Darbe yönetiminin verdiği resmî rakamlara göre ölü sayısı yaklaşık 700. Bağımsız kaynaklara göre bu sayı 3700-3800 civarında. Müslüman Kardeşler''in verdiği sayı ise, can kaybının 6 bini geçtiği yönünde. Yaralıların sayısı on binlerle ifade ediliyor.
Müslüman Kardeşler''in târihinde kilise yakma eylemi hiç olmamıştır. Kilise ve cami yakma eylemleri geçmişte daima Mısır istihbaratının başvurduğu bir yöntemdir. Mısır''da devlet daha önce de sıkıştığı zaman Müslüman-Kıptî çatışması çıkarmıştır. Mısır derin devleti yine aynı oyunu devreye soktu. Şu ana kadar 40 kadar cami, 20-30 civarında da kilise yakıldı. Müslüman Kardeşler aylardır kiliselerin çevresinde barikatlar oluşturmaktaydı.
Darbeye geniş bir destek yok. Eski rejimin destekçileri ve bizzat bu sistemden beslenenler elbette var.
Baradey ayrıldı. Mursi muhalifi halk kesimi de aldatıldığını düşünüyor. İşin içinde darbe yoktu. Mısır''ın bir çok şehrinde denetim darbe karşıtlarının elinde. Batı da bunu yavaş yavaş görmeye başladı. Darbeciler bu durumu değiştirmeye çalışıyorlar ve bu gösterileri engellemek istiyorlar. Ama engeleyemeyecekler.
Diktatörler ve krallar, Erdoğan''dan nefret ediyorlar. Aslında bu bile, Erdoğan''ın durduğu yerin doğruluğunu gösteriyor. Başbakan'ın bu ilkeli ve insâni duruşunu ''teröristleri destekliyor'' iddiasıyla karalamak isteyenler var. Bu tamamen yalan. Diğer ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda yaklaştı Suriye meselesine. Ama Türkiye ilkeli ve insani gerekçelerle, halkların hakkını ele aldı hadiseyi.
Müslüman Kardeşler târihi boyunca silahlı mücadele yürütmemiştir. Komplo ve tasfiyeye mâruz kalmasına ve liderlerini kaybetmesine rağmen asla silaha başvurmadılar. Son olaylarda bile, darbeciler silahlı görevlilerini sivil görüntüleriyle Müslüman Kardeşler üyesi olarak tanıtmaya kalktı, ama propagandaları boşa çıkarıldı.
Maalesef şu anda Mursi''den haber alınamıyor. Yeri bilinmiyor ve avukatları, yakınları kendisiyle görüşemiyor. Sivil bir darbe yaptığını söyleyenlerin ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına yaptıkları muamele bu.
Mısır darbesi karşısındaki tavrı sebebiyle Batı, demokrasi iddiasını kaybetmiştir. Bundan sonra demokrasi için Doğu mücadele edecek. Demokrasiyi öğreten bu sefer Doğu olacak.
Kesinlikle. İki yıl önce başlayan Arap Baharı diktatörleri düşürdü, ama asıl gövde sabit kaldı. Burada asıl gövde, Batının ajandasına göre hareket eden ordu ve derin devletlerdir. Asıl Arap Baharı şimdi başlıyor. Yalnızca Mısır''da değil, bu coğrafyanın her ülkesi için geçerli bu. Batı da yavaş yavaş bunu fark ediyor. Bugün Mısır''da yaşananlar, Fransız Devrimi kadar önemlidir.
Bu darbe başarılı olursa, bu hareketler Tunus''a, Yemen''e ve bütün bölgeye yayılacak. Dolayısıyla bugün Suriye ve Mısır''da verilen mücadele, diktatörlerle halklar arasında bir mücadeledir. Mısır bugün bütün bölge için mücadele ediyor.
Elbette eski rejimin sahipleri kolay kolay iktidarlarını teslim etmeyecek ve her türlü oyuna, komploya başvuracaklardır. Ama devrimler tarihinin bize öğrettiği şey, korku duvarını yıkan halkların mutlaka zafere ulaşacağıdır.
Ben Rabia''daki gösterileri takip için meydana gittiğimde, Türkiye''den geldiğimi duyanlar beni kucaklıyorlardı. Başbakan Erdoğan''ın açıklamalarını ağlayarak dinleyenleri gördüm Rabia''da. Darbe karşıtları, ''Dünyada bizi anlayan tek adam, tek lider Tayyip Erdoğan'' diyorlardı.
Mısır''da Erdoğan''a ve Türkiye''ye kızanlar sadece, halkını katleden Sisi ve Baltacılardı. Tayyip Erdoğan''ın bölgede zâten büyük bir popülaritesi vardı. Darbeye karşı tavrından sonra, bu destek daha da arttı. Bu yüzden, bu coğrafyada Erdoğan''a hiç kimse açıktan saldıramıyor. Bugün Suudi Arabistan''da bile Erdoğan lehine kampanyalar başlatıldı.
Müslüman Kardeşler Mısır''ın en organize teşkilatı. Devlette bile bu kadar organize bir yapı yok. Liderlerin tutuklanması hâlinde kimlerin karar alma konumuna geçeceği bellidir. Bin kişi bile tutuklansa, Müslüman Kardeşler teşkilatı bundan etkilenmez.