|

Bu ihanetin hesabı mutlaka sorulacak

Başbakan Erdoğan, 'Biz, 'hesaplaşma değil, helalleşme yapalım' dedik ancak olmadı. 30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Bunların hesabı sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti devletine saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlaka sorulacaktır' dedi

Aa
00:00 - 19/04/2014 Cumartesi
Güncelleme: 00:23 - 19/04/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Bu ihanetin hesabı mutlaka sorulacak
Bu ihanetin hesabı mutlaka sorulacak

AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanların Toplantısı'nda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, mahalli seçimler öncesinde yapılanların unutulacak şeyler olmadığını ve bunun hesabının sorulacağını söyledi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

En zorlu seçimlerden birini geride bıraktık. 91 yıllık Cumhuriyet tarihinde bu kadar çetin, zorlu, meşakkatli bir seçim yaşanmadı. AK Parti'nin zaferle çıkacağını anlayan çevreler ittifak yaparak engellemeye çalıştılar. Bu işi iftira kampanyaları ile yürütmek bunların en önemli meziyeti oldu. Seçime girerken 30 Mart'ın neticesini görür gibiydik. TV programlarında hep söyledik. 45-50 bandında bir yere otururuz dedik. 45,5 buçukla seçimi neticelendirmiş olduk.

NAMERTÇE SALDIRDILAR

Gözleri dönmüş bir şekilde saldırı başlattılar. AK Parti'yi yüzde 30'un altına nasıl düşürürüz diye. Her yönden taarruz ettiler. Sınır, ilke tanımadılar, insani, ahlaki değerleri, onur haysiyeti şerefi kaale almadılar. Namert olan rakibiyle yüzleşecek, er meydanında rakibinin karşısına çıkacak cesarete sahip değildir. O, sinsice vurmaya, özellikle de arkadan hançerlemeye çalışır. Harp hiledir ama hile namertlik değildir, stratejidir, çevikliktir, akıldır, zekadır. İşte biz her yönden böyle namertçe saldırıya maruz kaldık.

BUNLARI UNUTAMAYIZ

30 Mart akşamında da bizden bir balkon konuşması yapmamızı beklediler. Bütün o ahlak dışı saldırıları, namertlikleri, alçaklıkları unutalım, üzerine bir çizgi çekelim istediler. Biz, hesaplaşma değil, helalleşme yapalım dedik ancak olmadı. 30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Devlete, millete, istiklalimize, istikbalimize saldırıldı. Bunu affetmek, üzerini çizmek, 'hadi helalleşelim' demek bizim haddimiz de hakkımız da değildir. Bunların hesabı sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti Devletine saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlaka sorulacaktır.

MİLLET BU YETKİYİ VERDİ

Paralel yapının, Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik saldırılarının hesabı mutlaka sorulacak. Milletimiz de zaten bizden bunu istedi. 30 Mart'ta milletimiz ortaya koyduğumuz planlarımız, projelerimiz, vizyonumuz kadar işte bu Türkiye düşmanlarından hesap sormamız için de bizlere yetki verdi. Millet, 30 Mart öncesinde, feraset ve basiretiyle oynanan oyunların tamamını gördü.

ÖNCE HADDİNİ BİLSİN

İşte buyrun, Adana'da bakın bir nöbetçi mahkeme ayarlanıyor, verilen karara bakın. Tutuksuz yargılanmak üzere emniyet mensupları serbest bırakılıyor. Eleştiri aldıktan sonra da kalkıyor, bizleri de kastederek yaptığı açıklamaya bakın. 'Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz yargı mensubu kararlarıyla konuşur.' Bunların önce haddini bilmesi lazım. Yani bir taraftan kalkacaksın 'yasama yürütme yargı erklerin eşitliği' diyeceksin, ondan sonra kendini yasamanın yürütmenin tamamen üstünde, 'varsa yoksa benim' diyeceksin.

YÜRÜTMENİN BÖYLE BEDELİ VAR

Ama yasama mensupları öyle değil, yürütme mensupları öyle değil. Onlara gelen vuruyor giden vuruyor. Yürütmenin, böyle bir bedeli var. Bizim böyle bir endişemiz yok. Adil olanları kastetmiyorum. Onlara saygımız büyüktür. Fakat bir yerlerden aldıkları talimatla karar verenleri kastediyorum ki bunlar paralel yapıdır. Millet bu oyunlar, bu tuzaklar karşısında dik bir duruş bekliyordu. AK Parti işte o dik duruşu sergiledi.

