İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 21''incisi düzenlenen İstanbul Caz Festivali, tüm hızıyla ve coşkusuyla devam ediyor. Festival kapsamında 2006 yılından bu yana Türkiye''ye komşu coğrafyalardan gelen ve Türk müziği ile benzer kaynaklardan beslenen dünyaca ünlü sanatçıları, ülkemizden usta isimlerle yeni ve özgün üretimler sergilemek üzere bir araya getiren ''Ustalarla Buluşmalar'' konserleri bu yıl da caz severleri heyecanlandırıyor. 16 Temmuz Çarşamba akşamı 21.30''da Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü''nde gerçekleştirilecek European Azerbaijan Society-Avrupa Azerbaycan Topluluğu TEAS sponsorluğundaki konserde, Azerbaycan cazının en önemli ismi, ''Bakustik caz''ın yaratıcısı, besteci ve piyanist Salman Gambarov''a dört oktavlık sesi ve doğaçlamadaki yeteneğiyle tanınan ünlü caz vokalisti Yıldız İmrahimova, ünlü caz şirketi Blue Note''tan albümü yayınlanan ilk Türkiyeli müzisyen, usta gitarist Önder Focan, caz ve klasik müziği ustaca birleştiren Şenova Ülker, Rubato Topluluğu ile kendinden bahsettiren usta udi Fatih Ahıskalı ve Türkiye caz sahnesinin önemli isimlerinden davulcu Ferit Odman eşlik edecek. ''Müzik benim için caz'' diyen Önder Focan ile festivali, müziği ve tabii ki cazı konuştuk.
Bu konserin ana ekseni Salman Gambarov. Gambarov, trio olarak kendi bestelerini ve müziğini çalıyor. Salman Gambarov''la bizleri tanıştıran da İKSV oldu. Bu projede yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Herkes kendi müziğinden bir katkıyla bu konsere değişik renkler sunacak. Şenova Ülker ve Ferit Odman''la ben zaten sürekli birlikte çalıyorum hatta birlikte en son Senegal''de bir konsere gittik. Önümüzdeki dönemde Odesa Caz Festivali''nde çalacağız. Şenova Ülker benim ilk albümümden itibaren neredeyse tüm albümlerimde yer almış bir müzisyen. Yıldız İbrahimovayla birkaç kez birlikte çaldık. Salman Gambarov ve Fatih Ahıskalı ile ilk kez çalacağız.
Bu anlamda çok önemli bir şey. Tek bir kültür, tek bir ekolün olması bence çok sıkıcı olurdu çünkü cazın çok geniş bir yelpazesi var ve bu yelpazeyi de mümkün olduğunca geniş tutan bir festivalimiz var. Caz festivallerinde pop veya rock yıldızlarının yer alması bütün dünyada tartışılan bir konu.Dünyadaki bütün festivallerde özellikle büyük festivallerde böyle şeyler oluyor. Festivalin adı caz oluyor ama bir tane pop yıldızı oluyor. Örneğin Santana''da olduğu gibi. Santana aslında bir caz müzisyeni sayılmaz. Bir konserde sadece caz müzisyenlerle sahneye çıkmıştı ve yine kendi şarkılarını söylemişti. Arada sahneyi müzisyenlere bırakmıştı.
Nardis''in müzik direktörüyüm ama çoğunlukla çaldığım zamanlar gidiyorum. Müzik benim için caz. Diğer sevdiğim müzikler de var. Rock ve bir miktar da klasik müzik seviyorum. Bir de tabii ki Türk Sanat Müziği… Bunları ben bir bütün olarak düşünüyorum. Evlilik bana bir yük değil tam tersi bir destek oldu. Eşim her zaman bana yardımcı oldu. Belki bilmiyorsunuz ama ben şu anda aktif olarak çalışan makine mühendisiyim. Tasarım konusunda mekanik tesisat tasarımıyla ilgili 35 yıldır çalışıyorum. Aslında koşturmacanın büyük bir kısmını bu tutuyor. Ama bunlar insanın beyninin eğer zamanı iyi kullanabiliyorsa birini yaparken diğeriyle dinlenme şansını doğuruyor. Ben hiçbir zaman müzikten yorulmuyorum. Çünkü müzik, dinlendirici, iyileştirici, sağaltıcı bir uğraş ve keyifli bir şey. Müziğin iş kısmı yorucudur. Oralara da mümkün olduğunca girmemeye çalışıyoruz ama her müzisyen de maalesef girer. Keşke iş sadece çalma olsa. Çok proje ürettiğimi biliyorum. Çok yazıyorum, çiziyorum.
Epeydir gündemde olan ama bir türlü hayata geçiremediğimiz Swing A La Turk 2 var. Şenol Filiz ve Şenova Ülker ile... İlk albümümüzün repertuarını da en az ikiye katladık. Kaydını henüz gerçekleştiremedik. Ne zaman kayda gireriz onu da bilmiyorum ama böyle bir proje var. Ağustos ayında Amerika''da Önder Focan Trio ve yaylılar konserimiz var. Daha evvelden benzerini yapmıştık.
Evet, öncelikle nitelikli müzisyen sayısında ciddi artış var. Bu özellikle Bilgi Üniversitesi''nin verdiği mezunlar veya o dönemki çalışmaları zamanında bir patlama yaptı. Aslında illa okullu olması da gerekmiyor. Bir sürü genç değerli müzisyen arkadaşımız var. Onlar kendi kitlelerini de beraberinde getiriyorlar. Dolayısıyla caz dinleyicisinin de niceliğiyle birlikte niteliğinin arttığını düşünüyorum. Türkiye''nin dinamik ve genç bir caz dinleyicisi var. Yurt dışında özellikle Avrupa''da bir caz kulübüne girdiğiniz zaman elli yaş ortalamalı erkekler görürsünüz, Türkiye''de genç kadın miktarı fazladır. Müziğin dinleyicisine, müziğe, müzisyene dinamizm getiren bir şey.
Caz Azerbaycan''ın en eski ve köklü geleneklerinden biri. Azerbaycan cazı denildiğinde de akla ilk gelen isim Salman Gambarov. Milli caz sanatının ünlü temsilcilerinden Gambarov''un Bakü''de 1996''da kurduğu ''Bakustik Caz'' dünya çapında düzenlenmiş festivallerde büyük ilgiyle takip ediliyor. Cazı özüne en uygun sanat olarak nitelendiren Gambarov, ''Diğer sanatçı arkadaşlarımızla beraber dinleyenlere güzel bir caz akşamı sunmak istiyoruz. İnanıyorum ki öyle de olacak!'' diyor.
