|

HSYK yasa teklifinin 1. maddesi kabul edildi

TBMM Adalet Komisyonu'nda, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSYK) ile ilgili yasa teklifinin maddeleri görüşülüyor.

Aa
00:00 - 12/01/2014 Pazar
Güncelleme: 22:59 - 12/01/2014 Pazar
Yeni Şafak
HSYK yasa teklifinin 1. maddesi kabul edildi
HSYK yasa teklifinin 1. maddesi kabul edildi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, toplantı başlarken yaptığı konuşmada, teklifin geneli üzerindeki müzakerelerin dün akşam bittiğini ve maddelerinin müzakerelerine geçildiğini belirterek, "Maddelerde konuya bağlı olarak görüşlerimizi ifade edersek, rasyonel çalışmanın da bir gereğini sağlamış oluruz. Burada, yine parlamenter demokrasiye yaraşır tavır, tutum ve üslup sadece Komisyonumuzun, partimizin değil; siyaset kurumunun da faydasına olacaktır" dedi.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, bazı basın yayın organlarında teklife tepki gösterdiğinin yer aldığını belirterek, "Yazanlar öyle mi yorumladı bilmiyorum, tepki göstermem söz konusu değil. Ben bazı maddelerinin değişmesi gerektiğini söyledim, o sözümde de duruyorum. Teklifi destekliyorum. Teklifin içindekileri desteklemek, olduğu gibi kabul etmek manasına gelmez. Bazı hükümlerin değiştirilmesinden yana olduğumu söyledim, önergeler hazırlandı, zamanı gelince değişiklikler yapılacaktır" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, maddeler üzerinde, ne getirip ne götürdüğünden başlayarak sağlıklı bir müzakere yapılarak düzenlemenin Genel Kurul'a inmesinin amaçlandığını belirterek, "Milletvekilleri, düzenlemeyle ilgili olarak teknik ya da teorik olarak tezlerini ilerini sürmek noktasındadır. Bir engellemeden ziyade, anlayışımızı ortaya koymak gayesindeyiz. Komisyon çalışmalarının hiç hoş olmayan görüntülerin sergilenmesi, önce Meclis'in sonra iktidar partisinin anlayışını zedeler. Görüşmelerin başarılı bir şekilde geçmesini, çalışmaların verimli bir şekilde geçmesini temenni ediyorum" dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP olarak milletin iradesiyle Meclis'te bulunduklarını kaydederek, önemli bir düzenlemenin görüşüldüğünü ifade etti. Teklifin görüşmelerinde mümkün olduğunca yapılan yanlışları dile getirmek ve milletin kendilerine verdiği söz hakkını kullanmak isteğini dile getiren Vural, "MHP olarak bu komisyon çalışmalarının, milletvekillerimizin görüş ve düşüncelerini rahatlıkla anlatabileceği, aynı zamanda kayıtlara da sokabileceğini, görüşmelerin rahat bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. Bu görüşmeler, yapılan yanlışların daha büyük yanlışlarla üstünün örtülmesini engeller" diye konuştu.

"Çağrılmayan kimseye söz verme yetkim yok"

Komisyon Başkanı İyimaya, kavga nedeniyle verilen aranın ardından birleşimi yeniden açarken, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun salondan çıkarılmasına değindi. Eminağaoğlu'nun söz talebinden bulunduğunu ifade ederek, Komisyon Başkanı'nın toplantılara çağrılmayan bir kimseye söz verme yetkisinin olmadığını söyledi. İyimaya, kendisinin İçtüzük'teki yetkilerini kullandığını belirterek, salonda çağrılı olmadığı halde gelmiş ve söz almak isteyen varsa komisyondan ayrılmalarını istedi.

