|

Erdoğan: Buyurun indirin o diktatörü

Erdoğan, kendisine diktatör suçlamasını yönelten muhalefete de yüklendi. Muhalefetin kendisine her türlü hakarette bulunduğunu söyleyen Başbakan, 'Bir diktatörün olduğu ülkede sizler bu hakaretleri yapabilir misiniz?' diye sordu. Erdoğan, muhalefete 'hodri meydan' diyerek, '22 gün sonra seçim var, buyurun indirin o diktatörü' diye konuştu.

Aa
00:00 - 8/03/2014 Cumartesi
Güncelleme: 14:37 - 8/03/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Erdoğan: Buyurun indirin o diktatörü
Erdoğan: Buyurun indirin o diktatörü

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Kadın ve Demokrasi Buluşması"nda konuştu.

Hiç kimsenin bu vatan toprakları üzerinde ameliyat yapmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kardeşlerim ne kasetler, ne montajlar, ne iftiralar hiç birisi bu ülkenin birliğini, dirliğini bozamaz, buna asla göz yummayız. Dikkatinizi çekiyorum, son 2 yıl içinde Türkiye'de 509 bin 516 kişinin telefonları dinlenmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bunların ne kadarının hukuki dinlendiği, ne kadarının keyfi dinlendiği bilinmiyor. İşte bu paraleller, bu hainler kayıtları sildikleri için izleri yok. İzleri yok ettikleri için de skandalın boyutları şimdilik tam bilinmiyor. Düşünebiliyor musunuz? Belki de sizlerin de telefonları dinlendi. Eşinizle çocuklarınızla annenizle babanızla kardeşlerinizle dostlarınızla yaptığınız görüşmeleriniz de dinlenmiş o olabilir. Fakat peşindeyiz, kovalıyoruz, milletvekillerini, bakanlarını dinleyenler, genel başkanları dinleyenler, partilerin genel merkezlerini dinleyenlerin yapmayacağı hiçbir şey yok.

Artık bu kayıtları dinleyenlerin dönemi 30 Mart akşamı farklı bir şekilde inşallah sona erecek. 77 milyona sesleniyorum. Bu dinlemelere karşı öyle bir tavır koyun ki, kaset siyaseti yapan siyasetçiler 30 Mart'ta rezil olsunlar. Gelişmiş demokrasilerde bunlara müsaade edilmez. İngiltere'de bazı gazeteciler dinleme yaptılar. Bunu yayınladılar. Hukuk karşısında hepsi hesabını verdiler. Amerika'da ulusal güvenliği tehdit edecek yayınlar yapanlar, mesajlar atanlar, devlet sırlarını açıklayanlar bunun hesabını ağır verdiler. Çünkü bu casusluktur ve bu casusluğun hesabı çok ağırdır. Hiç merak etmeyin Türkiye'de de bunun hesabı sorulacaktır."

"Bu ülkeyi artık holding patronları yönetmiyor"

Başbakan Erdoğan, "Hiç kusura bakmasınlar bu ülkeyi artık manşetler yönetmiyor. Bu ülkeyi artık holding patronları yönetmiyor. Bu ülkeyi Pensilvanya'daki çiftliğinde oturup buraları karıştıran fitneciler de yönetmiyor. Kapılara gelen ablalar olabilir bizim ablalarımız burada. Çünkü bu ülkeyi millet yönetiyor. Siz yönetiyorsunuz ve her zaman da millet yönetecek" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Bizim rotamızı siz çizdiniz siz. Biz de o istikamette gideceğiz. Sizlerle birlikte gideceğiz. El ele gideceğiz, omuz omuza gideceğiz. Bu ülkede Hakk'ın ve halkın dediği olacak. Bunların değil. Onun için şurada 22 gün var. Kapılara bazı ablalar gelebilir. Bizim ablalarımız onlara gereken cevabı verecektir, ben buna inanıyorum. Yurtlarda, evlerde kızlarımıza gece beddua seansları yaptırıyorlar. Şahsıma, eşime, kızlarıma beddualar ettiriyorlar. Bazı illerde kızlarımız yanımıza geliyor. 'Bizi bu beddualara katılmadığımız için yurttan atıyorlar' diyorlar. Ben de onlara şunu söyledim, asla mahsun olmayın, asla üzülmeyin. Hanginizi atıyorlarsa hemen bize müracaat edin Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarına sizi yerleştireceğiz. Eğer oralar yetmiyorsa sizi otellere yerleştireceğiz. Oralar yetmiyorsa biz sizi devletin sosyal konutlarına yerleştireceğiz. Çünkü böyle bir zulüm görülmedi. Bu zulmün karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti gücünü ortaya tam manasıyla koyacaktır. Türkiye'yi dışarıda, kurumlarını ele geçirmek suretiyle huzurunu bozmaya kimsenin hak ve selayeti yoktur."

