|

Başbakan Erdoğan: Mesajı aldınız mı?

Taksim'i Türkiye'nin tamamı gibi göstermek isteyenlerin olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bize oradaki mesajı alabildiniz mi diye soranlar, acaba Kazlıçeşme'deki mesajı alabildiler mi?" ifadelerini kullandı. Polisin oldukça demokratik davrandığını da belirten Erdoğan, "Polisimizi daha da güçlendireceğiz" dedi.

yenisafak.com.tr / POLİTİKA
00:00 - 18/06/2013 Salı
Güncelleme: 11:44 - 18/06/2013 Salı
Yeni Şafak
Başbakan Erdoğan: Mesajı aldınız mı?
Başbakan Erdoğan: Mesajı aldınız mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Gezi Parkı olaylarının dünyaya farklı gösterildiğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Dikkat edin, Taksim'de, diğer illerde polise karşı, kamuya karşı çok ağır şiddet uygulanırken, bu şiddet masum, demokratik bir çevre eylemi gibi gerçekleştirildi" diye konuştu. Erdoğan ayrıca, bundan sonra böyle olaylarda, polisin daha iyi müdahale etmesi için güçlendirileceğini de söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

İşte demokrasi budur

Kazlıçeşme mitingi, milletimizin son olaylarla ilgili hissiyatını çok anlamlı şekilde yansıttı.

Mitinge katılan insanlar, hiç kimseye zarar vermeden dağılmışlardır. İşte demokrasi, demokratik hak kullanılması budur.

Bizim kimseye demokratik hakkını kullanma diye asla bir yaklaşımımız yok. Miting mi yapacaksın? Yap ama hukuk çerçevesi içinde yap. Toplantı, gösteri yürüyüşü mü yapacaksın? Yap ama hukuk çerçevesinde.

Mesajı alabildiler mi?

Bize sürekli Taksim'deki toplanan insanların mesajını aldınız mı diye soran insanlar, acaba Kazlıçeşme'deki 1 milyonu aşkın insanın mesajını alabildiler mi?

Anlıyorum ki, hala o mesajı alamayanlar var.

İstanbul'da Taksim'de, Ankara'da Kızılay, sanki Türkiye'nin tamamıymış gibi anlatılmak istendi. Bunun son derece organize, örgütlü biçimde yapıldığını, özellikle hatırlatmak istiyorum.

Ülkemizdeki belli medya kuruluşları, uluslararası bazı medya kuruluşları, sosyal medya bu iş için hazırlanmıştı. Ve ülkemizin güçlü reklam şirketleri, faiz lobisi, içeride ve dışarıda belli örgütler bu iş için hazırlıklıydı, donanımlıydı.

Her şey planlıydı

Dikkat edin, Taksim'de, diğer illerde polise karşı, kamuya karşı çok ağır şiddet uygulanırken, bu şiddet masum, demokratik bir çevre eylemi gibi gerçekleştirildi.

Her şey, çok profesyonel hazırlanmıştı. Uluslararası medya ve çevreler bu tertibin içindeyken, olmayanları da ikna edecek, kandıracak, yalan haberlerle onları da bu tertibin içine almak için planlar hazırlanmıştı.

Trafik kazasında yaralanan yavrumuz, polis tarafından yaralanmış gibi gösterildi.

Üzerinde beyaz önlük olan zanlı, 'doktorlar gözaltına alınıyor' haberine malzeme edildi.

Çocukların, yaşlıların şiddete uğradığı anlatıldı. Elinde sapan olan, molotof olan kişiler ya polis ya da sempatik eylemciler olarak lanse edildi. Bunlar sistemli şekilde dolaşıma sokuldu.

Bazı siyasetçiler, bazı sanatçılar, medya kuruluşları tüm bu yalanları hiç araştırmadan dolaşıma soktular ya da dolaşımda kalmasını sağladılar.

Şu anda bu tertibin içinde olmadığı halde, Türkiye'deki bu konuda uluslararası arenada yorum yapan her şahsı daha dikkatli olmaya özellikle davet ediyorum.

Polisimiz hiç olmadığı kadar demokratik davrandı

Bu olaylar daha en başından itibaren, polisin masum insanlara şiddet uygulaması gibi sunuldu. Bu yanlıştır. Güvenlik güçlerimiz son derece sabırlı, sağduyulu şekilde başarıyla mücadele vermişlerdir. Hatta polisimiz çok kapsamlı bir şiddet hareketi karşısında tarihinde hiç olmadığı şekilde sabırlı hareket etmiş, demokrasi sınavını başarıyla geçmiştir.