Ardından söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Celal Adan da İstanbul merkezli soruşturmaya değinerek, teklifi eleştirdi. İktidarın soruşturmayı yapan polisleri, savcıları koruması gerektiğini belirten Adan, "Bu tasarı zamanlama olarak olarak yanlıştır. Daha demokratik değil, diktatör Türkiye'ye öncülük etmektedir. 'Hırsızın Allah belasını versin' demekle olmaz, yargılanmaları gerekir. Gelmişsiniz bir konuyu dayatıyorsunuz. Siyasi iradeden baskı olabilir ama ben sizin de içinize sindiğine inanmıyorum" diye konuştu.

MHP olarak Türkiye'nin zararına olan bir düzenlemenin altına imza atmalarının söz konusu olmadığına işaret eden Adan, "Bu dayatmayı alın götürün" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da salondaki güvelik kameralarının çalışmadığını belirterek, "kimsenin can güvenliği olmadığını" söyledi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Eylül referandumundan sonra yargıya ilişkin yaptığı açıklamalardan örnekler vererek, iktidarın yargıya bakış açısının değiştiğini savundu. Düzenlemenin 12 Eylül anlayışının devamı olduğunu öne süren Öztürk, iktidarın kurduğu sistemin şimdi kendi ayağına takıldığını ve yeni düzenlemelerle sistemi değiştirmeye çalıştığını söyledi. Öztürk, teklif üzerinde önerge vermeyeceklerini belirterek, "Teklifin hiçbir yerine katılmıyoruz. CHP olarak bu yasanın hiçbir sorumluluğuna katılmıyoruz" diye konuştu.

Teklifin 1. maddesi üzerinde görüşmeler sürüyor

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart birinci madde üzerine yaptığı konuşmasına başlarken Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun sağlık durumuna dikkati çekerek, Komisyonda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve diğer yetkilileri göreve çağırdı. Hilmioğlu'nun devletin gözleri önünde ölüme gittiğini ifade eden Kart, bu hatırlatmayı tamamen insanı duygularla yaptığını, çok geç olmadan gereğinin yapılmasını istedi. Kart, "Lütfen duyarsız kalmayalım sonra hepimiz çok üzülürüz" dedi.

Düzenlemeyi eleştiren Kart, 17 Aralık'ta yaşananların ardından iktidarın panik halinde yargıyı yeniden yapılandırmaya çalıştığını söyledi. Son süreci hükümet ile cemaat arasında bir çekişme olarak izah etmenin yüzeysel bir yaklaşım olacağını belirten Kart, "Bu çekişme vardır. Gözümüzün önünde cereyan ediyor ama olay bundan ibaret değildir" ifadesini kullandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın çalışkan bir kişi olduğunu ve bulunduğu yere emeği ile geldiğini ifade eden Kart, "Bir arkadaşınız olarak söylüyorum, lütfen o fezlekeleri korumayın. Siz buralara emeği ile gelmiş bir insansınız. O fezlekelerin altında kalırsınız" dedi.

Kart, konuşmasında Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'nın bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye değinerek, bu görüşmeyi duyunca komisyon çalışmalarına ilişkin endişeye kapıldığını söyledi. Kart'ın bu sözlerine AK Parti milletvekilleri tepki gösterdiler.

Kart'ın konuşmasının ardından söz alan İyimaya Başbakan ile yaptığı görüşmenin görüşülen teklif veya komisyon çalışmaları ile ilgili olmadığını aktardı.

MHP Grup Başkanvekili Okay Vural da teklifin demokrasiyi ve hukuk devletini geriye götüreceğine inandıklarını kaydederek, teklifi getiren iradenin istediği gibi çıkmasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.

Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'nın söz verdiği Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Aydın Karabıyık, teklifin birinci maddesi üzerinde kurum olarak olumlu görüş bildirdiklerini söyledi.

Tartışma

CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner'in konuşması sırasında tartışma yaşandı. "AKP, üçüncü bir haram türü yarattı, yiyenleri yargılatmamak..." diyen Öner'in, bir banka genel müdürünün evinde kutular içinde para bulunduğunu söylemesi üzerine, AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır da "Sizin de milletvekilinizin evinde para bulundu" diye laf attı.