"Bildik türkülerini söylüyorlar"

Kendisine yönelik "tek adam" şeklindeki eleştirilere cevap veren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"İşte çıkmışlar o bildik türkülerini söylüyorlar. 'Tek adam' demeye başladılar. 'Diktatör' demeye başladılar. Ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli! Ben diktatör olacağım, siz bana bu şekilde hakaret edeceksiniz, mümkün mü? Diktatörün olduğu yerde böyle konuşabilir misiniz? Böyle saldırabilir misiniz? Kaçacak delik ararsınız delik. İstediğin hakareti yapacaksın, bundan daha büyük hürriyet olur mu? Buradan onlara tekrar sesleniyorum. 'Tek adam' diyenlere, 'diktatör' diyenlere sesleniyorum. Seçime 22 gün var. 22 gün sonra sandık ortaya gelecek. Buyurun devirin o diktatörü. Bakın ben ne diyorum? Diyorum ki, eğer bu seçimde AK Parti birinci olarak çıkmazsa ben genel başkanlığı bırakmaya hazırım' diyorum."

Başbakan Erdoğan, kendilerinin seçim için, sandık için çalıştığını ifade ederek, "Bizim gündemimizde 30 Mart var ama işte bunlar maalesef, Pensilvanya'yı da yanlarına aldılar, yandaş basın, seçim görmüyor, 30 Mart'ı görmüyor. Diktatörlükten, tek adamlıktan bahsediyorlar. Ben burada bir şeyi açık açık ifade edeceğim: Ülkemin ulusal güvenliğine bir saldırı varsa, onunla mücadele ederim. Ülkemin istiklaline yönelik bir saldırı varsa onunla sonuna kadar mücadele ederim. Ülkemin birliğine, bütünlüğüne, istikrarına, huzuruna karşı saldırı varsa ben ona göğsümü siper ederim" diye konuştu.

"Tüm kadınlara şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum"

Türkiye'nin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"8 Mart'ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını yürekten temenni ediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımıza, Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM'e, derneğimizin değerli başkanına, değerli bakanımıza ve tüm bu hazırlıklarda emeği geçenlere, bu muhteşem buluşmayı tertip ettikleri için şükranlarımı sunuyorum. Öncelikle bu muhteşem salondaki tüm hanım kardeşlerimizin kadınlar günü kutlu olsun. Türkiye'nin 81 vilayetinde tarlalarda, atölyelerde, fabrikalarda, hastanelerde, okullarda, kamu ve özel sektörde evlerinde çalışan kadınlara emeklerinden dolayı şahsım ülkem ve aziz milletim adına teşekkür ediyorum."

"Mısır'ın yürekli kadınlarını gönülden selamlıyorum"

"Esnaf hanım kardeşlerime, sanayicilere, girişimcilere, idareci hanım kardeşlerime, bakan, milletvekili, siyasetçi ve bürokrat hanım kardeşlerime İstanbul'dan selamlarımı iletiyorum" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"30 Mart seçimlerine hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarına, meclis üyesi adaylarına, kadın muhtar adaylarımıza buradan başarılar diliyorum. Buradan, bu muhteşem salondan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını da yürekten selamlıyorum. Şehide Esma'nın şahsında Mısır'ın tüm şehit kadınlarını rahmetle yad ediyorum. Mısır'ın yürekli kadınlarını gönülden selamlıyorum, Suriye'deki şehide hanımları yürekten kutluyorum. Somali'de, Myanmar'daki anneleri, o şehid edilen anneleri yürekten kutluyorum. Yarım asrı aşkın süredir dünyaya direnişi öğreten, dünyaya bir kadın gibi dik durmayı öğreten onurlu ve kahraman Filistin kadınlarını buradan selamlıyorum."

