|

Digor kriterine Sincan darbesi

Digor Cumhuriyet Savcısı Ömer Tütüncü'nün seçim kampanyasında Kürtçe konuşmaya getirdiği 'Digor kriteri' Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 'yok' sayıldı. Mahkeme, TBMM Grup Toplantısında Kürtçe konuşan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ile ilgili takipsizlik kararını kaldırdı.

Behçet Güngör
00:00 - 14/06/2009 Pazar
Güncelleme: 03:03 - 14/06/2009 Pazar
Yeni Şafak
Digor kriterine Sincan darbesi
Digor kriterine Sincan darbesi

Digor Cumhuriyet Savcısı Ömer Tütüncü, yerel seçimleri öncesinde DTP'nin seçim bürosu açılışında bazı partililerin Kürtçe konuşmasıyla ilgili yaptığı soruşturmada, “Türkçe dışında bir dil yasaktır” hükmünün geçersiz olduğuna karar verirken, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi TBMM Grup Toplantısı'nda Kürtçe konuşan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ile ilgili takipsizlik kararını kaldırdı.

SİNCAN'DA FARKLI UYGULAMA

Digor Cumhuriyet Savcısı Ömer Tütüncü'nün Kürtçe konuşmanın sınırlarını genişleten ve kamuoyunda 'Digor kriteri' olarak adlandırılan kararı, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dikkate alınmadı. Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş'ın TBMM'de Kürtçe konuştukları için Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın verdiği takipsizlik kararını kaldırdı.

TAKİPSİZLİK KALDIRILDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk ve Demirtaş hakkında verdiği takipsizlik kararında, TBMM'de hangi dilde konuşulabileceği konusunda Anayasa'da açık bir düzenleme bulunmadığına işaret edilerek, “Sadece 83. maddede milletvekillerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden sorumlu tutulamayacağının” düzenlendiğine işaret edilmişti.

Bu karar üzerine MHP Grup Başkanı Oktay Vural, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulunmuştu. Konuyu görüşen Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararını kaldırdı.

SORUŞTURMA YAPILSIN

Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararını kaldırırken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nı da eleştirerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, konuşmalara ilişkin dosyadaki CD'lerin çözümlerini yaptırmadığı ve konuşmaların içeriği belirlenmeden böyle bir karar verildiği gerekçesiyle takipsizlik kararını kaldırdığını ileri sürdü. Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise gazetecilerin soruları üzerine, karar ile ilgili yorum yapmaktan kaçındı.


Yargıtay da 'suç değil' demişti

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da Kürtçe propagandanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) göre suç olmadığı ve mahkumiyet kararlarının bozulması yönünde tebliğname düzenlediği ortaya çıktı. Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, tebliğnamelerde, Kürtçe propagandaya cezada iki ana kriter getirildi. Hitap edilen kitlenin Türkçe bilmemesi ve AİHS'nin “ifade özgürlüğü” ve “örgütlenme özgürlüğü” maddeleri çerçevesinde “Azınlık yaratma kastı” olmadıkça Kürtçe konuşulmasının suç olmadığı vurgulandı. Anayasa'nın 90. maddesine göre Siyasi Partiler Yasası (SPY) ve Seçim Yasası'ndaki Türkçe'den başka dille konuşma yasağı ve propagada yasağı ve çatışması nedeniyle uluslararası sözleşmelerin üstün tutulacağı ve “mutlak bir Kürtçe” yasağından sözedilemeyeceği belirtildi.


Savcıdan tarihi karar

Digor Savcısı Ömer Tütüncü, 25 Mayıs 2009 tarihinde verdiği kararda, şu değerlendirmede bulunmuştu: “Her ne kadar kanun içeriğinde Türkçe'den başka dil ve yazı kullanılması yasaklanmış ise de TRT Şeş örneği gibi, devletin yöneticilerinin Kürt ırkına mensup vatandaşlar ile görüşmeleri sırasında Kürtçe hitap ettikleri gerçeği karşısında artık bu iki kanunun 'Türkçe'den başka dil kullanılması yasaktır' hükmünü taşıyan maddelerinin hükümsüz kaldığı ve şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”



15 yıl önce