|

Bunlar yarım porsiyon aydın

Devletin artık tiyatro sahnesinden çekileceğini söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, "Bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanatı sanat için yaparlar. Tiyatro tartışması değildir. Mesele çok başka. Kendilerine küçük rant alanları oluşturmuş seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir. Rahmetli Cem Karaca zamanında bunlara gerekli cevabı verdi: Bunlar aydın değil, bunlar yarım porsiyon aydın" dedi

Fazlı Şahan
00:00 - 5/05/2012 Cumartesi
Güncelleme: 05:15 - 5/05/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
Bunlar yarım porsiyon aydın
Bunlar yarım porsiyon aydın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş 12 Şubat Stadyumu'ndaki AK Parti İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada tiyatroların özelleştirilmesi, TSK ve eğitim sistemine yönelik eleştirilere cevap verdi:

Yurt içinde ve yurt dışında AK Parti hakkında yorumlar yapılıyor. Ön yargıyla hareket ettiler. Asılsız iddiaları, karalamaya çalışanları gördük ve hepsini alt üst ettik. Her türlü demokrasi dışı müdahaleye göğüs gerdik. AB'ye tam üyelik için en kararlı adımları attık. Tavizsiz şekilde kararlılıkla yürüdük. Çetelerin kirli girişimlerine karşı çıktık. Hiçbir ayrımın içinde olmadık. Biz tek millet dedik, tek bayrak dedik. Ama asla biz tek din demedik. Kimsenin dinine göre davranmadık. Biz millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik. Kimsenin kılık kıyafetine karışmadık karışmayız. Yediğini içtiğine karışmadık, karışmayız, karışmak isteyeni de engelleriz. 75 milyonun yaşam güvencesi elimizdedir. Düşünce özgürlüğünü genişleştik. Hiçbir zaman yapıcı eleştiriden rahatsız olmadık. Biz hakaret içermediği, kutsallarımıza dokunulmadığı, demokrasiyi, aile mahremiyetini, özellikle de başkalarının özgürlüklerini hedef almadığı sürece hiçbir eleştirinin karşısında olmadık.

MİLLETE TEPEDEN BAKMA MESELESİ

Geçen yıl devlet tiyatrolarına 140 milyon TL harcandı ancak bu tiyatrolar sadece 4 milyon lira gelir elde etti. On yıllar boyunca sırtlarını statükoya dayadılar oradan nemalandılar. Şimdi de statükonun değişmesinden ciddi rahatsızlık duyuyorlar. Bu tartışma, tiyatro tartışması değildir. Mesele çok başkadır. Kendilerine küçük iktidar alanları, rant alanları oluşturmuş, köşeleri tutmuş, kendi doğrularını 75 milyona dayatma gayretine girmiş seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir. Bunlar tanzimattan bu yana sadece kendilerinin bildiğini dayatmaktadır. Bunların siyasi kanadı, nasıl ki Türkiye'nin tapusunu kendilerinde sanıyorsa, bu seçkinciler de sanatın kendi tekelinde olduğunu sanıyorlar. Bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanatı sanat için yaparlar... Bunlar kendi kast sistemlerine başkalarının girmesine asla izin vermezler. Hem şehir tiyatrosundan maaş olacak, sonra dizide oynayacak para alacak, nemalanacak. Niyetlerini açık etmeye başladılar. Rahmetli Cem Karaca zamanında bunlara gerekli cevabı verdi: "Bunlar aydın değil, bunlar yarım porsiyon aydın.'

KENDİ ARANIZDA KURUN TİYATRONUZU

Kardeşim sen tiyatro mu oynayacaksın; özgürce hareket et, kurun kendi aranızda tiyatronuzu, buyurun serbest olarak, özel sektör olarak bu alana girin. Bizim dönemimizde tiyatro sahneleri hiçbir dönemle mukayese edilmeyecek şekilde artmıştır. Bu sahnelerde sizleri destekleriz, yeri gelir senaryoyu beğenirsek bizim de inceleme kurullarımız buralara sponsor olur, buralarda da destekleriz ama artık bugüne kadar geldiğiniz anlayış olmayacak. Özgür olun, özerk olun, özel olun. Ama artık devlet tiyatro sahnesinden çekiliyor, buyurun siz tiyatro sahnesine kalın.


TSK'ya hakaret edepsizliktir

Statükodan, sırtını dayadıkları güçlerden umudunu kesen, demokrasiden ve demokratikleşmeden ciddi şekilde rahatsız olanlar tahrik umutları tükenince tahkire başvurmaya başladılar. Millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' diyenler, 'ordu göreve' diyenler, 'genç subaylar rahatsız' diyenler tahrikleri, kışkırtmaları tutmayınca Türkiye'de demokrasiyi kesintiye uğratamayınca en ağır hakaretlerle TSK'yı hedef almaya başladılar. TSK'ye, ordumuzun şerefli mensuplarına yapılan hakaret ahlaksızlıktır, edepsizliktir ve kendini bilmemezliktir. Bin yıllardır kahramanlığıyla, cesaretiyle nam salmış bir ordunun mensuplarına ağıza alınmayacak hakaretler yapmak zavallılıktır. Darbe yapmıyor diye bir orduyu 'silahsız kuvvetler' diye, 'kağıttan kaplanmış meğer' diye nitelemek; demokrasiye, milli iradeye müdahale etmiyor diye bir ordunun en tepesindeki isme alenen küfretmek, değil demokrasiden, evrensel hukuk anlayışından nasibini alamamaktır. CHP zihniyetinin kucağında yetişen despot aydın zihniyeti budur, yarım porsiyon aydın zihniyeti budur.


Kılıçdaroğlu bu kervan yürüyor

TBMM 30 Mart'ta zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması konusunda bir karar verdi. İstediğin yere çocuğunu gönderebileceksin, ayrım olmayacak. İşte biz bu adımı attık. Her yerden "Allah sizden razı olsun" cümlelerini duyuyorum. Bilim konusunda Türkiye daha ileri standartlara kavuşacak. Bakın Fatih Projesi dedik, ana muhalefet karşı çıkıyor. Neyi gördün, neyi buldun da neyi konuşuyorsun? Ey ana muhalefetin genel başkanı eğer samimiysen, dürüstsen, hukukta bir kaide var. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. 20 milyar bir yolsuzluktan bahseden sen elinde hangi belge var, neye göre bunu söylüyorsun? Eğer böyle bir iddiayı ispatlayamazsan bu bir defa bizim lügatımızda çok çirkin bir yere oturur. En azından bu milletin nezdinde bu cibilliyet konusunu gündeme getirir. Çünkü sen bu kadar dürüst bir iktidara bu iftirayı yapamazsın. Seni Kahramanmaraş'ta münferit ilan ediyorum. Bu kervan yürüyor Kılıçdaroğlu yürüyor.





12 yıl önce