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, "Sap ile samanı karıştırmayın. O bir işadamı...Memur ile işadamını karıştırmayın" dedi.

Öner'in, Adalet Bakanı'nın salonda olmaması nedeniyle konuşmayacağını söylemesi, Komisyon'da tartışma yarattı. AK Parti Isparta Milletvekili Recep Özel'in "Hükümet burada...Bakan Yardımcısı var" demesine, CHP'li üyeler "Bakan yardımcısının temsil yetkisi var mı?" diyerek itiraz etti.

Öner'in AK Parti'li Satır'a, "Hanımefendi ne laf atıp duruyorsunuz? Ben hayatta iki kişiyle arkadaşlık etmem, biri hanımefendilere laf atanlardır. Ama erkeklere laf atan hanımefendilerle hiç karşılaşmadım" dedi. Satır ise Öner'e, "Burada başöğretmen yok. Biz öğrenci değiliz. Recep Bey'e (Özel), 'git Bakanı'nı çağır, gelsin' diyor" karşılığını verdi. CHP'li Uğur Bayraktutan'ın "yazılı yetki lazım" demesi üzerine toplantıya ara verildi.

Adalet Bakanı Bozdağ'ın yerine oturması üzerine görüşmelere devam edildi. AK Parti Grup Başkanvekili Satır, sataşma gerekçesiyle söz alarak, "Yetişme tarzım, aldığım kültür ve bulunduğum konum itibarıyla hiçbir erkeğe laf atmam, kimsenin de bana laf atmasına izin vermem. Kentte yetiştim, böylesine basit bir durum içinde olmam. Burada sizin öğrencileriniz, sizin yetiştirdiğiniz, yanınızda çalışan birileri yok. Bizim ne yapacağımız, ne yapmayacağımız kendi uhdemizdedir. Konuşmalarınıza dikkat edin. Benim arkadaşlarım da bu tür kavgalardan rahatsız. Size laf atmaya tenezzül etmem" diye konuştu.

Bazı muhalefet milletvekilleri, Satır'a, "Uçarak tekme atan arkadaşınızı kınamadınız bile... Köyde yetişenlere hakaret ettiniz" diyerek tepki gösterdi.

"Haberal 4 yıl 4 ay tutuklu kaldı, hanginiz yasa yaptınız?"

CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, düzenlemenin Anayasaya aykırı ve gayrimeşru olduğunu ileri sürdü. "Burada bir hukuk adamına, yargıca saldırıldı, birileri linç etmeye çalıştı. Ağzına, kafasına tekme attınız" diyen Batum, düzenlemenin kamu yararına uygun olmadığını savundu.

Batum, "Yargıda çete varmış, Yargıtay'ın imamı varmış. Bu ülkede 2013 yılına gelene kadar Mehmet Haberal, 4 yıl 4 ay tutuklu kaldı. Hanginiz yasa yaptınız? Sizin suç ortaklarınız, bu durum eleştirildiğinde 'evet, yatar' dedi. Fatih Hilmioğlu, Tuncay Özkan, Ergün Poyraz...7 yıl tutuklu adam gördünüz mü ömrünüzde? Hukuksuzlukları beraber yaptığınızı görmezden gelemezsiniz, onlarla ortak olduğunuz ortada. Tahkikat komisyonu kuran yasadan daha ağırdır bu düzenleme" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu kastederek, "Çankırı hakimi olmak dışında başka özelliği yok. Kendisinin Yargıçlar Sendikası Başkanı olduğu iddia ediliyor ama İçişleri Bakanlığı'na sordum, böyle bir sendika kaydı olmadığını bildirdi. Siyaseti iki gündür rehin alma gayreti var. Raporlu olmasına rağmen buraya gelip pankart açtı. İçtüzüğü uygulamak durumundayız. Bu olay bile kanunun ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. İdeolojik temelli değil, tam ve bağımsız bir yargı istiyoruz. Anayasal ve yasal her kurum, kendi görevini yapsın, cübbesini çıkarsın, gelsin, çatır çatır siyaset yapsın" diye konuştu.

