|

Bu bir veda değil

Başbakan Erdoğan, günlerdir merakla beklenen tarihi konuşmasını Ankara Arena'da toplanan 30 bin kişi önünde gerçekleştirdi. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen 200 misafirin de katıldığı AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'nde 'Hedef 2071' mesajı veren Erdoğan, 'Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 hedefinin dışında bir hedefimiz daha var: O da bu kuruluşun 1000. yılı olacak 2071' dedi Yaklaşık 2 buçuk saat süren ve sık sık duygusal anların yaşandığı konuşmasında Erdoğan, partinin başında 3 yıl daha kalacağını hatırlattı, dava arkadaşlarından helallik diledi. 'Allah ömür verirse, farklı görevler, unvanlar altında yine bir, beraber olacağız. Milletimizin hizmetinde olacağız' diyen Erdoğan, 'yeniden kucaklaşmak dileğiyle' veda ederken katılımcılar tarafından ayakta alkışlandı

Kazım Canlan
00:00 - 1/10/2012 Pazartesi
Güncelleme: 00:31 - 1/10/2012 Pazartesi
Yeni Şafak
Bu bir veda değil
Bu bir veda değil

AK Parti'nin Ankara Arena Spor Salonu'nda gerçekleştirdiği 4. Olağan Büyük Kongresi, 10 bini içeride, 20 bini dışarıda 30 bin kişilik rekor katılımla yapıldı. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek anların yaşandığı kongrede konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti tüzüğü gereği son kez genel başkanlığa aday olduğunu belirterek, partililerden helallik istedi.

Şiir ve türkülerle süslenmiş programda duygusal anlar yaşanırken, 'Yetki verilirse 3 yıl daha partimin başındayım. Ardından partimin vereceği sorumlulukları yüklenerek, o alanlarda görev ifa edeceğim' diyen Erdoğan'ı katılımcılar ayakta alkışladı. Farklı unvanlar altında olsa da milletle hep bir ve beraber olacağını vurgulayan Erdoğan, 2023 hedefine 2071 perspektifini de eklediği konuşmasında, Türkiye ve dünya kamuoyuna özetle şu mesajları verdi:

PARTİMİN HİZMETİNDEYİM

Son kez genel başkanlığa adayım. Allah ömür verirse 3 yıl daha partimin başındayım. Ardından partimin vereceği sorumlulukları yüklenerek, o alanlarda görev ifa edeceğim. Allah ömür verirse, bu can bu bedende olursa inşallah farklı görevler, unvanlar altında yine bir, beraber olacağız. Milletimizin hizmetinde olacağız. Partim bana 'Ağrı'ya git' dedi, Ağrı'ya gideceğim, 'Edirne'ye git' dedi Edirne'ye gideceğim, 'Hatay'a git' dedi Hatay'a gideceğim. Şurada konferans, burada konferans. Ne derse yine onu yapacağım. Çünkü biz bu terbiyeyi böyle aldık. Ben hepinizden razıyım, hepinize hakkımı helal ediyorum. Gönlünü kırdığım, zülfü yaresine dokunduğum kardeşlerim varsa haklarını lütfen bana helal etsinler. Bir kez daha bana sizler gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamd ediyorum.

NİFAK SOKAMAZLAR

Bu bir veda değil, bu bir estir, bir duraktır, bitmeyen şarkının notaları arasında bir moladır. Bu yorgunluğun molası değil, bir dinlenme değil, bir ilkenin, bir sözün bir vaadin yerine getirilmesidir. Partim bana, üç dönemi dolduran arkadaşlarıma hangi görevi verirse bir dava şuuru içinde onu yerine getireceğiz. Bu dava içinde, bu davayı omuzlayacak, binbir başlı kartalı omuzlanıp götürecek çok sayıda arkadaşlarımız var. Hiç endişeniz olmasın, bu dava yerde kalmaz. Her birimiz aramıza sızmaya, aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize hasım gibi, rakip gibi göstermeye çalışan karanlık çevrelere karşı çok ama çok dikkatli olacağız.

MİLLETİN DE BİR HESABI VAR

Biz manşetlere karşı şerbetliyiz. Biz manşetlerle çarpışarak, vuruşarak bugünlere geldik. 'Muhtar bile olamaz' dediler. Onların nasıl bir hesabı varsa, milletin de Allah'ın da bir hesabı vardır. Sonuçta galip gelen millet oldu, Allah'ın hesabı tuttu. Allah'ın takdiri neyse o olur. Ailem, eşim, çocuklarım beni affetsinler. En önce onlardan helallik diliyorum. Dava uğruna onları ihmal ettiğim dönemler oldu.

