|

AK Parti'nin şanssızlığı muhalefetin olmaması

HAS Parti'den geçtiği AK Parti'de MKYK yedek üyesi seçilen Emel Topçu, ?AK Parti, şu anda Türkiye'deki tek parti. En büyük şanssızlığı belki de gerçek bir muhalefetin olmaması? dedi. Topçu, AK Parti ile özgürlük havasının Türkiye'de de oturmaya başladığını söyledi.

Burcu Bulut
00:00 - 7/10/2012 Pazar
Güncelleme: 22:13 - 6/10/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
AK Parti'nin şanssızlığı muhalefetin olmaması
AK Parti'nin şanssızlığı muhalefetin olmaması
Emel Topçu yirmi yıldır farklı ülkelerde yaşayan bir aktivist, akademisyen. Topçu'nun yurt dışında yıllarca kalması da mecburiyetten. 19 yaşında başını örtmeye başlamasıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle yurt dışına gitti. Siyasi yaşamına Muhsin Yazıcıoğlu ile başlayan Topçu'nun yolları daha sonra Numan Kurtulmuş ile HAS Parti'de kesişiyor. Topçu yola şimdi AK Parti çatısı altında devam ediyor.
Siyasete girişiniz nasıl oldu?

Siyasete 17 yaşında girdim. Avrupa'ya gittikten sonra da STK'larda faal bir şekilde çalıştım, göçmenlerin, Müslümanların haklarını savundum.

Avrupa'daki Türkiye algısı nasıldı? Türkiye'den küserek giden bir vatandaş olarak siz bu algıyı düzeltmek noktasında zorlanmadınız mı?

İlk gittiğim yıllarda Türkiye algısı çok kötüydü. AK Parti hükümetinden sonra da bu algı epeyce devam etti. Ama 2005'li yıllarda AK Parti'nin AB'ye girme çabaları ve ekonomideki düzelmeler bu algıyı değiştirdi.

Bir kadın olarak siyasete girmenizde başörtüsü sorunu gibi önünüze konan yasakların etkisi var mı?

Özellikle Avrupa'da haklar için mücadele edilebileceğini öğrendim. Uluslararası tecrübem Türkiye'de de bir şeylerin değiştirilebileceği güvenini verdi. AK Parti ile özgürlük havasının Türkiye'de de oturmaya başladığını gördüm.

NUMAN BEY ÖRNEK İNSAN
Numan Kurtulmuş ile aranız nasıl? Nasıl bir siyasetçi, nasıl bir insandır?

Numan Kurtulmuş ağzından ne çıkıyorsa onu yaşayan bir insan. Fatih'te bir asırlık eski bir aile apartmanında oturuyorlar. Evin içinin döşemesi oldukça mütevazı. Numan Bey, Peygamber efendimizin ahlakıyla dolu. Beni en çok etkileyen şey de Numan Bey'in kendi işini kendisinin yapması ve ailesine yük olmaması oldu. Örnek bir insan olduğu için parti içinde de doğruluğa, edebe, düzene çok önem verirdi.

Peki neden AK Parti?

AK Parti, şu anda Türkiye'deki tek parti. En büyük şansı belki de şanssızlığı gerçek bir muhalefetin olmaması.

Başımı örtünce sorunlar başladı
Sizi uzun yıllar yurt dışında yaşamaya iten nedenler nelerdi? Neler yaşadınız?

Yurt dışına çıkma nedenim Türkiye'de yaşadığım problemlerdi. Ben 19 yaşımda başımı örttüm. Örter örtmez de sorunlar beraberinde geldi. Üniversiteden atmaya kalkıştılar, zor bela mezun oldum. İki fakülte bitirdim, master yaptım, doktoraya başladım ama başörtüsü yasağı yüzünden öğretmenlik bile yapamadım. Bu yüzden şansımı yurtdışında denedim. Hindistan'da, Amerika'da burslar kazandım. Derken yeniden Türkiye'ye döndüm bu defa da 28 Şubat felaketiyle karşılaştım.

28 Şubat'ta neler yaşadınız?

28 Şubat'ta Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yapıyordum. Beni tuttular Mamak'ta küçük bir ilköğretim okuluna sürdüler. Oradan da atmak için fırsat kolluyorlardı. Sürekli gözleniyordum. Gerçekten çok zor günlerdi.

Peki bugün baktığınızda 28 Şubat'ın gerçek suçlularının kim olduğunu düşünüyorsunuz?

28 Şubat'ı demokrasi düşüncesinin oturmamış olmasına bağlıyorum. Türkiye'nin kemalist ideolojiye sahip oluşu hepimizi tek tip insanlar gibi yapmıştı. Müslüman insanlar olarak Müslümanca yaşamak istiyorduk ama hakkımızı nasıl savunacağımız koca bir soru işaretiydi. İçimizde korku vardı çünkü devlete direnmenin nelere mal olacağını hepimiz acı bir şekilde öğrenmiştik. Askerin hâkimiyetinin hepimiz farkındaydık. Askeri aşırı derecede kutsuyorduk. Medya sürekli askerin yanındaydı. Askerin yaptığı her şeye selam çakılıyordu. Medya da bunu aşırı derecede abartıyordu. 28 Şubat'ın en büyük suçlusu 28 Şubat medyasıydı.

Mazlumların dertlerini anlatacağım
AK Parti MKYK yedek üyelerinden biri de sizsiniz. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?

MKYK yedek üyesi seçildikten hemen sonra bana Facebook'tan insanlar problemleri ile ilgili mailler yollamaya başladılar. En çok dikkatimi çeken de Uludere'de barış yürüyüşü yapan gruba Osmaniye'de polis tarafından engel konulması oldu. Hükümet yetkilileri de duymadıkları için ya da sadece devlet görevlililerinden konuyu dinledikleri için bazen olaylar tam anlamıyla aydınlatamayabiliyor. Davanın öbür tarafından gelen bilgileri de hükümete taşırsam inşallah bir şeyler daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum. Hükümete mazlum insanların derdini aktarabileceğim.


11 yıl önce