"Benim kasamda çorap mı, kravat mı çıkacak, tabii ki para çıkacak"

CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, Satır'ın sözleri üzerine söz aldı. Aygün, 1 Temmuz 2008'de sabah 06.30'da evine operasyon düzenlendiğini belirterek, bir kasada 2,5 milyon Avro, ayrıca iki kasada da 10 milyon lira değerinde da altın olduğunu kaydetti. Aygün, o sırada Savcı Zekeriya Öz'e telefon açılarak bilgi verildiğini, görevlilerin kendisine "parayla işimiz yok, kasayı kapatın" dediğini aktardı.

Aygün, 4 gün sorguda kaldığını, daha sonra cezaevine girdiğini hatırlatarak, eşinin bankaya yatırdığı paralara kendisi tahliye olduktan 22 gün sonra el konulduğunu anlattı. Aygün, daha sonra eline geçen belgede, "tüccar bir kişinin kasasında para bulunmasının uygun bir şey olmadığı, paranın bu şekilde korunmasının şüpheli göründüğü, suç konusu gelir olma ihtimali oluştuğu"nun belirtildiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Ben 1978'de ticarete başladım, zaman zaman vergi rekortmeni oldum, mal beyanım da ortadadır. 583 daire alıp sattım, ticaret yaptım. Benim kasamda ne çıkacak? Çorap mı kravat mı çıkacak, tabii ki para çıkacak. Ama yapılan kıyaslama elma ile armut gibi değil, uzay gemisi ve elma mukayesesidir. Adam devlet memur, ömrü boyunca hiç yemese içmese eline geçecek para 2 trilyon civarında olur. Suçlu demiyorum. Biz beraat etmedik, müebbeti bize salladılar. Biz ceza yerken siz bağırıyordunuz; bağırsak boşaltma dediniz. Paramıza el koydular, paramı istedim, arsamı teminat verip paramı geri aldım. MASAK devreye girdi, didik didik etti, bütün bağırsakları orada boşalttılar. Ben Unakıtan zamanında doğruları söylediğim için beni tehdit ettiler, defterlerime el koydular, 'susarsan veririz' dediler. Susmayacağım, inceleyin dedim. MASAK 3 yıl boyunca beni ve aile fertlerimi inceledi. Bütün hesaplar burada. Allah razı olsun, iyi oldu, ben aklandım. Suç geliri olarak almamışım, iddia edilen terör örgütü ile paranın bağlantısı tespit edilememiş, 2,5 milyon avro ve servetle suç fiili arasında illiyet bağı kurulamamıştır. Malvarlığım bu paranın çok çok üzerindedir. Servetimin bir miktarının kasada saklama mutat ve akla yatkın değilmiş. Ben inancım gereği bankaya yatırmıyorum. Şimdi de var. Paranın kaynağı yasaldır. Bunlar başıma geldiğimde bizi dinlemediniz, bize inanmadınız. Ne oldu şimdi? Makam odamın arkasındaki banyoda operasyondan 45-50 gün önce Glock marka silah bulundu. Kimseye haber vermeden götürüp karakola teslim ettim. 45-50 gün sonra operasyon yapılıyor, polisler sürekli banyoya girip çıkıyor. Bu para helal paramdır."

Teklifin 1. maddesi üzerinde görüşmeler sürerken yemek arası verildi.

"Biz ideolojilerden arınmış bir yargı olsun istiyoruz"

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, TBMM Adalet Komisyonu'nda dün ve bugün yaşanan olaylara sebebiyet veren kişinin Çankırı Hakimi Ömer Faruk Eminağaoğlu olduğunu belirterek, "Yalnızca bu olay bile tek başına yapmış olduğumuz düzenlemenin haklılığını ortaya koymaktadır. Biz ideolojilerden arınmış bir yargı olsun istiyoruz" dedi.