HEDEF 2071

26 Ağustos 1071'de Sultan Alparslan, Malazgirt Ovası'nda ordusuna şöyle seslenmişti: 'Ey kumandanlarım, ey askerlerim, bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettiği şu saatlerde kendimi düşman üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım ya şehit olur cennete giderim askerlerim. İşte atımın kuyruğunu bağladım. Bir nefer gibi savaşa gireceğim. Üzerimde sultanlığa dair hiçbir alamet yoktur. Şehit olursam üzerimdeki şu beyaz elbise kefenim olsun kardeşlerim. Benimle birlikte savaşmakta ya da benden ayrılmakta serbestsiniz. Ya Rabbim sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin için harbe gidiyorum. Allah'tan başka sultan yoktur. Emir ve kader onun elindedir.'

BU ÇINARIN GÖLGESİNDE AYRIMCILIK YOK

İşte bu inanmışlıkla ve bu tevazuyla savaşa giren Sultan Alparslan yüzlerce yıl sürecek bir medeniyetin, bir sevgi medeniyetinin de kapılarını araladı. O sevgi medeniyeti Osman Gazi'nin ellerinde bir filize, o filiz bir fidana, o fidan göklere dal, budak salan toprağın, denizlerin, yüzünü kaplayan Kafkas Dağlarından Alpleri, Fırat, Dicle'den coşkun Tuna'yı kavrayan büyük bir çınara dönüştü. Bu büyük çınarın, Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Devleti hep bu çınarın gölgesinde kan dökmeden, sevgiyle, barışla hep geleceğe yürüdüler. Bu çınarın gölgesinde ayrımcılık yoktur, zulüm yoktur, baskı yoktur, ötekileştirme yoktur. Bu görkemli çınarın gölgesinde Süleymaniye vardır, Selimiye vardır. Biz AK Parti olarak bu büyük çınarın kollarından biriyiz. Bizim yolumuz Sultan Alparslan'ın, Melik Şah'ın, Kılıçarslan'ın yoludur. Bizim yolumuz Osmangazi'nin, Fatih Sultan Mehmet'in, Sultan Süleyman'ın, Yavuz Sultan Selim'in yoludur. Bizim yolumuz Gazi Mustafa Kemal'in, merhum Adnan Menderes'in, merhum Turgut Özal'ın, merhum Necmettin Erbakan'ın yoludur. Yani bizim yolumuz, sevginin, kardeşliğin, tevazunun, kucaklamanın, birleştirmenin yoludur. Büyük millet, büyük güç, hedef 2023 demiştik. 2023 hedefinden sonra inşallah, Cumhuriyetimizin 100. yılının dışında bir hedefimiz daha var. O da bu kuruluşun 1000. yılı olacak, hedef 2071 gençler. Rabbim lütfederse bizler 2023'ü, inşallah sizler de 2071'i inşa edeceksiniz.

99 bile olsak 1'in hakkını koruruz

Sinop'tan Mersin'e, Van'dan İzmir'e, Bakü, Lefkoşa, Saraybosna, Üsküp, Gümülcine, Süleymaniye, Kabil, İslamabad, Darüsselam, Mogadişu, Kahire, Gazze ve Ramallah'a selam olsun. AK Parti sadece oy verenlerin iktidarı değildir. Her türlü yaşam tarzı teminatımız altında. Her türlü ayrımcılığı reddeden, 75 milyon insanımızın tamamını kucaklayan bir anlayışla yola çıktık. Türkiye'nin ortak paydasının bütün kimlikleri taşıyacak kadar güçlü olduğuna inanıyorduk.

Bu amaçla hiçbir komplekse kapılmadan demokrasi ve özgürlükler yolunda atılması gereken ne kadar adım varsa hepsini birer birer attık.

