|

Ülke gerilim stratejisiyle yönetiliyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylül referandumunun bir anayasa değişikliğinin ötesinde, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek öneme sahip olduğunu söyledi.

İha
00:00 - 2/08/2010 Pazartesi
Güncelleme: 09:54 - 2/08/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
Ülke gerilim stratejisiyle yönetiliyor
Ülke gerilim stratejisiyle yönetiliyor

Manisa Anemon Otel'de düzenlenen "Referanduma Hayır" bilgilendirme toplantısına Devlet Bahçeli'nin yanı sıra Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Bülent Didinmez, Manisa milletvekilleri Mustafa Enöz, Erkan Akçay, Ahmet Orhan, İl Başkanı Uğur Üncü, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün ile ilçe ve belde belediye başkanları, teşkilat yöneticileri ile partililer katıldı. "Devletin Başına Devlet Gelecek" sloganı atan kalabalık uzun süre Bahçeli'yi ayakta alkışladı.

12 Eylül referandumunun önemini anlatarak sözlerine başlayan Bahçeli, şöyle konuştu: "Bugün bir arada olmamızı gerekli kılan, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkindir. Bu referandum bir anayasa değişikliğinin ötesinde, Türkiye'nin geleceğini belirleyen önemli bir referandum olarak dikkat çekmektedir. Bir başka deyişle 12 Eylül 2010 pazar günü yapılacak referandumda ortaya çıkacak olan sonuç, beyaz veya kahverengi oyların birbirini aşan konumlarından ziyade 8 yıldan bu yana ülkemizi yöneten AKP'nin ülke yönetimine devamına ilişkin bir yorumu beraberinde getirecektir."

Medyaya sitemde bulunan Bahçeli, "Medya iki siyasi partiye kilitlenmiş, biri Evet'i biri Hayır'ı temsil ediyor gibi, akıllarınca Türkiye'yi farklı bir siyasi yapıya doğru sürüklemek istiyorlar. Bunun yanında çok yoğun şekilde MHP'nin ortaya koyduğu faaliyetleri göz ardı ediyorlar. Yandaş medya aracılığıyla da Milliyetçi Hareket Partisi'nin düşüncelerini, siyasal duruşunu, yaklaşımını saptırma gayreti içinde bulunuyorlar" dedi.

MHP'NİN DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ

Bahçeli, MHP'nin referandumda neden "Hayır" diyeceğini anlatmadan önce partili yöneticileri, konuyu iyi dinlemeleri, iyi anlamaları ve yorumlayabilmeleri konusunda uyardı.

Türkiye'de 64 yıldan bu yana demokratikleşme veya demokrasinin bütün kurum ve kurallarının işlemesinin tartışıldığını anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Çok sayıda anayasa değişiklikleri yapıldı. 82 Anayasası üzerinde 17 defa değişiklik yapılmış, 88 madde üzerinde de değişiklik gerçekleştirilmiştir. Şimdi de bu değişikliklerden biri yapılıyor. Anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Öyleyse yeni bir anayasanın yapılabilmesi için usul ve yöntem üzerinden bir anlayışın ortaya konması lazım.

Milliyetçi Hareket Partisi işte bu usul ve yöntem üzerinde bir bakış sunmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanlığında, Meclis'te temsil edilen siyasi partilerin vereceği temsilcilerle bir anayasa değişikliği ve anayasada uzlaşma komisyonu oluşturulsun ve partiler görüşlerini ortaya koyarak bir çalışma sürdürsün. Bunda anlaşabildiklerini bir kenara koysun, anlaşamadıkları konular üzerinde tartışma sürdürsün. Eğer anlaşmazlık devam ediyorsa anlaşılan maddeler üzerinde mutabakat sağlayarak, demokratik sözleşme metni haline getirip 24. dönem TBMM'de, daha Meclis açıldığı andan itibaren yeni bir hükümet kurulumu tamamlandıktan sonra ilk görevi bu anayasa değişikliklerini uzlaşılan metinler üzerinde gerçekleştirsin."

"Bundan daha sağlıklı, bundan daha uzlaşmacı, bundan daha fazla Türkiye sevdalısı özelliği taşıyan bir görüş var mıdır?" diye soran Bahçeli, şöyle konuştu: "Ama mevcut siyasi iktidar, 'Ben bazı anayasa değişiklikleri yapacağım' diyerek önce bazı bilim adamlarıyla toplantılar yaptı. Orada hazırlanmış metinler üzerinde bir türlü konuyu Meclis'e taşıyamadı. Tam gider ayak bazı maddeler üzerinde hiçbir partiyle uzlaşma sağlamadan, hiç bir partinin görüşünü sormadan, yoldaş ve yandaş televizyonlarda kendi adamlarıyla aydın kisvesi ile milleti aldatarak, kandırarak bir metni meclise getirdi ve meclisten çıkmasını istedi. Milliyetçi Hareket Partisi ilkeli ve tutarlı siyasetinin gereği olarak bunu kabul etmedi. Değişiklikle ilgili tüm görüşlerini 69 milletvekilinin yüksek katkılarıyla, seviyeli, ülke için yararlı, gelecek açısından da, milletimiz açısından da hayırlı olabilecek görüşlerini dim dik durmak için 'Hayır' oyu verdi. Milliyetçi Hareket Partisi bu tutarlı siyaseti sürdürerek AKP tarafından getirilmiş,

Türkiye'nin anayasası olmaktan çıkarılmış ve özelikle de Recep Tayyip Erdoğan tarafından hazırlanmış metne Meclis'te nasıl 'Hayır' dediyse, 12 Eylül'de halk oylamasında da 'Hayır' diyecektir."