Aydın AA muhabirine yaptığı açıklamada, HSYK'nın yapısında değişiklik öngören kanun teklifinin Adalet Komisyonu'ndaki görüşmelerinde yaşanan olaylara sebebiyet veren kişinin Çankırı Hakimi Ömer Faruk Eminağaoğlu olduğunu vurguladı.

Kendisini kuruluşuna izin verilmeyen, illegal bir konumda olan Yargıçlar Sendikası Başkanı olarak tanıtan Eminağaoğlu'nun, komisyona davetsiz katıldığına dikkati çeken Aydın, "Davet edilmediği halde İçtüzüğümüzün 30 ve 166. maddelerini ihlal ederek adeta baskın yaparcasına komisyona gelmiştir" ifadesini kullandı.

Eminağaoğlu'nun provokatif davranışları ve söylemleri ile komisyonda kavgaya sebebiyet verdiğini kaydeden Aydın, bu sebeplerle dün yaşanan arbedede yaralandığını, 5 günlük rapor aldığını iddia eden söz konusu kişinin bugün de komisyona gelerek aynı tutum ve davranışları sergilediğini söyledi.

"Siyaset kurumunu rehin almaya çalışmıştır"

Aydın, Eminağaoğlu'nun konuşma yetkisi olmadığı halde ayağa kalkarak pankart açtığını ve komisyonun çalışma düzenini bozduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Yalnızca bu olay bile tek başına yapmış olduğumuz düzenlemenin haklılığını ortaya koymaktadır. Biz ideolojilerden arınmış bir yargı olsun istiyoruz. İdeolojinin esiri olan söz konusu yargıç tüm çabası ile hukuku da çiğneyerek siyaset kurumunu rehin almaya çalışmıştır. Eğer siyaset yapmak istiyorsa hukuk cübbesini çıkararak gelir ve siyaset yapar. İşte tam da bunun için çalışıyoruz. Herkesin kendi görevini yapması adına bağımsız bir yargı için, millete ait bir yargı için çalışıyoruz. Yargı ideolojilerden arınsın, kimsenin ne ön bahçesi ne de arka bahçesi olsun istemiyoruz."

HSYK ile ilgili yasa teklifinin 1. maddesi kabul edildi

TBMM Adalet Komisyonu'nda, HSYK ile ilgili yasa teklifinin 1. maddesi kabul edildi. Teklifin maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.

MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, teklifin 1.maddesine ilişkin görüşlerini aktardı. Maddenin maç oynanırken kural değiştirmek anlamına geldiğini belirten Başesgioğlu, yürürlük maddesinde düzenleme yapılmaz ise mevcut üyelerin müktesebat haklarının çiğnenmesine yol açacağını söyledi.

MHP olarak teklifin bütün maddelerine kategorik olarak karşı olduklarını vurgulayan Başesgioğlu, "Bu teklif çok önemli bir teklif. Bütün dünya yargının idaresini yasama ve yürütmeden ayrı tutmuştur" dedi. Teklif ile HSYK'nın tüm yetkilerinin Adalet Bakanı'na devredileceğini dile getiren Başesgioğlu, düzenlemenin düşünülmesini istedi. Başesgioğlu, "Konjonktürel düşünmeyin. 17 Aralık operasyonu ile ilgili düşünmeyin. Bir kez daha, bir kez daha çok daha sakin bir ortamda tartışılsın diyorum. Bu ülkede hukuk güvenliğini zedelersek ne bizim, ne çocuklarımızın geleceği olur. Bir savcının adliye bahçesinde bildiri dağıtması yadırganır ama savcıyı canhıraş o bahçeye çıkaran olaylara duyarsız kalamayız" diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök de Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun komisyonda görüşlerini açıklayamamadığını vurgulayarak, "Ne olursa olsun yargıdan gelen insanlara söz hakkı vermek lazımdı. Bu üzüntü verici bir olay" diye konuştu.