HİÇ KİMSENİN HAYAT TARZINA MÜDAHALE YOK

Yüzde 99'la bile iktidar olsak, yüzde 1'in hakkını, hukukunu, tercihlerini korumak, bizim boynumuzun borcu olarak kalacaktır. 10 yıl boyunca hiç kimsenin hayat tarzına karışmadık, hiçbir baskının arkasında, yanında, tarafında olmadık. Tam tersine, herkesin hayat tarzına her zaman saygı duyduk, her zaman garanti altına aldık. Biz imtiyazlara dokunurken, imtiyazlarla en güçlü şekilde mücadele ederken, seçme özgürlüğünü olabildiğince genişleten bir parti olduk.

Kürt kardeşlerim sesini yükseltsin

Terör örgütünün ve uzantısının etkisi altında kalmadan her bir Kürt kardeşimin bir an olsun vicdanıyla başbaşa kalıp düşünmesini istiyorum, Cumhuriyet tarihi boyunca kim, hangi hükümet bu kadar cesur adımlar atmıştır? Cumhuriyet tarihi boyunca kim hangi hükümet bu kadar samimi adımlar atmıştır? Benim Kürt kardeşimin başka ülkelerin, başka rejimlerin, Türkiye düşmanı çevrelerin taşeronu haline gelmiş bu eli kanlı terör örgütü ile hiçbir ortak yanı yoktur. Şimdi artık Kürt kardeşlerimin bizlere karşı bir adım atmasını bekliyoruz. Kürt kardeşlerimin 'Yeter artık' diyerek teröre karşı cesaretle seslerini yükseltmelerini bekliyoruz. Kardeşliği, Kürt kardeşlerimizle birlikte yüceltmek istiyoruz.

İNADINA KARDEŞLİK VE DEMOKRASİ

Biz hepimiz aynı kıbleye dönüyoruz. Biz hepimiz aynı çatının altındaki, aynı sofranın etrafındaki, bir elin parmaklarıyız, bir ailenin fertleriyiz, biz kardeşiz. Terör örgütünün 30 yıldır uyguladığı şiddet Türkiye'ye zarardan başka hiçbir şey getirmedi. Kürt kardeşlerimin oylarını alarak Meclis'e gelen siyasetçiler, öfkenin, şiddetin, ayrımcılığın dilinden başka dil kullanmadı. Ben bugün bir kez daha kardeşliğin diliyle konuşuyorum. Gelin bu sorunları birlikte çözelim. Gelin bu sorunları şiddete teslim olarak değil, siyasetle çözelim. Gelin bu sorunları teröristlerle kucaklaşmak suretiyle çözeceğini zannedenlerle beraber değil, sizinle kucaklaşanlarla beraber çözelim. Onun için bugün hiç usanmadan, bıkmadan, yorulmadan tekrar ediyorum. 'İnadına demokrasi' diyorum, 'inadına barış' diyorum, 'inadına kucaklaşma' diyorum, 'inadına kardeşlik' diyorum.

Terör örgütü muhalefeti parmağında oynatıyor

Türkiye'de maalesef terörün bir piyasası oluşmuştur. Terör sadece dışarıdan değil, içerideki çevrelerden de destek alıyor. Terör bittiğinde siyaseti ve rantı bitecek olanlar terörle mücadelede asla yanımızda olmadılar. İktidar hayali kuran partiler, seçim meydanlarında fikirleri, projeleriyle hükümeti yıpratmak yerine terör üzerinden hükümeti yıpratmak gibi insanlık dışı, vicdan dışı yollara tevessül ettiler. Bu ülkenin ana muhalefet partisi terör örgütünün servis ettiği belgelerle, terör örgütünün diliyle konuşabiliyor. Bölücü terör örgütünü Sosyalist Enternasyonal'de Filistinli direnişçilerle bir görecek kadar bir zilletin içerisinde bunlar. Bir yanda şehitleri istismar eden bir parti, bir yanda terör örgütünün kuklası olmuş bir parti, bir yanda terör örgütünün parmağında oynattığı bir ana muhalefet partisi var.

Darağacını gösterdiler

1940'lı yıllar boyunca Türkiye'de milletin değerlerine ve kutsallarına karşı aleni bir savaş yürütüldü. Bu ülkede camilerin kapılarına kilit vuruldu. Camiler, ahıra, depoya, müzeye çevrildi. Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek de öğretmek de okumak da yasaklandı. Ezan aslına mugayir bir şekle çevrildi. Kim? Bu CHP zihniyeti tarafından... İnsanların her türlü özgürlüklerine kısıtlama getirildi. Merhum Adnan Menderes'in tersine çevirdiği bu süreç, 1960 müdahalesi ile maalesef rejimin hücrelerine, rejimin genlerine kadar işledi. 1960'ta askeri müdahaleyi yapanlar, merhum Menderes'i idam edenler, adeta sonraki başbakanlara şu mesajı verdiler; 'Eğer devlet ile millet arasındaki mesafeyi kapatırsanız, sonunun işte böyle olur'. Kardeşlerim şu andaki CHP var ya, o bile aynen şunu söyledi. 'Siz de yoksa akıbetinizin Menderes gibi olmasını mı istiyorsunuz?