Gelenler oldu, kendilerini dinledim. Hepsi, polis şiddet uyguladı dedi. Dedim ki, şiddet uyguladı da ne yaptı. Biber gazı sıktı dediler. En doğal hakkıdır. Polis gerektiğinde bu yetkisini kullanır. Kalkıp da kurşun attı mı, silah kullandı mı? Yok. İş 16. 17. gününe gelince, Mecidiyeköy'de bir polisimiz mermiyle midesinden yaralandı, bir diğer kardeşimiz ayağından yaralandı. Buna benzer bir olayı bizim polisimiz uygulamadı. Polislere yapılmayan şey kalmadı ve dünyaya polisi adeta bu yönüyle takdim ettiler. Şiddeti uygulayan kim? O terörist, isyancılar şiddeti uyguladı.

Yanlış kimden gelirse yanlıştır

Orada çevreci gençler, AK Partili gençler de var diyorlar. Olabilir. Onun geçmişte AK Parti'ye oy vermiş olması, böyle bir şiddetin içinde olması onu temize çıkarmıyor ki.

Kişi arkadaşının dinindendir. Yaptığımız araştırmada gördük ki, Gezi Parkı'nda olanların yüzde 76'sı CHP'ye oy vermiş. Yüzde 16'sı BDP. AK Parti ve MHP, 1,6 ve 1,2.

Yanlış yanlıştır. Kimden gelirse gelsin. Yapılan iştir önemli olan.

İlkesi olmayan hiçbir hareket arkasına halkı alamaz. Nitekim bütün hazırlıklara rağmen bu şiddet eylemleri tepkiyle karşılanmıştır.

Sonra önce Sincan'da, sonra Kazlıçeşme'de toplanarak bu oyunu bozmuştur.

Cuma günü Kayseri'deyiz

Şiddet uygulayanları halkın tepkisi olarak gösterenler, halk Kazlıçeşme'ye gittiğinde göstermemiş, kaçacak delik aramışlardır.

Biz, ileri demokrasi diyoruz. Milli iradeye saygı diyoruz. Cuma günü 14.30 gibi Kayseri'de, Cumartesi günü Samsun'da, Pazar günü Erzurum'da devam ettireceğiz.

İçerideki hainler, dışarıdakiler Türkiye'nin gerçek fotoğrafını görmek istiyorlarsa, bu hafta Kayseri'ye, Samsun'a, Erzurum'a baksınlar.

Tıpkı Ankara ve İstanbul'da olduğu gibi, Kayseri, Samsun ve Erzurum'da biz herkesi bu mitinge bekliyoruz.

Partisi ne olursa olsun, hepsini bekilyoruz.

Demokrasiye, büyük Türkiye'ye sahip çıkan herkesi meydana bekliyoruz.

Meselelerine Anadolu'ya değil, BBC'ye anlattılar

Bunlar, Gezi Parkı halkındır diyorlardı. Ama dertlerini halka değil, İngilizce olarak uluslararası medya kuruluşlarına anlattılar. Meselelerini Anadolu'yu anlatamadılar. Şikayetlerini gittiler, BBC'ye, CNN'e ve AP'ye anlattılar. Çünkü bunların arkasında halk yok! Bunların arkasında Anadolu, Trakya yok. Bunların arkasında medya var. Onları kullanan sermaye, faiz lobisi var. İşte onun için de sorunlarını gidip oraya iletiyorlar.

Türkiye'de bazı sendikalar var. İşte dün, iş bırakma çağrısı yaptılar. Ne oldu? Vakıa bu... Hani, ne oldu? Çünkü yaptığınız çağrı kanunsuz. Hukuka aykırı. Hele hele, Tabipler Birliği'yle alakalı söylüyorum: Sen hastaneleri boşaltma gayretine nasıl girersin? Sizin insan sevginiz nerede? Nerede yemininiz? Bunlarda insan diye bir dert yok. Bunların her şeyi menfaate dayalıdır. Ve aklıselim galip geldi ve beklediklerini alamadılar. Bunlar güya solcu, emeğin, halkın yanındalar ama son yıllarda bunların hangi eylemlerde yer aldıklarına lütfen dikkat edin. Bu sendikaların üyesi olan kardeşlerime de sesleniyorum, bu yönetimlerin her toplumsal olayda nerede durduklarına onlar da dikkat etsinler.

Maske artık düştü

Faiz lobisini kuklası olanlar ne kadar emek taraftarıysa, bunlar da o kadar emek taraftarıdır. Neyse ki, maske artık düştü.

Bir tarafta ağaç dediler, diğer tarafta ağaçları söktüler. Gezi Parkı'nda kaldırım genişletmede 12 ağaç söz konusuydu ama bunların yıktıkları onlarca ağaç söz konusu.