AK Parti'nin iktidara hazır geldiğini düşündüklerini, ancak yaşananların bunun tersini ortaya koyduğunu ifade eden Gök, "Çok hazırlıksızmışsınız. Öyle bir yapıya teslim oldunuz ki o yapının oyuncağı oldunuz. Ben ülkem için üzülüyorum" dedi. Türkiye'nin iktidarı ve muhalefetiyle bunları aşmak zorunda olduğuna işaret eden Gök, "Bu tehlike büyük bir tehlikedir. Ben milletimi, devletimi, geleceğimizi düşünürüm. Herkes gelip geçici. Hele siyasette AKP bugün gelir, yarın milletten icazet almaz, çeker gider. Hesap yeri var onun. Dava açılır. Yargısı, şusu, busu var. Ama gayri nizami yapıya karşı mücadele çok daha farklı olmalı. Bence iyice bir oturun düşünün, çünkü gelecek daha tehlikeli" değerlendirmesinde bulundu.

"Ordu komutanı gibi harbe sokmak yanlış bir iştir"

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da teklifin 17 Aralık sonrası başlayan operasyonları durdurmak için gündeme getirilmiş bir düzenleme olduğunu savundu. Kamuoyunun da düzenlemeyi operasyonları örtmek amacıyla yargıyı tek kişiye teslim etmek olarak anladığını ileri süren Bal, hukukun savaş mantığı ile düzenlenemeyeceğini söyledi. Bal, "Bunu bir savaş mantığı ile alıp, Sayın Bakan'ın omuzlarına apolet takıp, onu bir ordu komutanı gibi harbe sokmak yanlış bir iştir. Sayın Bakan bu mücadeleyi kazanırsa partisinin mareşali olacaktır, milletin mareşali olmayacaktır. Ama kaybederse gideceği yer yüce divan olacaktır" şeklinde konuştu.

Teklifte imzası olan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise MHP'li Başesgioğlu'nun 1. maddenin gerekçesinin açıklanmasını istemesi üzerine söz alarak, madde hakkında bilgi verdi. Tunç, "12 Eylül 2010 referandumunda halkın 'evet' oyu verdiği HSYK düzenlemesini biz burada değiştirmiyoruz. Biz 12 Eylül 2010 tarihinde halkımızın onayından geçen 159'uncu maddenin bize verdiği yetkiye göre kanuna bırakılan işlerle ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Biz teklifimizin bütün maddelerinin anayasa uygun olduğu kanaatindeyiz" değerlendirmesinde bulundu.

Komisyonda tüm maddeleri hep beraber tartışacaklarına işaret eden Tunç, şöyle konuştu:

"Biz 2010'da referanduma gittiğimizde yargının kimsenin arka bahçesi olmasını istemiyorduk, yine aynı noktadayız. Yine biz o zaman militanlaşan yargı istemiyorduk, bugün de kimse militanlaşan yargı istemiyor. Bunda hepimiz mutabıkız. O gün de hukuk devletini savunuyorduk, bugün de hukuk devletini, kuvvetler ayrılığı ilkesini savunuyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesine herkesin uymasını istiyoruz, yasamanın da yürütmenin da yargının da. Herkesin anayasanın öngördüğü sınırlar içerisinde kalmasını istiyoruz. O günde HSYK'nın sadece Ankara'daki 120 yargıç tarafından seçilmesi değil de bütün Türkiye genelindeki hakimler. savcılar tarafından seçilmesini, oradaki çoğulcu yapının olmasını istiyorduk. Bugün de oradaki yapının çoğulcu olması konusunda herkes mutabık. Bunu çözecek olan yer de burası Adalet Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu."

Tunç, teklifi eleştirenlerin maddeleri incelemesini isteyerek, "Buradaki en büyük eleştiri HSYK'nın Başkanın yani Adalet Bakanı'nın emrine verildiği şeklindeki değerlendirmelerdir. Maddelere tek tek geçtiğimizde bunun doğru olmadığını göreceksiniz. Burada başkana yani Sayın Adalet Bakanı'mıza yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili olarak hiçbir yetki verilmemektedir. O nedenle teklif tamamen Anayasa'nın çerçevesi içindedir" dedi.