YANDAŞ ÜLKÜCÜLER

AK Parti'nin ülkücüleri aldatmaya çalıştığını iddia eden Bahçeli, şunları söyledi: "Ülkücüler içerisinde kendilerine 'evet'çi yandaşlar türetmeye çalışıyorlar. AKP Genel Merkezi'nin 3. katında sol tarafta dip odada bir eski ülkücü üretim merkezi kurmuşlar, bir kaçta tane de televizyona çıkararak, hepsi: '12 Eylül'den yine hesap sorulmuyor, bizim parti niye sormuyor?' diye AKP'ye yandaş MHP'ye düşman hale geliyorlar. Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Özellikle bu kardeşlerim kendileri konunun üzerinde

hakimiyet sağlayamıyorlar ise, çok güvendikleri hukukçulara gidecekler; anayasa değişikliğinin şu maddesi 12 Eylül öncesinden hesap sorulabilecek bir konumda mıdır değil midir? Hesap sorulabilmesi için bu yanlışlığı giderecek Milliyetçi Hareket Partisi'nin önergesi nedir, o önerge kabul edilirse 12 Eylül'den nasıl hesap soruluru vicdanından süzerek, aklıyla doğrulayarak öyle çıkıp konuşmasında yarar var. Yoksa ufak tefek menfaatlerin kurbanı ne kendisi ne de siyasi hareketimiz olamaz. Siyasi iktidar olmadan

başkalarının üzerinden kendimizin hesabını sormaya kalkarak kendimizi başkalarına yandaşlık haline getirebilecek bir gafletin içerisine düşemeyiz."

Evet'çi ülkücülere seslenen Bahçeli, "Eğer arkadaşım televizyona çıkıp bunun evet çıkması için gösterdiğin gayret kadar Milliyetçi Hareket'in iktidarı için gayret göstersen bil ki bunun hesabı kökten kesilir ve bunun hesabı sorulur. Bunu yaptıkları yok. O sebepten dolayı bu tür propagandaların altında kalmamak lazım" dedi.

BAŞBAKAN'IN GÖZYAŞLARI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasının devamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert bir dille yüklendi. Erdoğan'ın parti grup toplantısında ağlamasıyla ilgili eleştirilerde bulunurken kendi partililerine seslenen Bahçeli, "Merak edin arayın, biraz araştırmacı olun, biraz düşünün, biraz sorgulayın" diye konuştu.

Sayın Başbakan'ın Meclis'te ağladığını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "hele Manisalı bir milletvekilimiz bir başbakan yardımcımız var sen ağlar ağlamaz o (Bülent Arınç) oluk oluk ağlıyor. Böyle bir ortamda biraz sorgulayın, deyin ki: 'Sayın Başbakanım, benim ülküdaşım idam edildiğinde, ailesine o mektubu yazdığında o mektubun içerisinden de bazılarını okumamazlık yaptığın o günde ağladığın gibi onlar idam edildiği gün sen neredeydin, ne yapıyordun? Acaba İstanbul İETT Spor'da futbol mu

oynuyordun yoksa o gün idam edildiğinde oturup gece karanlığında hüngür hüngür ağladın mı? Ne yaptın sen?"

Bunları sorgulamak gerektiğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Hiçbir fitne, fesat, karıştırıcılığa yumuşak yaklaşım, her şeyi kabullenecek bir durumda isek bu mücadeleyi sürdüremeyiz. Kimse Yörük sırtından kurban kesmeye kalkmasın. Yörüğü iktidar yapsın. Bundan sonra hiçbir şart altında bu tür konuşmaları yapan arkadaşlara iltifat etmeyeceksiniz. Ancak, kim ne konuşuyorsa bir yere not edeceksiniz, sonra vaktiniz olduğunda onu araştıracaksınız."

SENDEN HESAP SORMAZSAM NAMERDİM

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterdiği sert tepkiyi sürdüren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Hayır diyenler, CHP'liler, MHP'liler, PKK'lılar" diyerek ülkücüyü bir başka yönden de aklınca kıstırma zekasına sahip olan Başbakan, eğer aklın varsa, zekan yüksekse, gelecekte bunun hesabını verecek bir Recep Tayyip Erdoğan olarak bugün bir tilkilik yap önce Ortadoğu'nun eşbaşkanlığından ayrıl. Yolsuzluk ve rüşvetin hesabını verecek dokunulmazlığı kaldır sonra da gel ülkücülere gerçek niyetini anlat.

