|

19 Mayıs'ı istismar ettirmeyiz

Başbakan Erdoğan, 19 Mayıs törenleriyle ilgili genelgenin yürütmesini durduran Danıştay'a sert tepki gösterdi. "Hiç kimse bizi 19 Mayıs üzerinden tehdit etmeye kalkışmasın" diyen Erdoğan, kendilerini 'bayramların yegane sahibi' olarak görenlere istismar fırsatı vermeyeceklerini söyledi. 19 Mayıs'ın sıkıcı resmi törenlerle değil, özüne uygun gerçek bir coşkuyla kutlanmasını istedikleri belirten Erdoğan, "19 Mayıs'ın, 29 Ekim'in ruhunu anlamak, öğrenmek isteyen varsa buyursun bu gençlik onlara öğretsin. Biz onlar gibi istismarın değil, özün takipçisiyiz" diye konuştu

Fazlı Şahan
00:00 - 30/04/2012 Pazartesi
Güncelleme: 02:17 - 30/04/2012 Pazartesi
Yeni Şafak
19 Mayıs'ı istismar  ettirmeyiz
19 Mayıs'ı istismar ettirmeyiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'ne katıldı. Salonu dolduran AK Parti'li gençlere hitap eden Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı'nca bir süre önce yürürlüğe sokulan 19 Mayıs törenleriyle ilgili genelgenin Danıştay tarafından iptal edilmesini eleştirdi. Bir süre önce yayınlanan MEB genelgesi, 19 Mayıs törenlerinin Ankara dışındaki illerde yalnızca okullarda kutlanmasını öngörüyordu. "19 Mayıs törenleri üzerinden hiç kimse mürebbiye gibi parmağını sallayarak bizi tehdit etmeye, tedip etmeye kalkmasın. Çünkü biz onlar gibi 19 Mayıs'ın istismarının değil, 19 Mayıs'ın özünün takipçisiyiz" diyen Başbakan Erdoğan, gençlerin bayramları sıkıcı resmi törenlerle değil, o günün ruhuna uygun coşkuyla kutlamasından yana olduklarını belirtti. Kendilerini 19 Mayıs'ın yegane sahibi olarak görenlere fırsat tanımayacaklarının altını çizen Başbakan, "Bu ülkede hiç kimse kendisini öz, diğerlerini üveymiş gibi göremez. Bu salondaki gençlik Türkiye'nin kendisidir. Bu gençlik 23 Nisan 1920 ruhunu çok iyi bilen bir gençliktir. Bu gençlik Kurtuluş Savaşı ruhunu, 29 Ekim ruhunu çok iyi bilen, 19 Mayıs ruhunu, mis-yonunu taşıyan bir gençliktir. Hiç kimse bize, bu gençliğe 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim dersi ver-meye kalkışmasın. 23 Nisan, 19 Mayıs ruhunu öğrenmek isteyen varsa buyursun işte bu gençlikten öğrensin. Türkiye'nin tapusu belli ke-simlerin, seçkinlerin elinde değil, 75 mil-yonun elindedir" diye konuştu.

AK Parti iktidarının gençliği ecdadıyla buluşturduğunu dile getiren Erdoğan, iktidara geldiklerinde Çanakkale'ye giden gençlerin sayısının 250 bin olduğunu, bugün bu sayının yılda 2,5 milyonu aştığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

TUTUKLU VEKİLLER KRİZİ MUHALEFETİN KURNAZLIĞI

CHP, MHP ve BDP son derece haksız, insafsız ve mesnetsiz biçimde tutuklu milletvekilleri konusunda AK Parti'yi hedef almış durumdalar. Öncelikle başta CHP Genel Başkanı olmak üzere MHP ve BDP'lilere tutuklu milletvekilleri konusunun AK Parti'nin değil, yargının bir tasarrufu olduğunu hatırlatmak isterim. İkincisi, tutuklu milletvekilleri konusu AK Parti'nin değil, tamamen bu partilerin kendi eseridir. Bu partiler sonucu çok iyi bildikleri halde böyle bir krize yol açarak bu krizin faturasını AK Parti'ye yüklemek gibi bir şark kur-nazlığı içindeler. Adeta bile bile lades denilmiş, bile böyle bir sıkıntı ortaya çıkarılmıştır.

ÜLKEMİZDE ARTIK PARYA DEĞİLİZ

10 yıllar boyunca bu ülkede bize ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldı. İşçinin, kapıcının, terzinin çocuğu üniversite okusun, bürokraside bir yerlere gelsin istenmedi. Bürokrasiye, hukuka kast sistemi hakim oldu. Millet iradesinin güç kazandığı her dönemde demokrasiye müdahale edip, seçkinlerin iktidarını güçlendirdiler. Utanmadan, sıkılmadan, millete 'bidon kafalı' dediler. 'Göbeğini kaşıyan adam' dediler. Öz yurdumuzda parya muamelesi gördük. Ama artık bu elitler kusura bakmasın. Biz bu ülkede varız. Artık ülkemizde garip değiliz, parya değiliz.


