|

Akdeniz Raporu Özel Harp'i ele verdi

Zirve Yayınevi davasının müdahil avukatı Erdal Doğan, cinayetlerin ardındaki 'örgütlü yapı'yı MİT raporunun deşifre edeceğine inandığını söyledi. Doğan, Ergenekon dosyasından Zirve Davası'na gönderilen Akdeniz Raporu ile de Özel Harp şemasında bir bölümün açığa çıktığına dikkat çekti

Burcu Bulut
00:00 - 13/02/2013 Çarşamba
Güncelleme: 21:57 - 12/02/2013 Salı
Yeni Şafak
Akdeniz  Raporu Özel Harp'i  ele verdi
Akdeniz Raporu Özel Harp'i ele verdi

Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'ne yapılan saldırı gözleri yeniden 1990'lı yıllarda sıkça adından söz edilen DHKP-C terör örgütüne çevirdi. Konuyu 'Aktif olarak faaliyet gösteren tek sol örgüt Ergenekon'dur' diyen Avukat Erdal Doğan ile görüştük. Özel Harp Dairesi'nin DHKP-C de dahil olmak üzere tüm yapılanmalarla bağlantısı olduğunu belirten Doğan, takip ettiği Malatya Zirve Yayınevi Davası'nın yeni gelişmelere gebe olduğunu söyledi. Yakında eline geçecek 277 sayfalık MİT raporuyla Malatya Zirve Yayınevi Davası'nın daha da aydınlanacağını belirten Doğan, raporun Trabzon, Malatya ve Hatay'daki Özel Harp yapılanmasına dair çok önemli bilgiler içereceğine inandıklarını belirtti. 'Zirve Davası, Dink cinayetini işleyen örgütün fiziksel örgüsünü de ele verecek' diyen Doğan, Yeni Şafak'a önemli açıklamalarda bulundu.

1990'lı yıllarda adından sıkça söz ettiren terör örgütü DHKP/C'nin ABD Büyükelçiliği'ne yaptığı saldırının arkasında kim ya da kimlerin olduğunu düşünüyorsunuz?

Hem Ergenekon süreci hem de Malatya Zirve Yayınevi Davası sürecinde sanık bazı subaylardan çıkan bir kısım belgelerde Ergenekon ve onun yoğun denetiminde olduğu anlaşılan Özel Harp Dairesi'nin legal ya da illegal, neredeyse her yapının bünyesine girmiş olduğunu gördük. Bu yapıların kendi hedeflerine göre eylemler gerçekleştirdiği de açık olarak belgelere yansımış durumda. PKK da dâhil olmak üzere sol illegal örgütlenmeler ve derneklerin birçoğunda Özel Harp kadroları yer almakta.

Sizin izlediğiniz bir dava olan Malatya Zirve Yayınevi davasında en son nerede kaldık?

Zirve Yayınevi Davası yalnız üç Hristiyan'ın katledildiği bir dava olmadığı gibi mağdur olan da yalnız kurban yakınları değildi. Bu cinayet davasında bir Türkiye anatomisi ortaya çıktı. Özellikle belgelerde o çok bilinen ismi ile 'kontrgerilla' olarak bilinen yapı açıkça görüldü. Özel Harp Dairesi'nde Ergenekon'la bağlantılı olarak sivillerden oluşan 'beyaz kuvvetler'le daha çok resmi görevlilerden oluşan 'siyah kuvvetler'in sivil toplum kuruluşlarına, siyasal partilere girerek onları zaman zaman nasıl yönlendirdikleri raporlarda açıkça görülmekteydi. Mesela Akdeniz Raporu denilen subayların hazırladığı belgede açık açık isimler zikredilerek kimin nerede, neler yaptığı anlatılıyordu.

ÜSTEĞMENDEN MERSİN MERKEZLİ PKK EYLEMİ
Akdeniz Raporu'nda kimler var? Nasıl bir ilişki ağı söz konusu?

Raporun bir bölümünde Üsteğmen Zeynel Berkay Çelik'in Kürtçü ve Alevi unsurlar arasında bağlantıları olduğu, Mersin CHP İl Teşkilatı içerisinde organize kabiliyetine sahip olduğu belirtiliyor. Mersin CHP içerisinde üst düzey teşkilatlanma için GATA'dan Albay Özcan Pehlivan da ona aracılık ediyor. Çelik'in Mersin'de PKK odaklı sokak eylemleri yaptırabildiği belirtiliyor. Burada birçok olayı kendi dairesinin yaptığı, ayrıca ona bağlı siyah ve beyaz kuvvetleri koordine ettiği de söyleniyor. Çelik'in emirleri yerine getirmede Özel Harpçi kadar hırslı olduğu vurgulanıyor. Raporda DHKP-C bağlantısı olanlar da mevcut.

