biraz kendimizi yaşadıklarımızı anlatma konusunda yetersiz kaldık. Bence iki taraflı duyulan korkuları yenmenin yollarını bulmalıyız. Ülkemize görülmez duvarlar örülüyor çok çeşitli kesimler arasına. Bu görünmeyen duvarları hepimiz elbirliğiyle indirmemiz lazım.” diyor.


FEMİNİST DEĞİLİZ

Turuncunun sıcak bir renk olmasından dolayı bu ismi tercih ettiklerini anlatan Zahide Ceylan “İlk etapta 'bize önyargılı yaklaşmasınlar' diye düşündük. İsimden başlayarak 'dur bakalım kapıları kapatma, duvarları yükseltme' diyoruz. İnsanlar merak edip alıyorlar” diyor. Ümit Meriç'in 'turunç sepeti,' Mehmet Görmez'in 'edep sofrası' dediği Turuncu böylelikle kendi ismini hak etmiş. Yazılarından tasarımına, reklam ve dağıtım işlerine dek 40 bayanın çalıştığı Turuncu dergisi, içerik açısından sadece bayanlara değil erkeklere de hitap ediyor. Zaman zaman erkek yazarları da dergisine konuk eden Turuncu'da hanımlar gönüllü olarak çalışıyor. “Turuncu duvarların arkasından konuşmadan, kimsenin kafasına vurmadan ukalalık yapmadan omuz başından konuşur” diyen Halise Çiftçi feminist yaklaşıma kaymadan kadınlarla ilgili bir takım değerleri koruduklarını ifade ediyor. Turuncu'da kişisel gelişim uzmanı Selva Çam'ın başında olduğu HASEL, Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri'yle birlikte dil bilimci Hümeyra Tekalan Teoman ve Fatma Betül Özakpınar'ın katkılarıyla NLP, diksiyon ve pozitif düşünce seminerleri de düzenleniyor. Turuncu önümüzdeki günlerde de iki kitap projesiyle karşımıza çıkacak. Kitaplardan biri genç kızların, diğeri ise dünya kadınlarının öykülerini içerecek.


HALİSE ÇİFTÇİ'NİN KALEMİ'NDEN TURUNCU

Turuncu, umut veren cümlelerin ardından düşer yollara. Çelme takmaz kimseye, küfür etmez, kavga etmez. Dünyayı bu hale getirenlere sözü vardır yalnız. Açık kapalı demeden herkes yazar, çizer, yer açar kendine. Kimse de birbirine yan gözle bakmaz. Yargılamaz. Büyük cümleler yerine dünyayı küçük kelimelerin inşa ettiğine inanır. Zarif ve naiftir… Aileyi, yuvayı önemser. Üstüne titrer. Dağılan her yuva içini burkar. Aile saldırılarına karşı durmayı vazife bilir. Dünyaya adaletin geleceğine ve iyiliğin hakim olacağına inanır.



16 yıl önce