"Sabrettik ve neticesi de güzel oldu"

Başbakan Erdoğan, sabrettiklerini ve neticesinin de güzel olduğunu dile getirerek, "davasını kuşanmış, vatanı, milleti, çocukları ve istikbali için çırpınan hanım kardeşlerini" ayrıca selamladığını ve şükranlarını sunduğunu ifade etti.

"Az önce İnci hanımın ifade ettiği şu başlıklar çok önemliydi" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Her zaman her yerde söylüyorum; gerçekten benim birinci derecede kadınımızın irtifa noktası olarak gördüğüm, anneliktir. Onun için annelere olan sevgim bu noktada çok çok fazla, aşırı ve kadına olan saygım birinci derecede oradan geliyor. Çünkü annenin acısı başka be... O katlanılır gibi değil be... Çünkü o bırakın elini öpmeyi, hep söylüyorum 'onun ayaklarının altı öpülür' diyorum. Niye? Bizde bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altında, babaların değil. Cennetin kendisi de orada, kokusu da orada onun için anne çok yüce. Dolayısıyla kadın çok yüce, onun için kadına şiddeti, böyle bir şeyi kabul etmek asla mümkün değil. Onun için yola çıkarken ne dedik; 'sıfır tolerans.' Böyle bir şeyi kabul edemeyiz."

"Sandık, demokrasinin yegane aracıdır"

Türkiye'deki tüm vatandaşlarından özellikle hanımlardan sandığa sahip çıkmalarını rica eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"67 yıl önce olduğu gibi bugün de sandığı kaçırmak, gasp etmek isteyenler var. 67 yıl önce olduğu gibi bugün de sandığı ortadan kaldırmak isteyenler var. Dün olduğu gibi sandıktan umudunu kesip, sandık dışı yollara tevessül edenler var. İşte bunların karşısında hanım kardeşlerimin duracağına inancım var. İşte bunların karşısında hanım kardeşlerimin duracağına benim inancım var. Sandığa, özellikle hanım kardeşlerim, iradesiyle demokrasiye ama en başta kendi geleceğine sahip çıkacaktır. Unutmayın, Merhum Menderes'e ne yaptılarsa bugün de bize aynısını yapmak istiyorlar. Sandıkta yenemedikleri, milletin yüreğinden söküp atamadıkları Menderes'i zorbalıkla kalleşlikle alçaklıkla alt etmek istemişlerdi. Ona çok ağır iftiralar attılar, bugün bize de aynısını yapıyorlar. Merhum Menderes'in ailesine dil uzatacak kadar şereflerini, haysiyetlerini yitirmişlerdi. Bugün bize de aynısını yapıyorlar. Merhum Menderes'i düşürmek için sokakları hareketlendirdiler, ülkede gerilimi tırmandırmak istediler, bugün de aynısını yapıyorlar. Merhum Menderes'in hizmetlerini engellemişlerdi, bugün de aynısını yapıyorlar. O gün hangi manşetleri attılarsa o gün hangi yazıları yazıp, hangi yalanları söyledilerse bugün de tıpa tıp aynısı yapıyorlar.

Açık söylüyorum; beyhude çaba içindeler, hiç bir şey elde edemeyecekler. Bugün bu millet Menderes'i kalbine gömdü, Menderes'i başının tacı yaptı, bu millet bir kez daha artık sandığı vermez. Bir kez daha iradesini çaldırmaz. Bir kez daha asla Başbakanı'nı, bakanlarını, belediye başkanlarını sahipsiz bırakmaz. O gün zorbalıkla silahla hapisle sıkıyönetimle milleti sindirdiler. Ama bugün bu millet demokrasiden, milli iradeden, büyük Türkiye hedeflerinden asla taviz vermez. İhaneti asla ve asla cevapsız bırakmaz."