Kapalı zarftaki YOL HARiTASI

AK Parti 4. Olağan Genel Kurulu'nda 2023 vizyonu çerçevesinde atılacak adımlar belirlendi. Yeni Anayasa'dan seçim kanununa, yargıdan temel hak ve özgürlüklere güvenlikten eğitime kadar pek çok alanda yeni yol haritasını belirleyen AK Parti bu adımlarını yasal güvence altına alınmasını sağlayacak. Darbe ve darbelere zemin hazırlayan şartları ortadan kaldırılması, harp okulları eğitim-öğretim müfredatının yeniden düzenlenmesi AK Parti'nin atacağı adımlar arasında yer alıyor. Kürtçenin kamuda kullanımı için tercümanlık müessesinin getirilmesinin yanında mahkemelerde ana dilde savunma yapılmasının da önü açılacak. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından basın mensuplarına 'AK Parti' antetli kapalı zarf içinde 63 maddeden oluşan 'yeni dönemin yol haritası' olarak nitelendirilebilecek düzenlemelerin listesi dağıtıldı.

Mazlumun sorunu boynumuzun borcu

Bir dine, bir dinin mensuplarına, bir dinin kutsal değerlerine hakaret etmek, aşağılamak, asla ve asla düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınamaz. İslamafobiya bir insanlık suçudur, nefret suçudur. Hele hele sevgililer sevgilisi Peygamberimize hakaret etme cüretini gösteren, alçakça saldırıda bulunan bir zihniyete katlanmak asla bir özgürlüğe tahammül anlayışıyla tanımlanamaz. Müslümanlara, Müslümanların değerlerine yönelik alçakça saldırıları şiddetle kınıyoruz. Antisemitizmi insanlık suçu olarak değerlendiren Batı'nın, İslamafobiya karşısında sessiz kalmasını kabul edemeyiz.

4 kıtadaki 35 ülkede Türk şehitlikleri var. Ecdadın at sırtında ulaştığı en uzak coğrafyalara ulaşmak boynumuz borcudur. Filistin konusunda İsrail'e taviz verilemez Karabağ ve Somali gibi sorunlarla yakından ilgilenmeye devam edeceğiz. Ecdadımız oralara ne için gittiyse aynı görevi ifa etmek için o yoldayız, onun için oralardayız. 4 kıtada şehitliği olan bir millete 'sizin Afganistan'da, sizin Somali'de ne işiniz var' demeye, böyle bir şeyi sormaya kimsenin hakkı olamaz ve o ecdada saygısızlık olur.

Neşet Usta'yı unutmadı

'Büyük Millet, Büyük Güç, Hedef 2023' temasıyla yapılan AK Parti 4. Olağan Genel Kurulu öncesi Ankara Spor Salonu çevresini onbinlerce insan doldurdu. 15 bin kişinin salonda izlediği kongreyi bini aşkın gazeteci takip etti.

  • Geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden Türk Halk Müziği'nin usta sesi Neşat Ertaş, sevilen türküsü 'Yalan Dünya' ile salonda anıldı. Sinevizyonda Ertaş'ın görüntüleri yer aldı.
  • HAS Parti'yi feshederek AK Parti'ye geçen Numan Kurtulmuş, salona eşiyle birlikte geldi. Kongreye gelen bakanlar, eşleriyle yanyana oturdu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na eşi Sare Davutoğlu eşlik ederken, Ali Babacan'a eşi Zeynep Babacan eşlik etti.
  • AK Parti Divan Başkanlığı'na eski Meclis Başkanı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin seçildi.
  • Başbakan Erdoğan konuşmasında Aşık Veysel Şatıroğlu'nun 'Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece' türküsünün sözlerini okudu. Ardından da Aşık Veysel'in kendi sesinden türkü çalındı. Salonda bulunanlar birkez daha gözyaşlarına hakim olamadı.
  • İlk defa bir siyasi parti kongresi full HD canlı yayınla aktarıldı.
    Karakoç'un şiiri ağlattı

    Konuşmasında sık sık şiirler okuyan Başbakan Erdoğan, izleyenleri duygulandırdı. Türkiye'nin Necip Fazıl'ın, Nazım Hikmet'in, Mehmet Akif Ersoy'un dizelerinin aktığı çeşmeden beslendiğini ifade eden Erdoğan, Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' şiirini okuduğunda salonda bulunanlar gözyaşlarına boğuldu.

