Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olacak kişinin de kendisi gibi koşan terleyen bir Başbakan olacağını söyledi. Hatay mitingi dönüşü uçakta gazetelerin Ankara Temsilcilerine gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, ''Genel Başkan ve Başbakan aynı kişi olacak. Güçlü Başbakan olması için güçlü bir Genel Başkanlığın kendisinde olması lazım. Genel Başkanın güçlü olması içinde Başbakanlığın onda olması lazım. Yani Genel Başkan ayrı, Başbakan ayrı olursa burada verimli çalışmak mümkün değil'' dedi. İşte Erdoğan''ın Temsilcilerin sorularına verdiği cevaplar:
Benim gündemimde şu anda HSYK yok. Şu anda gündemde birinci derecede Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Cumhurbaşkanlığı seçiminin halli ile bu arada zaten paralel devlet, paralel yapıyla mücadele konusunda biliyorsunuz atamalar yapıldı. Bu atamaların yanında sulh ceza hakimliği ile alakalı şu anda bütün bu noktadaki isim belirlemeleri atamaları onlar da yapıldı. Öyle zannediyorum ki artık şimdi sulh ceza hakimliği ya da bu atamalarla beraber yeni savcılar, bunların hepsi yarından itibaren artık görevlerini yapmaya başlayacaklar. Allah nasip eder, milletimiz bizi o makama layık görürse. O makama çıktıktan sonra tabi bu işleri değerlendiririz. Ama bu mücadele kesinlikle benim için orada bitmez, aynen devam eder. Çünkü bu ulusal güvenliğimizi tehdittir.
Yani milli birlik beraberliği bu noktada yürüteceğimiz yürütme makamı. Yürütme makamının cumhurbaşkanı aynı zamanda başı. Bunu beraber yürüteceğiz. Eğer bu mücadeleyi beraber yürütmeyeceksek, yürütmedeki arkadaşlar onlar bunun bedelini çok ağır öder. Biz bunu yaşadık. Bundan sonra böyle bir şeyi yaşamak istemiyoruz.
Biliyorum gazetecisiniz ama ben de siyasetçiyim. Ben böyle bir şeyi söylüyorsam, demek ki bunları da düşünüyorumdur.
81 vilayet filan değil ama yani denek noktasında azami ölçü veya oranda sağlıklı bir neticeyi verecek şekilde kamuoyu araştırmaları yapıldı. Bu kah 15 gün, kah 20 gün, 26 gün gibi rakamlara il sayısı noktasında bazen 25 bazen 30 bunları belirleyecek şekilde. Şu ana kadar gelen kamuoyu araştırmalarında da bakıyorum hemen hemen yani birbiriyle örtüşen bir netice var.
Şu anda yüzde 54-56 aralığında gözüküyor.
Bu konuda prensip olarak benim kanaatim o. Ama öyle olması lazım. Ama öyle olmaması halinde bu bir defa yani partimize karşı zayıflatma operasyonu olur. Bu yanlış olur. Yani Burada güçlü bir başbakanın olması için güçlü bir genel başkan kendisinde olması lazım. Genel başkanın güçlü olması için de başbakanlığın onda olması lazım. Genel başkan ayrı başbakan ayrı olursa burada verimli bir çalışma yapmak mümkün değil. Bunu mesela ben 3 ay 4 ay yaşadım. Tabi o dönemde partimizin kuruluş dönemiydi. Bizim için yasak olur mu olmaz mı böyle bir şey söz konusu değildi. Ama tabi sonraki seçime sokmayınca orada genel başkanlık bize kaldı. Abdullah Bey o zaman başbakanlığı alma durumunda oldu. Çünkü parlamento içinden birisini Cumhurbaşkanının ataması gerekiyordu. Bundan sonra biz parlamentoya girince bu defa da hem genel başkan hem parlamenter olma sıfatıyla sayın Sezer, tabi Abdullah Bey''in de çekilmesiyle adımı atmış olduk. Şimdi burada biz arkadaşlarımıza bunu söyledik. Olayın şu anda bu ara dönemde bir defa böyle yürümesi lazım. Kanaatimiz bizim budur. Merkez Karar Yönetim Kurulu''yla da biz bunu aramızda görüştük.
Yüksek disiplin sene boyunca bütün görevleri ifa eder. Ama ağustos şurasında buraya aktarılanlar olabilir. Bunların da tabi değerlendirmesini Türk Silahlı Kuvvetleri yıl boyu yapıyor. Bunların kendilerine ait puanlama sistemi var. O puanlama sistemlerine göre hazırlıklarını yapıyorlar ondan sonra Genelkurmay Başkanımız bana sunuyor. Ben ondan sonra bir çalışma yapıyorum. Nasip olursa ayın 4''ünde 5''inde çalışacağız. Ayın 6''sında da Milli Savunma Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız, Cumhurbaşkanımıza bunları çıkaracağız.
Ondan hiç tereddüdünüz olmasın o da terleyecek. Beraber yürüyeceğiz bu yollarda. O da koşacak ben de koşacağım. Ben sadece olayı bir uluslararası görev olarak görmüyorum, sadece STK''larla çalışma olarak görmüyorum. Yani oraya çıkan bir cumhurbaşkanı, bu ülkede yolla, suyla, barajlarla uğraşmıyorum demesini ben çok yadırgarım. Ama Ekmel Bey''in anlamaması normal.
Bir kısım medya zaten bu işi baştan beri böyle yapıyor. Şu andaki tavırlarına, vesairesine baktığın zaman tek rakibi var. Böyle ifade ediyor. Sanki böyle merkeze doğru geliyor, merkeze gelmesi mümkün mü? İnşallah bu iş birinci turda bitecek de, çünkü kendisinin ikinci tura kalması mümkün olmadığına göre. Benim Kürt kardeşlerimin, Kürt vatandaşlarımın oyu da onun ipoteği altında değil ona hiç endişeniz olmasın.
Bizim tabi ne başkanlık sistemidir ne yarı başkanlık sistemi. Bunların hiçbiri olmadığı için. Şimdi o sistemlerde tabi ki sadece başkan güçlüdür. Ama burada başbakanımızın belli yetkileri vardır. Bu belli yetkileri yok farzetmek mümkün değil. Bizim tek özelliğimiz ne olacak. Artık milletin direk seçmiş olduğu bir Cumhurbaşkanı olarak gelmek bir farklılık bu işe katacaktır. Ama ben kalkıp da özellikle yani diyelim ki başbakanlık makamına gelecek arkadaşımı asla zayıflatamam ki o da seçilmiş bir başbakan. Seçilmiş bir kabine var. Biz el ele vereceğiz, yürüyeceğiz.
Şimdi Ekmel Bey konuşuyor. Bilmiyor bu işleri. Anayasa''nın fırlatıldığı diyor bir taraftan. Anayasa''yı fırlatan kim. Anayasa''nın fırlatıldığı hükümet kim. İşte bu nedir bu zayıf bir yapıdır. Ama bizde böyle bir şey Allah''ın izniyle asla olmaz. Olamaz. O Ekmel Bey''in arzusu olabilir. Ama bizde böyle bir şey olamaz. Bu Ekmel Bey daha şimdiden zaten medya mensuplarıyla yaptığı şeylerde maalesef dürüst davranmıyor, doğru konuşmuyor. Gereken cevapları zaten Ahmet Bey ona veriyor. Ben bu konuda muhatap alıp da cevap vermem.