Recep Tayyip Erdoğan senden hesap sormazsam namerdim diyorum."

AK Parti hükümetinin gerilim stratejisi üzerinden ülkeyi yönettiğini öne süren Bahçeli, şöyle konuştu: "Bugün bu iktidar 18 Kasım 2002 tarihinde 58. hükümeti kurduğundan beri sürekli bu gerilim stratejisini uygulamıştır. Cepheleşmeyi inanan inanmayan, laikler laik olmayanlar şeklinde devam ettirmiş, her zaman bu gerilim stratejisiyle cephelere, kutuplaşmalara ayırarak yönetmeye çalışmıştır. Her konuda böyledir."

Bahçeli, daha sonra AK Parti hükümetini bölücülükle suçladı. İktidarın bölünme konusunda tek yaptığı doğru şeyin bölünmüş yollar meselesi olduğunu söyleyen Bahçeli, sonra da "Allah razı olsun. Bölünmüş yollarla Türkiye'ye büyük bir hizmet sunmuştur" dedi.

Bahçeli, bu konuda sözlerine şöyle devam etti: "Bölünmüş yolun dışında her türlü konudaki bölünme Türkiye'de bir gaflet ve ihanetin işareti olmuştur. Bu anayasa değişikliğinin altındaki sağlam zemin diye ifade ettiği nokta iki konudadır. Bunlardan bir tanesi PKK'nın siyasallaşma sürecine hukuki bir zemin hazırlamak, arkasından yapılacak diğer anayasa değişiklikleri ile kademe kademe Türkiye'nin ayrışmasına yardımcı olabilecek tarihi hatalar işleniyor, öbür taraftan da Anayasa Mahkemesi üzerinde yargı

düzeyinde değişikliklerle kendilerine yandaş yargı oluşturarak bu güne kadar yaptıkları yolsuzlukların, rüşvetin, her türlü ahlaksızlığın hesabının sorulmasında kendilerini koruma altına almaya çalışıyorlar. Onun haricindeki diğer maddeler hiç AKP'yi, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan beyi ilgilendirmiyor. Recep Tayyip Erdoğan beyi ilgilendiren bu iki konunun içini dolduran 2-3 maddedir. Birisi teslimiyetçi anlayışın sonucu, kime ne sözü vermişse kimle ne konuşmuşsa; İmralı'nın (Abdullah Öcalan) dediğine

göre 'Benimle dört defa görüşüldü' diyorsa, o zaman o dört görüşmenin altında yatanı millete açıklamaları lazım. Veya kendileri ile ilgili bir hesabın sorulması korkusundan kurtulup, 'Benim alnım açık, başım diktir' demesi lazım. Bunun ikisini de söyleyemiyorsa bu anayasa değişikliğinin yapılmaması lazım. Çıkmaması lazım."

OSMAN BAYDEMİR'İN BAYRAK AÇIKLAMASI

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in basında yer alan "Sarı-kırmızı-yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?" açıklamasına tepki gösteren Bahçeli, Başbakan'a şöyle yüklendi: "Bu kadar olaylar oluyor hâla iktidar bu işin farkında değil. Hâla yanlış adresleri suçluyor. Sayın Başbakan, birileri çıkmış özerk cumhuriyetin ve demokratik özerkliğin orada işaretlerini veriyor. Diyor ki bölgesel özerklik oluşmalı, orada meclisler olmalı, Türk Bayrağı'nın yanında şu şu bayraklar da olması lazımdır

gibi konuşmalar yapılıyor, bunların hepsi de açılım süreci içerisinde hızlanarak tekrar ediyor. Sayın Başbakan'ın ağzından bununla ilgili bir cevap çıkmıyor. Bu açılım neyin nesidir bir türlü anlatmıyorlar. Bu açılım değil milli yıkımdır. Bu ülkeyi felakete götürür."

Katılımcılara hitap eden Devlet Bahçeli, "Önünüzde hayırlı bir gün var. O hayırlı gün 12 Eylül 2010. Hayırlı günün hayırlı olabilmesi 'Hayır'lı oyların çokluğuyla mümkün" ifadelerini kullandı.

'Evet' oyunun ülkeyi yeniden felakete götürecek bir süreci hızlandıracağını anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Bu bir uyarıdır. Bu AKP'yi kendine getirmedir. Gelmiyorsa önümüzdeki seçimde tepe taklak başının üstüne dikmek. Ama 'Hayır' oylarıyla sarsılan, örsülen bir AKP tepe taklak önümüzdeki genel seçimde giderken O'nu Milliyetçi Haraket Partisi olarak bir yerde ümüğünden yakalayacağız. O yakaladığımız yer Yüce Divan'ın kapısı olacak. AKP'nin bu gidişatına bir şamar atabilmek onları o şamarla

silkindirip kendine getirmenin yolu Manisa'da topluca 'Hayır' oylarının çıkma gayreti ile olmalıdır."

Konuşmasının ardından Bahçeli dakikalarca ayakta alkışlandı.

14 yıl önce