Kemal Bey tarih bilmiyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, geçen hafta grup toplantısında yaptığı konuşmadan alıntı yapan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, "Tarih boyunca Türklerin dünya uygarlığına yaptığı tek özgün kaynak köy enstitüleridir" dediğini hatırlatarak şunları kaydetti: "İşte mazisi olmayanlar, tarih bilinci, medeniyet tasavvuru olmayanlar kendi tarihlerini, kendi milletlerini böyle küçümserler. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye'nin anamuhalefet partisinin genel başkanı, Türklerin uygarlığa yaptığı tek katkının köy enstitüleri olduğunu söylüyor. Şu hale bak, şecaat arz ederken, sirkatini söyler. Tarihimizden haberi yok. Bu tarihte ne destanlar yazılmış, medeniyetimizden haberi yok. Bunlar tarihin kendilerinin doğumuyla başladığını sanıyorlar ve hiçbir zaman kargadan başka kuş tanımadılar, tanımıyorlar. O zavallılara acıyoruz."


Dindar nesli millet anladı

'Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz' mesajını milletin çok iyi anlamasına rağmen statükonun ve statükocu aydınların anlamak istemediğine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'de vatanını seven, ahlak değerleri yüksek bir nesil yetiştirme hedefinde olduklarını söyledi. "Vatanını sevmek, milletini sevmek, insanına saygıda sevgide kusur etmemek, dindar bir neslin özelliğidir" diyen Erdoğan, dindarlığın müspet ilimlerden uzak olmak anlamı taşımadığını kaydetti.

TARİH TEKERRÜR EDER

Bazı kesimlerin yıllar yılı gençliği ilimden uzak tutmak için çabaladığını belirten Erdoğan, "Bu milletin çocuklarına Kur'an-ı Kerim bile yasaklandı. 'Selamünaleyküm, elhamdülillah, inşallah' diyenler küçümsendi. Namaz kılanlar 'mürteci' diye yaftalandı. Geçmişten gerekli dersleri çıkarmazsak, tarih sürekli tekerrür eder" diye konuştu.


Kademeli eğitim geldi gençlere zulüm bitti

Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ta yasalaşan kademeli eğitim sisteminin, 'bir hakkın teslim edilmesi' olduğunu ifade ederek, "30 Mart, eğitimde baskının, ideolojinin sona erdiği gündür. 30 Mart, bu millete, bu milletin çocuklarına ve gençlerine yapılan zulmün son bulduğu tarihtir. İşte bunu elitler hiçbir zaman anlamadı, anlamayacak. Despot aydınlar, toplum mühendisleri, bunu hiçbir zaman anlamadı ve anlamayacak" dedi.


Başbakan'a el yazması Kur'an

Coşkulu bir kalabalığa hitap eden Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı İsmail Karaosmanoğlu tarafından Mehmet Akif Ersoy'un 'Safahat' adlı eserinin 1928 yılında yapılan baskısı ve el yazması Kur'an-ı Kerim hediye edildi. Erdoğan da Kuran-ı Kerim'i öpüp başının üstüne koyarak teslim aldı. Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen kongreye; Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ile çok sayıda partili katıldı. Türkiye'nin 81 ilinden gelen gençlik kolları üyelerinin doldurduğu salonda, aralarında Mısır, Endonezya, Almanya, İspanya, Irak'ın da bulunduğu 31 ülkeden temsilci de yer aldı. Salonda "Bizim için dertleniyorsa Başbakan, dindarlık yetmez, alim olmak bize yakışan" ve "Niyeti darbe olanın akıbeti Silivri olur" pankartları dikkat çekti.


Buyrun istediğiniz gibi oynayın

Başbakan Erdoğan, gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamında devlet eliyle tiyatroculuk olmadığını belirterek, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın yönetiminde değişiklik yapan İBB Başkanı Kadir Topbaş'ı tebrik etti. "Ben Kadir Bey'i tebrik ediyorum ve aynı şeyi şu anda Bakanlar Kurulu'na getireceğim. Özel bir yönetim değil, tiyatroları özelleştir-meye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. Özelleştirmek suretiyle buyurun istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın" diyen Erdoğan, gerektiği takdirde hükümet olarak çeşitli oyunlara sponsor olarak destek verebileceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşte en son İstanbul'da Şehir Tiyatroları meselesinde o despot anlayış o kibirli tavır bir kez daha tezahür etti. Şehir Tiyatroları'nda yapılan bir yönetmelik değişikliği üzerinden hem bizi hem bütün muhafazakarları aşağılamaya ve küçümsemeye başladılar. Allah aşkına soruyorum. Siz kimsiniz? Siz her konuda söz söyleme, her konuda otorite olduğunuzu iddia etme ehliyetini nereden alıyorsunuz? Bu ülkede tiyatro sizin tekelinizde mi? Geçti o günler... Artık despot aydın tavrıyla bu milleti küçümseme dönemi geride kaldı. Tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. İşte buyurun özgürlük, istediğiniz oyunları istediğiniz gibi oynayın, kimse engel olmaz. Ama kusura bakma geleceksin Şehir Tiyatrosu'ndan hem belediyeden maaşını alacaksın ondan sonra istediğin gibi yönetime de verip veriştireceksin, böyle saçmalık olmaz."




12 yıl önce