    Anayasa masasından kaçan biz olmayacağız

    Hangi parti bizimle burada bu işi halletmeye varsa biz onlarla da olsa yeni bir anayasayı oturur, konuşur, azami müşterekleri belirlemek suretiyle gerçekleştiririz ama asla masadan kaçan, çekilen olmayacağız. Sonuna kadar tahammülle bu yolculuğumuzu devam ettireceğiz. Çünkü milletin iradesini en üst düzeyde yansıtacak yepyeni bir anayasaya şiddetle ihtiyacımız var. Kararlılığımız tam, kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, özgürlükleri esas alan, çeşitliliğe izin veren, çoğulcu, yeni bir anayasa hazırlanması konusunda mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kim ne derse desin, biz barışı solumaya, eli kana bulaşmamış herkese el uzatmaya, gönlümüzü tüm dostlarımıza açmaya devam edeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun halkın kendi iradesiyle ve çoğulcu siyaset yönünde gerçekleşen değişimlere bugüne kadar destek verdik, destek vermeye devam edeceğiz.

    AK Parti'nin 2023 vizyonunda hayata geçirmeyi planladığı düzenlemelerden bazıları şunlar:

  • Parti kapatmaları tamamen kaldırılacak
  • Yüksek Seçim Kurulu yeniden yapılandırılacak
  • Başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanı meseleleri tüm boyutlarıyla tartışılacak
  • Şartlar ne olursa olsun Yeni Anayasa hazırlanacak
  • Nefret suçu ile ilgili düzenlemeler yapılacak
  • İhtisas mahkemelerinin sayı ve çeşidi artırılacak
  • Yargıda etkinliği ve şeffaflığı sağlamak için sesli ve görüntülü bilişim sistemi hayata geçirilecek
  • Anadilde savunma sorun olmaktan çıkarılacak
  • Kamu hizmetlerine anadilde erişim imkanı sağlanacak
  • Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılacak
  • Darbelerin dayanağı olan mevzuat ayıklanacak
  • Askeri okullardaki müfredat yenilenecek
  • Kamu hizmetlerinde Kürtçe tercüman bulunacak
  • Kamu hizmetlerinden yararlanmada her türlü dini etnik ayrımcılığa son verilecek
  • İsteyen her lise mezununa üniversite imkanı
  • YÖK koordinasyon kuruluna dönüştürülecek
  • Yuva yıkan değil yuva yapan bir kentsel dönüşüm
  • AB hedefinden şaşılmayacak
  • Etkin ve aktif dış politikaya devam edilecek
  • Savunmada dışa bağımlılığı asgariye indirilmiş bir Türkiye
    AB'yi hiç konuşmadı vizyonsuzlar mesajı alsın

    AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Başbakan Erdoğan'ın kongre konuşmasında AB sürecine ilişkin özel bir vurgu yapmamasının Avrupa'ya bir mesaj olduğunu söyledi. Bağış, şunları söyledi: 'Başbakanımız anayasa kararlılığımızı vurgulamıştır. Bize durmak yok reforma devam mesajını vermiştir. Bu kararlılığımızın AB uyum sürecine olumlu yansıyacağı aşikardır. Ama siyasi düzeyde hala engellemelerle karşı karşıya olduğumuz da açıktır. O yüzden Başbakanımızın özel olarak AB sürecine vurgu yapmamasını Avrupa'nın vizyonsuz siyasetçileri iyi okumalıdır, mesajı almalıdır. Eğer Türk kamuoyunun AB'ye ilgisi azalıyorsa bu, Avrupa'nın çifte standartlı politika- larının bir sonucudur. Ama biz yine de yolumuza kararlılıkla devam edecek, AB standartlarını hızla yakalamanın mücadelesini vereceğiz.'


  • 12 yıl önce