Geceleri tencere tava çalmayı özgürlük olarak görenler bile var. Bu oyun artık bozulmuştur. Bu oyunu önce millet ve milletin partisi AK Parti bozmuştur.

Gezi Parkı eylemlerine katılanları ve bazı sanatçılarımızı kabul ettik. Onlarla konuştuk. Gezi Parkı eylemlerini halka soracağız, halkımız kabul ederse yapacağız, etmezse vazgeçeceğiz dedik.

Gezi Parkı halkın olsun diyorlar. Şimdi anında çark ettiler, halkın oyunu kabul etmeyiz dediler.

Bize orayı boşaltacağız diyenler, anında çark ettiler, eyleme devam edeceğiz dediler.

Dün utandım. Bir profesör çıkmış, Gezi Parkı çöplükten geçilmiyor diyor. Ayıptır, sen ya İstanbul'u tanımıyorsun ya da Taksim'i hiç gezmedin.

Temizlik, AK Partili belediyelerin en büyük başarısıdır.

Şehir müzemizle iftihar edelim

Taksim Meydanı, meydan olarak 103 bin metrekare. Burada eski adıyla Topçu Kışlası yeni adıyla şehir müzesi 11 bin metrekare. Bunun dışı yine halkın çok rahat kullanabileceği bir düzenlemeyle halkın hizmetine sunulacak ve şehir müzesinin içinde kalan ağaçlar yine kalacak ama sökülen ağaçlar meydana aynen dikilecek.

Türkiye'de şu an şehir müzesi yok. Topkapı'da çürümeye terk edilmiş binlerce obje var. Biz bunları alalım şehir müzesinde sergileyelim.

Biz de böyle bir müze yapalım, iftihar edelim diyoruz. Böyle bir zemin, çevreyi, tarihi, kültürü korumaktır. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz?

Şiddeti bir araç olarak bekleyen hiçbir örgüte müsamaha gösterilmesi söz konusu değildir.

Hani fakirin yanındaydınız?

Bütün bu olayların devlete maliyeti 100 trilyonu aşmış vaziyette. Kimin parası bu? Milletin değil mi? Burada fakirin hakkı yok mu? Hani siz fakirden yanasınız? Sizi rahatsız eden neydi? Bu huzurlu ülkeyi ne oldu da karıştırdınız? Kimin oyununa gelerek bu milleti huzursuz ettiniz? Her yerde esnafımı niçin rahatsız ettiniz?

Vatandaş aracında gidiyor, filanca taciz ediyor. Bakanlarımıza varıncaya kadar. Senin yüreğin varsa, düşüncene güveniyorsan, düşünce hürriyeti sınırsız zaten bu ülkede.

İnancına güveniyorsan korkma, çık rahat yaşa. Ama bunlar düşüncelerine, inançlarına güvenmiyorlar. O yüzden düşünce ve inanç hürriyetine karşılar.

Ama biz düşünce ve inancımıza güveniyoruz. Azami ölçüler getirdik. 10 yıl önceyi düşünün, acaba şu atılan adımlar yapılabilir miydi? Bütün bunları gerçekleştirilen iktidara karşı atılan adımların hepsi ortada.

Ama onlar ne yaparsa yapsın, biz özgürlük mücadelemizi vererek kazanacağız.

Biz öğrencilere ne yaptık?

Bu öğrencilere ne yaptık da biz böyle yaptılar? Yurtsa tarihin görmediği yurt gördüler. Ey öğrenciler, bunu eğer solcuysan komünist ülkelerde göremezsin. Ama biz bunu getirdik. Harçları kaldıran iktidar da bu iktidar. Değerli kardeşlerim, bu kadar hassas, gencinin hakkını koruyan iktidarın muhatabı bu.

Maalesef bu şiddeti, bu örgütler liselerimize de soktu. Liselerdeki öğrencileri, bazı kendini bilmez müdürler, öğretmenler bu yavrularımızı sokağa döktüler.

Hiçbir dönemde olmayan, milli eğitime bütçenin yarısını ayırma sürecini biz başlattık.

Polisimiz bundan sonra hiçbir hukuksuzluğa göz yummayacak, gerekeni yapmaya devam edecek. Polisimizi daha da güçlendireceğiz. Bu olaylar karşısında müdahale yönünü arttıracağız.

Bu olayları inceliyoruz. Arkasında kimlerin olduğunu tek tek belirleyeceğiz. Ancak bu olayları da analiz etmeye, sorunları çözmeye devam edeceğiz.

CHP Genel Başkanı hayal kırıklığına sebep oldu

Bundan yaklaşık 3 yıl önce, 22 Mayıs 2010'da, CHP 33. Genel Kurultayı'nı seçti.