Malezya bize geldi

'Ne diyordu bu CHP genel müdürü, MHP Genel Başkanı, 'Başbakan kaçacak. Başbakan Malezya'ya gidecek, Sudan'a gidecek.' Ne oldu? Dün akşam, Malezya Başbakanı buradaydı, beraber yemek yedik' diyen Erdoğan, 'Bunlar istikameti şaşırmışlar. Bunların inanın siyasetten nasibi yok. Bunlar ne yapacaklarının farkında değil. Şu anda bu ülkeden kaçması gereken en azından oturdukları o koltukları terk etmesi beklenen CHP'nin ve MHP'nin genel başkanlarıdır' dedi.

Dar bölge sistemi gündemde

Cuma namazını Beştepe Hisarcıklıoğlu Camii'nde kılan Erdoğan, 'dar bölge' seçim sistemine ilişkin bir soru üzerine, muhalefetin seçim barajı düşüncesine karşı kendilerinin öne sürdüğü 2 önemli tekliflerinden bir tanesi olduğunu söyledi. Bu tekliflerden birisinin 'daraltılmış bölge' sistemi olduğunu, bu sistemde seçimin yüzde 5 olarak belirtildiğini, diğer tekliflerinin ise barajın tamamen kaldırılarak 550 bölge ve bu bölgelerin her birinden birer milletvekili çıkarılması teklifi olduğunu hatırlatan Başbakan, 'Dar bölge, şu anda gündemimizde. Simülasyonlar, vesaireler bittikten sonra 'dar bölge' sistemini Meclis'e getirebiliriz' dedi.

Bu arada, dar bölge sisteminin 7 Haziran 2015'teki genel seçimlerde uygulanabilmesi için bir yıl önceden yani 6 Haziran 2014'e kadar yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. 1987 ve 1991 genel seçimlerinde daraltılmış bölge seçim sisteminin uygulandığını hatırlatan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş de seçim sistemi üzerindeki çalışmanın sürdüğünü dile getirdi.

İhanete CHP'yi de ortak ettiler

'Muhalefetin, paralel yapı karşısında dik bir duruş sergileyemediğini' söyleyen Erdoğan, 'Onlar paralel yapıyla beraber hareket ettiler. Hiç kusura bakmasınlar, o yapılanların üzeri örtülemez. CHP genel müdürünün, Türkiye düşmanı o hain örgütle yaptığı işbirliği ve ittifakı inanın biz unutsak da millet unutmaz. Ankara caddelerinde yaptığı bozkurt işareti hafızalardan silinmez' dedi. 'CHP genel müdürü, o malum örgütün medyasına çıkıp Dışişlerindeki gizli görüşmeyi daha yayınlamadan nasıl ima ettiğini de hiç kimse unutmaz' diyen Başbakan Erdoğan, 'Bu büyük ihanet girişimine belli ki CHP genel müdürünü ortak ettiler' diye konuştu.

Gül ile ayrıca konuşacağız

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen hepsinin sancılı olduğuna değinen Erdoğan, 'Türkiye'ye hiçbir bedel ödetmeden, hiçbir belirsizlik ve kaos ihtimaline mahal vermeden Cumhurbaşkanı'nı seçecek istikrar ve huzur ortamını daha da pekiştireceğiz. İnşallah geçmişin acı hatıralarını, bütün bunları unutturacak demokrasi şölenine çevirecek bir şekilde bunu da sona erdireceğiz' dedi. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda parti olarak henüz bir karara varmadıklarını istişarelerini yoğun bir şekilde sürdürdüklerini anlattı. Erdoğan, ilk istişareyi 30 Mart'ta milletle yaptıklarını belirterek, 'İlgili her kesimin görüşlerini alacağız, tavsiyelerini dinleyeceğiz' dedi. Erdoğan, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamalarını sorması üzerine de 'Sayın Cumhurbaşkanımızdan dinlemeden bir şey söyleyemem' dedi. Bu arada, toplantıda cumhurbaşkanı adaylığı ve 3. dönem şartı ile ilgili mini bir de temayül yapıldı. Teşkilat temayülde Köşk için Başbakan Erdoğan'ı güçlü bir şekilde işaret etti. Partililer 3 dönem şartının da kaldırılmamasından yana görüş bildirildi.

Kılıçdaroğlu'na 200 bin liralık dava

Başbakan Erdoğan, 'kendisi ve ailesi hakkında şantaj çetesi tarafından üretilen sahte kasetleri esas alarak iftirada bulunduğu' gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ikinci defa 200 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Dilekçe'de, şantaj ve tehdit çetesinin montaj kasetler üzettiği, davalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da CHP'nin 25 Şubat 2014'teki grup toplantısında, bu sahte kaseti kürsüden dinleterek, birçok mitinginde de kasetlerden bölümler aktararak, Erdoğan ve ailesinin kişilik haklarını ihlal ettiği vurgulandı. Dilekçede, bu nedenlerle 200 bin lira manevi tazminat talep edildi.


10 yıl önce