"Bugün demokrasinin boğazının kesildiğini düşünüyoruz"

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ise söz alarak, "Cümle alem biliyor ki bu yasanın iki gerekçesinden biri yolsuzluk, biri paralel devlet" diye konuştu.

Erdoğdu'nun yolsuzluk konusunda yaptığı konuşmaya iktidar partisi sıralarından tepki geldi. AK Parti'li milletvekillerinin madde üzerinde görüşlerini aktarması gerektiği yönündeki tepkilerine muhalefet milletvekilleri de "Ne konuşacağımızı size mi soracağız" diyerek karşılık verdiler.

AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır'ın, "Üç gündür aynı şeyleri anlatıyorsunuz" sözleri üzerine CHP'li Erdoğdu, "Burada son derece anlayışlı bir muhalefetle karşı karşıyasınız. Kesilen gırtlaktan kan da çıkar, ses de çıkar. Bugün demokrasinin boğazının kesildiğini düşünüyoruz biz. Onun için rica ediyorum dinlemeye çalışın" dedi.

CHP'nin yolsuzluklar konusunda AK Parti'yie uyardığını, ancak iktidarın uyarıları dikkate almadığını savunan Erdoğdu, "Biz de mebusuz, dinlemeye çalışın" ifadesini kullandı. Erdoğdu'nun sözlerine AK Parti'li milletvekillerince tepkiler gelmesi üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Dün akşam da bu yolsuzluklar daha ağır şeyler söylendi. Başınız öndeydi. Bugün azız diyeyse tepkiniz..." ifadeleri sonrası karşılıklı sözlü tartışmalar yaşandı.

"Zombi diyeceğiz herhalde"

AK Parti Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, kişilerin zan altında bırakıldığını anlatarak, "Olmaz böyle şey. Sözlerinize dikkatin edin. Biz her zaman yargının bağımsızlığının arkasındayız" diye konuştu. Altay da "Benim milletvekillerim kimseyi zan altında bırakmaz" karşılığını verdi. AK Parti sıralarından "Çankaya'nın yamyamlarını konuşalım mı?" denilmesi üzerine ise Altay, "Çankaya'dakiler yamyamsa şimdikilere ne diyeceğiz? Zombi diyeceğiz herhalde" ifadesini kullandı.

Erdoğdu'nun kömür dağıtımı ile ilgili iddialarının ardından ise AK Parti Isparta Milletvekili Recep Özel, "Yine kömür mevzusu" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Erdoğdu da "Kömür karası bir yolsuzluk düzenindesiniz. Efendilik de bir yere kadar. Biz bunları yapsak siz bizi bu kapıda asardınız" dedi.

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise "Bunların acıları var. Neden pireleniyorlar? Paralar cebinize girmiş demek ki" ifadesini kullandı.

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, "Yine hukuk geçerli olmayacak. Ortalıkta bir takım iddialar var. Bunlar adil şekilde sonuçlandırılmadan tedbir alırsanız dairelerde benim-senin adamın şeklinde olduğu için birilerinin istediği neticeyi almak için atamalar yapılabilir endişesini taşıyoruz. Belki geçici olarak sizi kurtarabilir, ortalıktaki iddiaları kaldırabilir. Hukuk bunun neresinde? 3 dairenin ikisinde değişiklik yapılıyor. Yapılanı görmemek için kör olmak yazım. Adalet kılıcını eline alanlar, mağduriyet oluşturdu ama getirdiğiniz ama çare doğru değil" diye konuştu.

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, dünyanın gözünün Türkiye'de olduğunu belirterek, dış basında Türkiye'de yolsuzlukların örtüldüğü algısının yayıldığını ifade etti.

Konuşmaların ardından teklifin birinci maddesi kabul edildi.

10 yıl önce