Yeni başkan çok büyük bir umutla karşılandı. CHP'nin etkin muhalefet yapacağı umudu vardı ancak bu yeni Genel Başkan, daha ilk günden itibaren çok büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Çok zayıf kaldı. Her gün yeni bir yalanı çıktı. Her gün çark etti. Son derece ilgisiz bir çizgi izledi. O kadar ki, bütün CHP kitlesi halk oylamasında oy vereceği sandığı bulamadı, oy kullanamadı.

Değişir dediler ama aradan geçen 3 yıl içinde bu zat genel başkan olamadı. Genel müdür olarak kaldı. Geçmişinde SSK'yı nasıl batırdıysa, CHP'yi de aşağı çekmeye başladı.

Biz, doğrusu böyle bir genel başkandan siyasette memnunuz. Türkiye'de muhalefet boşluğunu talihsizlik olarak görüyoruz. Bu muhalefet boşluğu kitleleri sokağa dökmüştür.

İsyancılar yürürken, TOMA'nın önünde yere diz çöken milletvekilleri bu ülkeye hizmet etmiyorlar. O yaptıkları kamu düzenini bozmaktır.

Kamu düzenini bozmaya kimsenin hakkı yoktur.

Hani CHP Türkiye'nin en köklü partisiydi?

Hani CHP, Türkiye'nin en köklü partisiydi? Atatürk'ün partisiydi? Öcalan'ın posterinin yanında Atatürk'ün posteri vardı? Niye temizlemediniz orayı? Kim temizledi orayı, polis temizledi.

CHP Genel Başkanı, polis emirlere itaat etmesin diye çağrı yapıyor. CHP Genel Başkanı gibi değil, terör örgütü militanı gibi davranıyor.

Polis, emre itaat etmeyecek de ne yapacak? O vandallar gelip seni mi Başbakan yapacak? O kadar mı acizsin? Sandıktan umudunu o kadar mı kestin?

Hakkari'de nasıl Türk bayrağı sallayamadılarsa, Ankara'da Türk bayrağı yakılmasına ses çıkaramadılar.

Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına göre, Reyhanlı saldırısı da demokratik eylemdir.

CHP aylardır çözüm sürecine karşı çıkıyor. Bizi bölücülükle suçladılar. Sonuçta bölücü paçavraları savunur hale geldiler.

Bu süreç AK Parti Genel Merkezindeki odama yapılan saldırının devamıdır.

Bu oyun, bozulmuştur. Bu tuzak altüst olmuştur.

Biz, "öl de ölelim, vur de vuralım" demeyeceğiz. Biz, bu milletin değerleriyle hareket eden iktidarın lideriyiz. Bizim farkımız bu.

Bu süreçten dersler çıkaracağız

Hamdolsun, millet iktidarına en güçlü şekilde sahip çıkmıştır.

Biz, Türkiye adına bu süreçten dersler çıkaracağız. Unutmayın, her olanda hayır vardır. Birliğimiz, beraberliğimiz bizim bu süreçten salimen çıkmamızı sağlayan en büyük değerlerimiz oldu.

Millet olarak, 76 milyon olarak birbirimize daha da kenetleneceğiz. Tüm inanç grupları, birbirimizi anlayarak demokrasi ve özgürlükleri çok daha ileriye taşıyacağız.

Bu süreçte, mezhebi ne olursa olsun, bazı bu konuda tahrikler yapanlar var. Ben, bütün bu mezhebi farklılıkları olan kardeşlerime sesleniyorum: Lütfen bu oyuna gelmeyin, hassas olun. Bu milli birliğimizi dinamitlemek için atılmış bir adımdır.

Terör meselesi çözülürken, başka meselelerin üretilmesine izin vermeyeceğiz.

Sorumlu davrananlara teşekkür ediyorum

İnşallah yaşadığımız şerhler de hayra dönecek. Bu süreçte sağduyusunu koruyan bütün vatandaşlarıma tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

Hele hele, Sincan ve Kazlıçeşme'de milli iradeye saygı gösteren vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum.

Sorumlu davranan medyamıza teşekkür ediyorum.

Türkiye'nin bu süreçten güçlenerek çıktığını tekrar tekrar ifade ediyor, geleceğe de çok güçlü adımlarla yürüyeceğini ifade ediyorum.

Birileri demokrasiye kast ederken, biz demokrasimiz, ekonomimiz adına yine çok önemli çalışmalar yaptık.

2023'te sadece 10 yıl kaldı. 2023 için belirlediğimiz hedeflere emin adımlarla ilerliyoruz.

10. kalkınma planı döneminde yıllık ortalama yüzde 5,5 büyüme hedefliyoruz.

11 yıl önce