|

Mübîn: Hak ile Batılı Beyan Eden Peygamber

04:00 - 27/03/2024 Çarşamba
Güncelleme: 04:51 - 27/03/2024 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.
Mehmet Nezir Gül

“Açık ve zahir olmak, beyan etmek, izah etmek, açıklık getirmek” anlamına gelen Mübîn; Allah’ın sıfatı, peygamberimizin sıfatı, Kur’an-ı Kerim ve daha pek çok durum için kullanılmaktadır.

Allah’ın (cc) bir sıfatı olarak; “varlığı aşikâr olan, gizli olmayan, hakkı izhar eden, gerçeği beyan eden Allah” demektir.

Peygamber Efendimiz’in (sav) bir isim/sıfatı olarak ise; peygamberliği apaçık ve kesin olan Hz. Muhammed’in, getirdiği mesajla, hak ile batılı net olarak birbirinden ayırması ve bu doğrultuda açık bir peygamberlik vazifesi yapmasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de 119 yerde geçen bir kelimedir.

Aynı kökten gelen Mübeyyin; Allah’ın (cc) gönderdiği hak dini açıklayıcı, beyan edici olan peygamber demektir.

Kur’an-ı Kerim, Allah Resulü’nün (sav) bu vasfını gayet açık bir şekilde belirtmektedir.

“Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan (Mübîn) bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.” (Zuhruf, 43/29)

“Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için (linübeyyine) ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl, 16/44)

Apaçık Mesajlar

Efendimiz’in (sav) Allah (cc) tarafından peygamber olarak gönderildiği apaçık belli ve kesindir.

O, Hakkı batıldan, helali haramdan, hayrı şerden açıklayandır.

O’nun risaleti açıktır.

Getirdiği mesajlar, net ve anlaşılırdır.

Vazifesi, mucizelerle desteklenmiştir.

O; 23 yıllık nübüvvet yolculuğunda hiç kapalı, imalı konuşmamış, mesajlarını açık ve seçik olarak ifade etmiş, anlaşılmayan konuları tekrar tekrar beyan etmiş, neyin hak neyin batıl olduğunu, hiçbir komplekse ve hesaba girmeden açıklamıştır.

Onun görevi sadece bir nakilcilik, Allah’tan (cc) aldığını kuru kuruya aktarmak değildir.

Allah’tan (cc) aldıklarını özümseyerek yorumlama, yeni hükümler getirme, Kur’an-ı Kerim’i anlaşılır kılma ve güzel örnek olma vasfı, Peygamberimizin en önemli özelliğidir. Bu manada hadis/sünnet, İslam’ın ikinci kaynağı olarak kabul edilmiş ve dinin olmazsa olmazları arasında yer almıştır. Zayıf veya uydurma bazı hadislere bakarak kimi çevrelerin hadise dudak bükmeleri, âdeta peygambersiz bir Müslümanlık düşünmeleri, tasarlamaları ne kadar acı ve düşündürücü bir sapıklıktır.

O, mübîndir, mübeyyindir.

Getirdiği net ve anlaşılır bilgiyle, hakkı bize beyan eden Allah Resulü’ne (sav) sonsuz salât ve selam olsun.

Hakku’l-Mübin Muhammed (sav)

Hak; Varlığı hiç değişmeden duran, sabit olan gerçek, getirdiği din, apaçık ve doğru olan demektir.

Allah’ın (cc) isimlerinden olan Hak; “varlığı, ilah ve rab oluşu hak olan, hakkı izhar eden, ortaya çıkaran, mülk sahibi, yok olmayan, değişikliği kabul etmeyen, varlığında şüphe bulunmayan Allah (cc)” anlamında kullanılmaktadır.

Hakkü’l-Mubîn: Var olan gerçek, apaçık hak ve hakikat manasına gelmektedir. Allah Resulü (sav) Rabb’inin kendisine ilettiği ilahî mesajları açık ve net bir şekilde insanlara iletmiştir.

Hakîkat-ı Muhammediye ise; “Muhammedî gerçek” demektir.

“Tasavvufta, Hz. Muhammed’in (sav) manevî şahsiyetini ifade etmek için kullanılır. Mutasavvıflara göre Hz. Peygamber’in (sav) cismani hayatından ayrı bir varlığı daha mevcuttur. Allah’tan (cc) başka hiçbir şey yokken ilk defa hakikat-ı Muhammediye var olmuş, bütün yaratıklar bu hakikatten ve onun için yaratılmıştır. Âlemin var olma gayesi, sebebi ve maddesi bu hakikattir.” (Dini Kavramlar Sözlüğü, Komisyon, DİB Yay., s. 218)

Ruhül Hak: Hakkın ruhu demektir.

Allah’ın (cc) tevhit dini olan Hak kendisiyle güçlenip devam ettiği ve Allah’tan, ilahî nefhaya mazhar olduğundan dolayı bu isim verilmiştir.

Allah Resulü’nün (sav) Allah (cc) tarafından gönderilişi haktır.

Peygamber oluşu haktır.

Getirdiği emir ve yasaklar haktır.

İnsanlara iman etmesini istediği son din haktır.

Ve bu ilahî mesajlar, herkesin anlayacağı, yaşayabileceği açıklıkta ve netliktedir.

Peygamber Efendimiz’in (sav) getirdiği vahiyde Hakk’ın zıddına hiçbir şey bulunamaz.

Efendimiz’in (sav) ortaya koyduğu sünneti nebevîde batıl olan hiçbir ifade ve uygulama yer almaz.

Hem kendisi hem de getirdiği ve sunduğu şeyler apaçık Hak ve hakikattir.

“De ki: Ey insanlar! Size Rabb’inizden Hak gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).” (Yunus, 10/108)

“Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.” (Zuhruf, 43/29)

“Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl, 16/44)

Ayetlerde zikredilen “hak”tan maksat; Kur’an-ı Kerim, İslam Dini, Hz. Peygamber (sav), Onun getirdiği ilahî hakikatler, mucizelerdir.

Allah’ın (cc) son ve Hak elçisine sonsuz salât ve selam olsun.



#Aktüel
#Ramazan
#Hz. Peygamber
#Mehmet Nezir Gül
1 ay önce