İstanbul'a 3. havalimanı

Erdoğan, İstanbul'a 3. havalimanını yaptıklarını ancak "paralel yargının" bunu yaptırmamak için elinden ne geliyorsa yaptığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, eleştirilerine şu sözlerle devam etti:

"Böyle bir vatansever olabilir mi? Böyle bir milliyetperver olabilir mi? Bu havalimanı kime hizmet edecek? Bir; Türkiye'ye ve tüm insanlığa. Dünyanın ilk 3 havalimanından bir tanesi olacak ve burada devletin cebinden 1 kuruş çıkmıyor. Tamamen, yüklenici firmalar bunu üstleniyor. 46 milyar dolar yatırım yapacaklar buraya. Nerede kaldı bunların vatanseverliği, milliyetperverliği? Maalesef, durum bunlar açısından çok kötü ama kim ne derse desin, biz orada temelimizi inşallah, Nisan'ın sonu, Mayıs'ın ilk haftasında, coşkuyla, gururla gideceğiz, atacağız. Kimse de onun önünü kesemez. Niye? Kardeşim; bizim yapacak işimiz var. Biz büyük medeniyet yolunda, 'insan' dedik, 'demokrasi' dedik, 'şehir' dedik. Bunu başaracağız."

İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprü

İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprünün de önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kesemezsiniz! 250 metre birisi, 250 metre karşısı yükseldi. Şimdi artık asma köprünün tabliyeleri vesairesi onlar başlıyor. 2.5 milyar dolar... 15 yıl kullanacak, işletecek, 15 yıl sonra o da devlete teslim edilecek. Devletin cebinden para çıkmıyor. Bu şekilde yapılıyor. Aynı şekilde Marmaray'da yaptılar. Bakın Marmaray'da, 2 gün biliyorsunuz İstanbul'da sis vardı, trafikler durdu ama Marmaray çalıştı. Günde 300 bin kişi Marmaray'dan geçti. Kardeşlerim! Bunların böyle bir derdi var mı? Marmaray'ın güneyine, biliyorsunuz bir tünel daha yapıyoruz, yine denizin altından. Oradan da otomobiller geçecek. Üçüncü köprü, 2015'te açılıyor. İkinci tüp geçit de o da 2015'te açılacak. Şunun İstanbul'a getireceği havayı düşünebiliyor musunuz? Türkiye'ye getireceği havayı düşünebiliyor musunuz? Dünya bunları konuşuyor ama paralel yargı engellemeyi konuşuyor. Engelleyemeyecekler. Hiç endişe etmeyin, engelleyemeyecekler, bunlar yapılacak."

Taksim-Yenikapı Metrosu Geçiş Köprüsü

Taksim-Yenikapı Metrosu geçiş köprüsünün de estetik bir şekilde yapılarak hizmete açıldığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"İstanbul'un belediye başkan adayı olan malum zat diyor ki; (Biraz da insan sıkılır. Galata Köprüsü'nün üzerinden yeni yapılan köprüye bakıyor. Oradan da diyor ki) 'İstanbul'un silüetini bu bozuyor' diyor. Şimdi buna sormak lazım; 'Silüet nedir?' diye. İnanın, herhalde bir takım elbise zanneder. Elinde bir de olta tutturuyorlar, o oltayla da orada balık avlamaya kalkıyor. Burada daha önce balık, malık yoktu. Bu balık malık, bizimle geldi oraya. Orayı biz o hale getirdik. İşte biliyorsunuz İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman kimden almıştım belediyeyi? Bu CHP'den almıştım. İSKİ yolsuzluğunu da biliyorsunuz. Yolsuzluk bunlarda bayağı iyidir, vardır. İstanbul'da susuzluğu hatırlıyor sunuz değil mi? Çöp dağlarını hatırlıyorsunuz değil mi? Hava kirliliğini hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi bunlar var mı? Niye yok? CHP yok da onun için yok."

10 yıl önce