|

Bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansız!

Başbakan Erdoğan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert bir dille eleştirdi. İki lideri süreci baltalamakla suçlayan Erdoğan, Sinop'ta BDP'li vekillere saldırılmasını da tepki gösterdi. Başbakan, 'Bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir, saygı duymak zorundasın.' dedi.

yenisafak.com.tr / POLİTİKA
00:00 - 19/02/2013 الثلاثاء
Güncelleme: 12:07 - 19/02/2013 الثلاثاء
Yeni Şafak
Bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansız!
Bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansız!

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, milliyetçilikten dem vurduğunu ifade ederek, 'Kime yutturacaksın bu milliyetçiliği. Kafatası milliyetçiliğiyle milliyetçilik olmaz. Sayın Bahçeli, sen de öyle yapıyorsun, karşındaki BDP de öyle yapıyor. Biriniz, bir diğerinden besleniyorsunuz' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 'Biz Kürt milliyetçiliğini de Laz milliyetçiliğini de Türk milliyetçiliğini de Arap milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz. Çünkü değerler silsilesi içinde, böyle ırki, kabileye dayanan milliyetçilik yoktur, bu şeytandandır' dedi.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yurt dışında tek yaptığının, kendi ülkesinden şikayet etmek ve gidip başka ülkelerde ağlamaktan ibaret olduğunu kaydetti. Erdoğan, şunları kaydetti:

'CHP Genel Başkanı, gazeteci adı altındaki polis katilleri üzerinden Türkiye'yi dünyaya şikayet ederken, biz de onun terörle arasındaki muhabbeti anlatmaya devam edeceğiz. İngiltere'de İngiliz İşçi Partisi'nin düzenlediği yemekte konuşuyor. Orada da utanmadan, sıkılmadan gazeteci kılığı altındaki polis katillerinden dolayı Türkiye'yi şikayet ediyor. Demokrasinin beşiği olarak nitelendirilen İngiltere'de 2012'de bir operasyon kapsamında 50 gazeteci tutuklandı. CHP Genel Başkanı, İngiltere'ye varmadan bu operasyon kapsamında 6 gazeteci daha gözaltına alındı. Siz İngiltere muhalefet partilerinin dünyayı dolaşıp 'İngiltere'de gazeteciler tutuklu' dediğini hiç duydunuz mu? Ben hiç duymadım. İngiliz muhalefetinin İngiltere'de basın özgürlüğü yok diye, sağda solda hüngür hüngür ağladığını hiç duydunuz mu? Türkiye'yi tüm dünyaya gazetecileri tutuklayan örgüt diye lanse edenlerin, İngiltere'yi kara listeye aldıklarına şahit oldunuz mu? CHP Genel Başkanı'nın yaptığı çok büyük bir sorumsuzluk, açık açık polis katillerinin sırtını sıvazlamaktır. Bu nasıl bir siyasi parti Allah aşkına?

Bu nasıl bir koalisyondur

Bölücü terör örgütünün misafiri olan teröristlere, 'çiçek çocuk' muamelesi yapan bu partinin içinde bu hal nedir? Irkçılık, kafatasçılık yapan bu partinin içinde, polis katillerini gazeteci diye savunan, kanlı terör örgütlerinin mensuplarını avukat diye savunan bu partinin içinde bu hal nedir? Başörtüsü düşmanları, maneviyat düşmanları hep bu partinin içinde toplanmıştır. Demokrasi düşmanları, darbe tertipçileri bu partinin içinde toplanmışlardır. Hale bak ya. Hayvanların önüne makarna atıp 'köylü saman bulamıyor' diye provokasyon yapan, yalancılar, iftiracılar bunlar. Bu nasıl bir koalisyondur, birlikteliktir? Allah CHP seçmenine sabır versin, metanet versin.'

Tahammülü olan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'yi dinlesin

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, utanmadan sıkılmadan kendilerini, 'İmralı ile işbirliği tutan bir parti' olarak göstermenin gayreti içinde olduğunu kaydeden Erdoğan, 'Onu sana sormalı, sen çok iyi bilirsin. Kenya'dan getirip sizin iktidarınıza bunu teslim edenlerin kim olduğu belli. Biz çözüm süreciyle farklı bir yol arayışı içindeyiz. Biz, müzakereyi bu parlamento çatısı altında olanlarla yaparız, mücadeleyi de bölücü terör örgütüyle yaparız. Bu silahlar gömülecek, siyaset, fikirler konuşacak. ikinci bir ülkeye mi giderler, üçüncü bir ülkeye mi giderler.. Neyi tercih ederlerse, biz bu konuda da her türlü güvenliği sınırda veririz, geçmişteki yanlışları yaşamaz ve yaşatmayız' diye konuştu.

Başta MHP olmak üzere bir takım odakların yeni süreci provoke etmek amacıyla yalana ve iftiraya dayalı kampanyalar başlattıklarını belirten Erdoğan, 'MHP Genel Başkanı ve arkadaşları, her gün zehir zemberek açıklamalar yaparak kontrollerini, dengelerini, şuurlarını kaybetmiş şekilde ortalığa şüphe ve tedirginlik saçmak istiyorlar. MHP; memleketin en temel meselesinde bu şekilde ruhsuz, hamasi, boş konuşmalar yaparak kan akıtmayı teşvik etmekten başka hiçbir rol üstlenmiyor. Eğer tahammülü olan varsa MHP'nin de CHP'nin de genel başkanlarını dinlesin. Terör meselesi konusunda tek bir cümle kuramadıklarını göreceksiniz' ifadelerini kullandı.