ERGENEKON- DHKP/C İLE BAĞLANTILI ÇIKTI
Nasıl bir bağlantı bu?

Mesela aynı raporda adı geçen Üsteğmen Emek Saygın Arayıcı'nın yine Mersin'de PKK, DTP, CHP ve Ülkücü gruplar içerisinde elemanları olduğu, Milliyetçi ve Kürtçü unsurlar arasında gerilimi artırıcı eylemler planladığı belirtiliyor. Adana-Mersin bölgesinde Abdulbaki Biçen ile irtibatlı olarak örgütlenen Arayıcı'nın, DHKP/C ile ortak eylemler yürüttüğü de vurgulanıyor. Akdeniz Raporu, Ergenekoncuların DHKP/C bağlantısını da ortaya koyuyor. Raporda bu faaliyetler açıkça deşifre ediliyor.

Somut fotoğraf Zirve'den çıkacak
Zirve Yayınevi Davası'yla ilgili yeni ne gibi gelişmeler olabilir?

Davayı takip etmeye devam ediyoruz. MİT'in Meclis Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na sunduğu 277 sayfalık raporu istedik. Mahkeme dosyasına gelmesini bekliyoruz. Ayrıca 2009 yılında Özel Harp Dairesi'nin kozmik odasında araştırma yapan savcılardan dosyamızı ilgilendiren hususlara dair ellerinde bilgi veya belge varsa bunların yollanmasını istedik. 2001 yılında Zirve Yayınevi davasının son iddianamesinde geçen 'beyaz kuvvetler'e dair yazılar kaleme alan Mehmet Eymür de tanık olarak dinlenecek.

Peki yakında elinize geçecek olan MİT raporu bizi bu süreçte nereye götürecek?

Bu raporun bize Zirve, Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinin beyaz ve siyah kuvvetler tarafından işlendiğini göstereceğine, ayrıca bu cinayetlerdeki önemli karargâh iller olan Trabzon, Malatya ve Hatay'daki Özel Harp yapılanmasına dair çok önemli bilgiler içereceğine inanıyoruz. Bu şekilde hem davanın sanığı hem de tanığı olan İlker Çınar'ın anlattıkları somutlaşmış olacak. Kozmik odada araştırma yapan Ankara Savcısı Mustafa Bilgili'nin gönderdikleri de eğer bu durumu teyit ediyorsa Türkiye tarihinde Ergenekon ve Özel Harp Dairesi'ne dair en somut fotoğraf bu davada görülecek. Bilindiği gibi Savcı Doğan Öz, ulaştığı sonuçlar nedeniyle 1978'de katledilmişti. Doğan Öz, sol ya da sağda ölen militanların katillerini araştırırken, karşısına hep kontrgerilla ya da Özel Harp Dairesi'nin çıktığını raporlamıştı. Şimdi Zirve Yayınevi Davası'nda bu durum daha da somut bir hale gelecek. Gelen belgelerde kimlerin sivil toplumsal yapı içinde örgütlendikleri ortaya çıkacak.

Listeler savcı ve MİT'te var
Özel Harp Dairesi'nce kullanılan elemanların 100 bini geçtiği iddiaları var...

MİT raporundaki isim listesi Malatya ve Trabzon'la sınırlı olabilir. Ama Türkiye genelindeki isim listesinin savcılarda ve MİT'te olduğu kesin. 100 bin kişiyi bulduğu söyleniyor. Ergenekon ve onun türevleri olan diğer dava dosyalarından edindiğim bilgiler, 100 bin rakamının hiç de abartı bir rakam olmadığını gösteriyor. Bu 100 bin kişiden on bininin savcı ve MİT dışında da bilindiğini duyuyoruz. Bunlar arasında Özel Harp'ten maaş alanlar da vardır.

Örgütü görmezse suç olur
Aradan geçen 6 yılın sonunda Dink davasının 'örgüt işi' olduğu sonucuna varıldı. Bu ne anlama geliyor?

En son gelişme Yargıtay Başsavcılığı'nın örgütün varlığını benimsemesinden ibaret. İlgili Yargıtay dairesi henüz bu yönde bir karar vermedi. Soruşturma savcıları iddianameyi 'derinleştirmeden' hazırladı. Mahkeme 'örgüt yoktur' diyerek iddianameyi iade etti ama savcıların itirazı üzerine iddianame yeniden kovuşturuldu. Savcılık makamları gelinen süreçte kanıtlarla birlikte örgüt esaslı bir dava açmazsa görev suçu işlemiş olacak.


11 yıl önce