Sinop BDP'lilere saygı duymak zorunda

Milletvekillerinin de yer aldığı bir heyetin Karadeniz illerine yönelik ziyaretine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: 'Dün BDP'li milletvekilleri, niyetleri ne olursa olsun Çorum, oradan Sinop'a geçiyorlar. Sinop'ta ne yazık ki CHP ve MHP'lilerden oluşan gruplar, orada bir provokasyonunun içinde yer alıyor ve şimdide kalkıp yine iyi niyet mesajlarıyla 'bunlara fırsat vermeyin, şöyle yapmayın, böyle yapmayın' diyorlar. Beğenirsin, beğenmezsin, bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir. Orada yapacakları toplantıyı izlemeye de mecbur değilsin. Yapacakları toplantının yasalar içerisinde olduğu sürece saygı duymak zorundasın. Ama bunların ruh kökünde maalesef bu tür organizasyon ve toplantılara saygı yoktur, saygısızlık vardır ve ülkenin huzursuzluğunda ne yazık ki bunların yeri vardır. MHP budur, kafa yapısı budur. Orada bunu engellemek suretiyle siz ülkemize huzur getirmiyorsunuz. Tam aksine huzursuzluğu getiriyorsunuz. Ondan sonra da tabii ne Hakkari'ye gidebilirsin, ne affedersiniz Van'a gidebilirsin. O taraflara hiç gidemezsin. Sadece Ankara'dan konuşursun. Sivas'ın ötesine geç görelim seni. Niye bunu yapamıyorsun? Çünkü bu ülkenin tümünü kucaklamadınız, bu milletin tümünü kucaklamadınız. Irkçılık yaptınız, kavmiyetçilik yaptınız, kabilecilik yaptınız, şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz. Ondan dolayı bu ülkede sıkıntının hep kaynağı oldunuz. İşte AK Parti'nin farkı budur. MHP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. BDP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. CHP'nin ne konuştuğu bile belli değil. O ayrı bir şey zaten. Ama AK Parti ırkçılığın, ayrımcılığın, öfke ve nefretin diliyle değil, milletin diliyle konuşur. Gönül diliyle konuşur, aramızdaki fark bu...'

'MHP Genel Başkanı'nı ciddiye almıyorum'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'MHP Genel Başkanı'nı ciddiye almadığını, bunun ayrı bir şey olduğunu' ifade ederek, şunları söyledi: 'Ama bir yandan çözümde yanaymış gibi görünüp bir yandan da bizim terör örgütüyle masaya oturduğumuzu iddia eden CHP Genel Başkanı'na önce gidip, teröristlerin misafiri olan, terörist evine taziyeye giden milletvekiline kükremesini tavsiye ediyorum. Kendi milletvekili karşısında kuzu kesilenler, bize karşı aslan postuna bürünmesinler. Bizim tek bir gayemiz var; o da terörü bitirmektir, akan kanı durdurmaktır, terör karşısında asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Terörle mücadelede asla rehavet içine girmeyiz. Terör örgütleriyle masaya oturmayız, müzakere yapmayız. Ama kanı durdurmak için, tüm Türkiye'yi rahatlatmak için, bu terör belasını sona erdirmek için de yasal, meşru, milletin değerleriyle örtüşen her adımı cesaretle atarız.'

'Bu nasıl bir kan davasıdır?'

Erdoğan, kendilerinin terörü bitirmek, kanı durdurmak, anneleri rahatlatmak için verdikleri mücadeleyi terörle masaya oturmak, terörle müzakere yapmak olarak sunanların ve böyle lanse edenlerin milletle hiçbir şekilde gönül bağları olmadığını ve olamayacağını söyledi. 'Göremeyenlere, duyamayanlara, görüp duyup da anlamayanlara, anlamak istemeyenlere, özellikle de kalpleri kilitli olanlara ben buradan tekrar söylüyorum; biz terörle masaya oturmayız. Terörle asla ve asla hiçbir şeyi müzakere etmeyiz' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bizim değil, devletin kurumlarının, devletin elinde olan İmralı'daki terörist başıyla konuşması asla masaya oturmak da değildir, müzakere de değildir. Bu çözüm yolunda, çözüm sürecinde bir imkanın değerlendirilmesidir. Bundan kim, niye rahatsız oluyor? Bunu kim, niye masaya oturmak ya da müzakere olarak sunuyor. Bundan nasıl bir çıkar devşirmeye çalışıyorlar? Allah aşkına bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl bir kan sevdasıdır, bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansızlıktır. Bizim terör karşısında taviz verdiğimizi söyleyenlere sesleniyorum; Hangi tavizi verdiğimizi, hangi geri adımı attığımızı açıklamayan müfteridir, namerttir.'

٪d سنوات قبل